En Çok Tükettiğimiz 6 Sağlıklı Gıda

Diyetisyenler gıdaların besleyici özelliklerinden sürekli bahsediyor. Genelde sağlıksız besinleri aşırı tüketmeye meyilli olsak da sık tükettiğimiz 6 sağlıklı gıda da işte bunlar…

Avokado. Kalbe, saçlara,cilde, sindirim sistemine çok faydalıdır. Sağlıklı yağlar içerir kalbi besler ve korur. Lezzetli bir meyvedir her yerde kullanılabilir.

Hindistan cevizi. Tavada yağı ile yulaf ezmesini soteleyebilirsiniz. Laurik asit ve potasyum içerir lezzetli bir sütü ve yağı vardır. Bol lif içerir.

Chia. Omega 3 yağ asitleri, antioksidan ve protein deposudur. Tatlılarda, yoğurtla ve tek başına tüketilebilir. Sindirim sorunlarına iyi gelir.

Muz. Potasyum değeri yüksektir, haftada bir iki tane tüketilebilir. Çocuktan yaşlıya herkes severek tüketmektedir.

Quinoa tahılı lif ve protein deposudur. Aşırı tüketilirse nişasta görevine başlar.

Smootie. Süt, meyve, nane, tarçın, vanilya gibi gıdalarla sabah kokteyli hazırlayıp için. Enerji bombası bu tarifler sizi zinde tutacak.
Kaynak.7gunsaglik

Dukan Diyeti Nedir ve Nasıl Uygulanmaktadır?

Dukan diyeti, Fransız beslenme uzmanı Dr. Pierre Dukan tarafından geliştirilmiş, yüksek protein içeren düşük yağ ve protein diyetidir.

İçeriği Ne Şekildedir?
Dukan diyeti 4 aşamadan oluşmaktadır:
1)Atak
2)Normal seyir
3)Takviye
4)İstikrar

Birinci aşamada yani atak aşamasında, yumurta, yağsız süt ürünleri, yağsız inek, tavuk ve hindi eti, kabuklu deniz ürünleri tüketilir.

Diyetin ikinci aşaması yani normal seyir, sadece protein destekli besin tüketimi içermektedir.

Diyetin takviye aşamasında her gün 2 dilim buğday ekmeği, 1 porsiyon meyve ve yağsız beyaz peynir tüketilmektedir.

Son aşama olan istikrar evresinde ise yalnızca protein yemek için ayrılmış haftanın bir günü dışında normal yemeye devam edilir.

Diyetin Olumlu Yönleri:
Hızlı kilo vermenize yardımcı olup aç kalmak zorunda olmamanızdır.
Uygulanan pek çok diyet yoğun bir egzersiz planına sahip iken dukan diyetinde yaklaşık yarım saat yürümek her aşama için yeterlidir.

Diyetin Olumsuz Yönleri:
Kötü nefes kokusu neden olup tüm besin çeşitlerinin tüketmenizi engellemekte ve bu nedenle de beslenme eksikliğine sebep olabilmektedir . Kuralları karmaşık ve katı olduğundan bu diyeti bırakmak bazı insanlara zor gelebilmektedir.
Kaynak.7gunsaglik

Ergenlerde Kilo Algısında Hata Obezite Sebebi

Florida State Üniversitesi araştırmalarına göre ergenlik ve gençlik büyüme döneminde kilo algısında hatalar yapılıyor ve bunun sonu obezite ile bitiyor.

Boy kilo ile vücut kitle indeksi ölçülmeli ve ideal orana kavuşulmalıdır. Bu dönemler hassastır ve ileride kalıcı hasarlar yaratabilir. Yetişkinliğe gelmeden vki değerinin 30 ve üzerinde olmaması gerekir yoksa ileride de obez olma riski yüksektir. Ergenlikte kilo algısı hataları yetişkinlikte obez olma riskini %40 garantiliyor.

Uzun vadede sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik ergenler ve gençler ile çocuklar için olumsuz sonuçlar getiriyor. Kilo ve görüntüyle ilgili hassas dönemlerde yapılan damgalama, alay vs davranışlar da obeziteye sürüklüyor. Ergenlikte içe dönen gençler kendini sağlıksız ve aşırı yemeye veriyor. İlaç kullanımı ruh sağlığı sorunları toplumsal baskı ve önyargılar ile bu alışkanlık kalıcı hale gelebiliyor.
Kaynak.7gunsaglik

Kadın Sağlığında Uykunun Yeri Ve Önemi

Uyku sorunları ve eksikliğinde kadınlar neler yaşıyor uyku kadınlara neden çok gerekli?

Psikiyatrist Dr. Tanju Sürmeli, uykusuzluğun kadınlar üzerindeki etkisini anlattı.

Uyku yanlızca günlük hayatımızdan yaratılan bir zaman aralığı değil, aktif olarak hergün fiziksel ve akıl sağlığımızı yenilemek için diet ve eksersiz kadar gereklidir. Amerikalıların 100 milyondan fazlası uykusunu iyi ve kaliteli alamadığından bahsetmektedir, bu neredeyse Amerikanın yarısıdır. Çoğu insan için 7-9 saat uyku gerekliliği olduğu halde 30 yaş üstü çalışan kadınların genelde 6 saat 45 dakika uyudukları biliniyor. Kadınlar erkeklerden daha çok uykusuzluk çekiyorlar. Özellikle adet, menopoz ve doğum sonrası sendromlar da artıyor.

Uyku ve uyanıklığın 84 hastalığı günlük hayatımızın kalitesini bozuyor ve sağlıklı yaşamı azaltıyor. Bunlar trafik ve endüstriyel kazalara neden olarak toplumu tehlikeye sokabiliyor. Bu hastalıklar,

Uykuya dalmakta zorluk, tüm gece huzursuz uyumak, derin uykuda olamamak, uykuda konuşmak, bağırmak, çok hareketli olmak, uyurgezerlik, gece kalkıp yiyecek atıştırmak (Bir çalışma yüzde 66 sının kadın olduğunu söylüyor. Uyurgezerlikde de bu durum görülebiliyor ve bazen kullanılan ilaçlar (antidepresantlar, hipnotik gruptan uyku ilaçları, huzursuz bacak tedavisinde kullanılan ilaçlar) buna neden olabiliyor.Horlamak, uykuda diş sıkma veya diş gıcırdatma, kâbusUyku apnesi (nefes almada kesilme) 50 yaş ve üstü kadınlarda görülebiliyor. 65 yaş üstünde yüzde 25 oranında rastlanıyor. Normal kilodan fazlası buna en çok katkı yapan nedenlerden biri. Bir başka nedeni progesteron azalması gibi hormonal değişiklikler.Gece terörü (karabasan) uyku sırasında daha çok çığlık atma tarzında görülen ve sonradan anımsanmayan dönemlerle karakterize bir uyku bozukluğuGece ağrılarından kadınlar erkeklerden daha çok şikâyet ediyorlar. Migren, kas kasılma baş ağrısı, romatoid artrit, artrit bunun en çok rastlanan nedenleri.

Huzursuz bacak sendromu (Uykuda bacakları hareket ettirerek huzursuzluk oluşmasını azaltmaya çalışmak. Kadınların yüzde 18’inde görülüyor ve bunların yüzde 80’ininde eşleride aynı yatakda yatarken huzursuz olduklarını rapor ediyor.

Erken saatte uyanmak, sabah kalkmakta zorlanmak, dinç ve uykuyu almış olarak uyanamamakGüne enerjisi düşük başlamak, baş ağrısı ile uyanmak, gergin uyanmak, takıntılı düşüncelerle uyanmak gibi şikâyetlere neden olabildiği gibi ölümle de sonuçlanabiliyor.

UYKU BOZULURSA

• Gündüz uyuma isteği, dikkat eksikliği, konsantrasyon bozukluğu, unutkanlık, karar verme mekanizmalarında bozulma

• Hayattan zevk almamak, anksiyete, kalp atışında hızlanma, vücut ısısında düşme

• Büyüme hormonu salınımında ve immun sistemde bozulma ortaya çıkabiliyor.

Uyku düzeninden sorumlu sirkadiyen ritim uykuyu ayarlayan merkez hipotalamus ve melatonin üreten pineal gland ile birlikte düzenlenir. Uykuda büyüme hormonu salınımı ve hafıza konsolidasyonu (pekinleştirmesi) gerçekleşir.

Japonya’da 6 saatten az uyuyan 40 ile 79 yaş arasında 24.000 kadın ile yapılan 8 yıllık takipli çalışmada, uykuda salınan Melatonin hormonunun azalmasına bağlı estrojen hormonu salınımı artarak kadınlarda Meme kanseri yapma riski yüzde 60 arttığı bulundu. Gece lambasında ışık olarak kullanılması gereken tek renk kırmızıdır. Yapılan çalışmalarda bir tek kırmızı ışık gece melatonin üretimini etkilemiyor, diğer ışıklar üretimi durduruyor. Hatta her 2 saatte bir, 1 dakikalık beyaz ışığa maruz kalan deneklerde melatonin üretiminde yüzde 65 azalma görülmüş.

Sirkadiyen ritim olumsuz etkileyen faktörler

– Alarm saati

– Işık (kırmızı hariç)

– Yemek zamanı

– Kafeinli içecekler

– Çok sigara içme

– Çok soğuk hava

– Yatak odasında TV, Bilgisayar olması

Yatak odasının renkleri yeşil, lila ve açık mor tonları olabilir (yatak odası takımı veya duvar rengi), uykuya rahat geçmeyi sağlar. Kadınların makyajlarını yatmadan önce mutlaka temizlemeleri ciltlerinde bir reaksiyon olmaması için önemlidir.

Tedavisinde Amerikan Uyku Tıbbı Akademisi’nin de önerdiği uyku ve ağrılarda oldukça etkili Biofeedback yöntemi, relaksasyon teknikleri ve kognitif terapi kullanılabilir. Tekrar uyku sirkadian ritmin geri dönmesinin bozulmaması için hipnotik ilaçlar maksimum bir ay kullanılabilir. Uzun süre kullanımının depresyon ve bazı kanserlere neden olduğu birçok çalışmada gösterildi. 10.529 Hipnotik ilaç kullanan uyku bozukluğu olanla 23.674 normal insan karşılaştırıldığında hipnotiklerin ölümü arttırdığı tespit edildi. Bunların içinde yüksek doz hipnotik verilenlerde yüzde 35 kanser görülme arttığı görüldü. Hipnotik ilaç çalışmalarında melanoma olmayan (bazal hücre) deri kanserleri, yumurtalık kanseri, akciğer kanseri, böbrek ve tiroid gibi kanserler görülmüş.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Rahatlama Amaçlı Bir Tedavi: Refleksoloji

Halsiz mi hissediyorsunuz? Soğuk algınlığı mı yaşıyorsunuz? Refleksoloji tedavisiyle nelerin üstesinden gelebileceğimizi doğal tıp doktoru Leah Sherman anlatıyor.

Uykular. Daha dinlendirici ve rahat bir uyku için, ayak baş parmağının arkasına basınç uygulayın. Ucunda dışa doğru ovarak basınç uygulayın bu, uyku hormonu melatonini düzenleyen epifiz bezine karşılık gelir. Ayak parmaklarını sürümek dinlenme ve yatıştırma özellikli endorfin salgılar.

Adet dönemi. Bu dönemde kramplarla boğuşan kadınlar ayaklarını iki eliyle tutup aşık kemiğini ovmalıdır. Serbest kalan parmaklarla ayak baş parmağının ortasına bastırın. Yumurtalıklar ve rahim gibi hormonları düzenlemeye yardımcı hipotalamus bezini yatıştırır.

Sinüs sorunları. Sürekli migren ve baş ağrısı varsa, yavaş ve sıkıca ayakların altına yastık koyup parmaklarınızı aşağı doğru çekmeye çalışın. Bu noktalara basınç uygulayın. Tıkanıklığı da giderir.
Enerji. Ayak topuğundan baş parmağına kadar tüm tabana basın. uygulamak enerji verecektir. Bu nokta da serbest adrenalin, doğal moral yükseltmekten sorumlu olan böbreküstü bezine karşılık gelir.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Egzersiz Yaparken Kalp Hızına Dikkat

Fiziksel hareketlerimiz dahil özellikle spor yaparken kalbe dikkat edelim sonradan başımız ağrımasın.

Egzersizden maksimum yararlanabilmek ve olası sakatlıkların önüne geçebilmek için kalp hızınızı hesaplayın. Sonra programınızı kalp hızınıza göre yapın. Spor hekimi Dr. Çağlayan Yergin sorularımızı yanıtladı.

Amatör amaçlı egzersiz-spor yapanların öncesinde test yaptırması gerekiyor mu?

Güvenli bir egzersiz programına başlamadan önce erkekler 45 yaş, kadınlar 55 yaşın üstündeyse, ailede 55 yaşın altında kalp krizi geçirmiş birey varsa, sigara kullanıyorsanız, yüksek tansiyon veya kolesterol, diyabet gibi bir hastalığınız varsa doktorunuza danışın. Etkili bir egzersiz programına başlayarak sağlık sorunlarından kurtulmak, kilo vermek istiyorsanız veya takım sporları yapıyorsanız -hafta sonu tenis, futbol oynamak gibi- hangi yaşta olursanız olun kalp-damar sisteminiz, esneklik, kuvvet ve vücut yağ yüzdeniz hakkında bilgi sahibi olmanız hedeflerinize ulaşmada ve sakatlıktan korunmada çok yardımcı olur.  

EGZERSİZE KONUŞMA TESTİ

Egzersiz programında ‘kardiyo egzersizleri’nin önemi nedir?
Kardiyo egzersizlerinin amacı nabız ve kan dolaşımını arttırmak. Yapacağınız egzersizin çeşidinin ne olduğu aslında çok önemli değil. Koşu, bisiklet binmek, yürüyüş, yüzme olabilir. Bu gibi egzersizler uzun süreli yapıldığında kişinin oksijen kullanım kapasitesi artar. Kalp- damar ve solunum sistemi güçlenir. Kaslara giden kan miktarının artması sonucu kaslar oksijeni daha iyi kullanabilir, hareket kabiliyeti artar, kan basıncı, kolesterol üzerinde olumlu değişiklikler, vücut yağ yüzdesinde azalma gözlenir. Egzersiz sağlıklı olma, ince bir vücut veya hareket kabiliyetini arttırma hedefi taşıyorsa mutlaka kalp hızını arttıran fiziksel aktivite programına uyulmalı. Nabız hızını ölçen aletiniz yoksa kabaca egzersizi uygun yapıp yapmadığınızı anlamak için “konuşma testi”ni deneyebilirsiniz. Koşarken veya yürürken soluksuz kalmadan konuşabiliyorsanız doğru hızda egzersiz yapıyorsunuz demektir.

ÖĞLEDEN SONRA SPOR

Spor salonlarına gidemeyenler için hangi egzersizleri önerirsiniz?

Her gün 30 dakika canlı, tempolu yürüyüş, asansör yerine merdiven kullanmak, işte günün büyük bölümünü oturarak geçirenlerin 40 dakikada bir yerlerinden kalkıp dolaşmaları, evde esneklik egzersizleri yapmaları, haftada iki gün şınav ve mekik çekmeleri (zorlamadan tekrar sayılarını yavaş yavaş arttırarak), müzikle dans etmeleri ve oturdukları koltuktan öne eğilmeden ve elleriyle destek almadan kalkmayı alışkanlık haline getirmelerini öneririm.

Günün hangi saati egzersiz için en uygun zaman?

Sabahları yapılan spor sonrasında metabolizma daha hızlı çalışır ve yağ yakımı daha kolaydır. Ancak spora yeni başlayanlara sabah aç karnına egzersiz yapmalarını önermem. Çünkü açlık kan şekerindeki oynamalar tatsız sonuçlar doğurabiliyor. Kahvaltı ve öğle yemeğinden 1-2 saat sonra egzersiz için uygun bir zaman dilimi. Yiyeceklerle kana geçen şeker vücut tarafından kolaylıkla kullanılır ve kan şekeri düzeyi problem oluşturmaz. Performans sporcuları üzerinde yapılan araştırmalar öğleden sonra saatlerinin egzersiz için ideal olduğunu vurguluyor. Akşam ise metabolizmamız daha yavaş çalışır. Akşam yemekten sonra yapılan 10 dakikalık kısa yürüyüşler, yemekten aldığımız enerjinin yakılmasına yardımcı olacağı için kilo kontrolünde öneriliyor.

TERLİ TERLİ SU İÇİLİR

Terliyken su içmek hasta eder mi?

Özellikle spora başlamadan önce ve spor yaparken su tüketmeyi unutmamak lazım. Vücut spor yaparken iç ısısını güvenli bir seviyede tutmak için terler. Terle birlikte vücuttan bazı faydalı mineraller de atılır. Bunların yerine konması ve sıvı dengesini korumak için su içmeye önem verilmeli. Bu nedenle ‘spor yaparken ve terliyken su içilmesi hasta eder’ yönündeki inanış yanlış. Aksine, sıvı kaybının yerine konmaması yaptığımız fiziksel aktiviteyi negatif yönde etkiler, sakatlıklara sebep olabilir.

Egzersizi ihmal etmemek için alınabilecek küçük önlemler ne olabilir?

Egzersiz programına başlamak ve düzenli devam etmeyi sağlamak için önce egzersize başlama nedenlerinizin listesini yapın. İsteğinize ulaşmak için gerçekçi hedefler oluşturun. Egzersize zaman ayırmasınızın önündeki engelleri belirleyin ve bunlarla baş etme stratejileri geliştirin. Yaptığı aktivitenin günlüğünü tutun. Yazmanız gelişiminizi izlemek ve hedefinize uzaklığınızı anlanızda yardımcı olur. Bazı günler motivasyon için bir arkadaşınızla birlikte egzersizini planlayabilirsiniz. Hatta sosyal medyada arkadaşlarınızla günlük egzersiz çalışmalarınızı paylaşabilir, geri bildirimlerle motive olabilirsiniz.  Dr. Çağlayan Yergin

KALORİ YAKTIRAN FORMÜL

30 dakika tempolu yürüyüş

DR. YERGİN, egzersiz sırasında en yüksek düzeyde kalori harcanabilmesi için egzersiz-spora yeni başlayanlara haftada 3-4 gün 30 dakika tempolu yürüyüş yapmalarını öneriyor. Daha sonra programlarına haftada 3 gün de interval antrenmanı yani aralıklı yüklenmeyi dahil edebilirler. İnterval antrenmanın faydaları çok. Az zaman harcayarak çok verim alınır, oksijen kullanımını artırarak kalori harcanmasını sağlar ve egzersiz sonrasında yağ yakımı ve kalori harcanmasını arttır. Yeni başlayanlar için şöyle bir program oluşturulabilir:

1Isınma: 5 dakika normal tempoda yürüyüş,

2   Hızlanma: 60 saniye yürüyebildiğiniz kadar hızlı yürüyüş,

3 Yavaşlama: 90 saniye yavaş yürüyüş,  Hızlı-yavaş yürüyüşler toplam 5 kez tekrar edilir.

4 Soğuma:5 dakika rahat tempoda yürüyüş.

Hedef kalp hızınızı 20 dakika koruyun

EGZERSİZE başlarken hedef kalp hızınızın yüzde 60 seviyesinde olmasını amaçlayın. Orta şiddette egzersiz seviyesinde hedef kalp hızı yüzde 75, ileri seviyede ise hedef kalp hızı yüzde 85 olmalı. Fiziksel uygunluğunuzu geliştirmek için 20-30 dakika süresince hedef kalp hızınızı korumanız gerekir. “Hedef kalp hızı”nızı bilmeniz ve ona göre kendinizi zorlamanız egzersizden daha iyi yararlanmanızı sağlar. Bu hesaplama sakatlanma riskini de azaltır.

•Maksimum kalp hızı: Çok yoğun egzersiz süresince kalbinizin en hızlı atımı. Kişiden kişiye değişiklik gösterir. Maksimum kalp hızınızı belirlemek için 220 sayısından yaşınızı çıkarın.

•Hedef kalp hızı: Egzersiz süresince dakikada kalbinizin atması gereken sayı. Orta şiddetli fiziksel aktivite sırasında hedef kalp hızı maksimum kalp hızının yüzde 50-70’i arasında olmalı. Örneğin: Maksimum kalp hızı 170 atım/dakika (220-50) olan 50 yaşında bir kişinin hedef kalp hızı, yüzde 50 seviyesi 170x0.50=85 atım/dakika. Yüzde 70 seviyesi) 170x0.70= 119 atım/dakika. Bu kişinin orta şiddetteki egzersiz sırasındaki hedef kalp hızı 85-119 atım/dakika olmalı.

•Şiddetli fiziksel aktivite sırasında: Hedef kalp hızı maksimum kalp hızının yüzde 70-85’i arasında olmalı. Örneğin: Maksimum kalp hızı 185 atım/dakika (220-35) olan 35 yaşında bir kişinin hedef kalp hızı, yüzde 70 seviyesi 185x0.70= 130 atım/dakika, yüzde 85 seviyesi 185x0.85= 157 atım/dakika. Bu kişinin şiddetli bir aktivite sırasındaki hedef kalp hızı 130-157 atım/dakika olmalı.Kaynak.7gunsaglik

Gözlük Alırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Prof. Dr. Ayşe Yağcı göz sağlığı için pazardan gözlük alınmamasını öneriyor.

Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Yağcı, güneş gözlüğünün hem ultraviyole ışınlardan hem de sıcağın alerjik etkilerinden gözleri koruduğuna dikkati çekerek "Sadece erişkinler değil 2 yaşından itibaren çocuklar da güneş gözlüğü takmalıdır" dedi.

Ayşe Yağcı, yaptığı açıklamada, atmosferde olan değişimlerle ultraviyole A ve B ışınlarının yeryüzüne daha fazla ulaşmaya başladığını, bunun da önlem alınmaması halinde başta cilt kanseri olmak üzere çeşitli sağlık problemlerine neden olduğunu anlattı.

“Havanın güneşli olduğu kış aylarında da gözlük kullanılmalı”

Bu ışınların gözlere de zararı olduğuna dikkati çeken Yağcı, şöyle konuştu:

"Özellikle açık renkli gözler güneş ışınlarından daha fazla etkilenir. Ultraviyole ışınlar alerjiye, görmeyle ilgili rahatsızlıkları neden olabilir. Bu ışınların en fazla etkisini göz yüzeyinde görüyoruz. Işınlara karşı tedbir alınmaması halinde gözün beyaz olarak görülen katmanının üzerindeki konjonktiva tabakasında kötü huylu tümörlerin gelişmesine neden olunabilir. Bu nedenle güneş gözlüğü kullanmak zorundayız. Sadece yazın değil havanın güneşli olduğu kış aylarında da gözlük kullanılmalı.

Gözlük hem ultraviyole ışınlardan hem de sıcağın alerjik etkilerinden gözleri koruyor. Bu nedenle de çok yararlı. Alerji olsun olmasın mutlaka ultraviyole ışınlardan korunmak için çok küçük yaşlardan itibaren güneş gözlüğü takmalı. Sadece erişkinler değil 2 yaşından itibaren çocuklar da güneş gözlüğü takmalıdır."

Gözlük alırken nelere dikkat etmeli?

Güneş gözlüğünün markasından ziyade camın kalitesinin çok daha önemli olduğuna işaret eden Ayşe Yağcı, ultraviyole A ve B ışınlarına karşı etkili camı olan gözlüğün tercih edilmesi gerektiğini vurguladı. Pazarlarda satılan gözlüklere itibar edilmemesini isteyen Yağcı, şöyle devam etti:

"Gözün daha kaliteli görmesi açısından ışığı yansıtmayan camları tercih etmeliyiz. Gözlüğün camı bu özellikte olmalı. Pazarlarda satılan gözlüklere kesinlikle itibar edilmemeli. Çünkü onlar mikadan yapılmış cam görünümlü şeyler. Mutlaka göz doktorunun tavsiyesini alarak ya da camın özelliklerini belirten bir sertifikası olan güneş gözlüğü tercih etmek lazım. Güneş gözlüğünün amacı, güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmaktır. Pazarlardan alınacak gözlükler ultraviyole ışınları emmediği için bir anlam taşımaz. Gözlük takmış sanırsınız ama takmamış olursunuz."
Kaynak.7gunsaglik

Pasif İçiciler Nelere Maruz Kalıyor?

Kalp damar hastalıklarının yanısıra bunama riskini de artırıyor. Sigara içilen ortamda bile bulunsanız pasif içicisiniz ve bu risklere sahipsiniz.

Araştırma sonuçlarına göre pasif içicilik, kalp-damar, solunum yolları hastalıklarının yanı sıra bunama riskini de artırıyor.

Pasif sigara içiciliğinin bunama riskini artırabileceği belirlendi. Çinli bilim adamlarının İngiliz ve Amerikalı meslektaşlarıyla Çin’in 5 bölgesinde yaptığı, 60 yaşın üzerindeki yaklaşık 6 bin kişinin katıldığı araştırma, sigara dumanına maruz kalan kişilerde bunama riskinin arttığını gösterdi. Araştırmacılar, pasif içicilerde ciddi bunama belirtileri gördü. Belirtilerin dumana maruz kalma oranı ve süresine göre değiştiği belirtildi.

Araştırmacılar, pasif içiciliğin bunama konusunda ciddi risk etkeni olarak görülmesi gerektiğini ve dumana maruz kalmaktan kaçınmanın riski azaltabileceğini vurguladı. Araştırma, ”Occupational and Environmental Medicine” dergisinde yayımlandı. Pasif içiciliğin kalp-damar, solunum yolları hastalıkları ile akciğer kanseri riskini artırdığı biliniyordu. Ancak bunama riskini artırdığı ilk kez bilimsel olarak ortaya konuldu.Kaynak.7gunsaglik

Burun Akıntısı ve Nedenleri

Daha çok üst solunum yolu ile ilgili hastalıkların bir sonuç olarak burun mukozasının akması burun akıntısı olarak ifade edilir.

Burun Akıntısı Nedenleri Nelerdir?
Burun akıntısının en önde gelen nedenleri arasında nezle, saman nezlesi, müzmin nezle, alerjik burun iltihabı ve sinüzit gelmektedir. Bununla birlikte acı ve sıcak yiyecekler tüketmek, buruna bir şeyin kaçması gibi durumlar da burun akıntısına sebebiyet veren durumlar arasındadır. Ayrıca burun akıntısı, kızamık başlangıcında da görülebilmektedir.
Daha çok yetişkinlerde rastlanan, tek taraflı ve değişik kıvamlarda, genellikle sarı ve yeşil, renksiz ya da kanla karışık burun akıntıları sinüzitin habercisi olabilmektedir. Çocukların enfeksiyon kapma riski daha yüksek olduğu için onlarda burun akıntısı durumu daha sık gözlenmektedir.

Burun Akıntısı Tedavisi
Tedavide ilk olarak akıntıya neden olan durum araştırılır ve iyileştirilmesi sağlanır. Akıntının sebebi ortadan kaldırıldığında akıntı da kesilecektir.
Kaynak.7gunsaglik

Kanser Yayılımına Neden Olan Yeni Bir Mekanizma

Çocukluk döneminde hücreler ve organlar büyüme halindedir. Hücre göçü ileriki yaşlarda engellenemez ve devam eder.

Kanser hücreleri yetişkinlikte çok daha büyük oranda göç eder ve yayılır. Metastaz olarak bilinen bir süreçle kanser ölümleri %90 oranda gerçekleşir. Vücudun diğer bölgelerine de yayılır ve ikincil tümörlere neden olur. DENND2B adlı bir hücre Rab13 hücre göçünü başlatıyor. Yüksek dereceli kanser türlerinde genellikle beyin metastazı, özellikle epiteliyal kanserlerinde etkili oluyor.

Epitelyum doku iç ve dış vücut yüzeylerinde kaplama ve astar görevi görüyor. Bu dokuların hücre göçüyle bozulmasıyla beraber kanser hücreleri açığa çıkıyor. Epitelyum kanserler karsinom olarak da biliniyor ve özellikle göğüs, prostat, akciğer, kolon, yumurtalık, mesane kanserine yol açıyor. Kanser kök hücreleri tümörleri etkili hale getiriyor ve aktifleştiriyor. Bilim adamları yan etkileri daha az olan yeni kanser tedavi yöntemlerini araştırıyor.
Kaynak.7gunsaglik

Koşu Bandı Testi Yaşamsal Verileri Tahmin Ediyor

Egzersiz temelli skorlama içeren holter adlı koşu bandı testi kalp tansiyon için yapılır.

Uzun vadede yaşam süresi, ölüm riski, türlü sorunların tahminlerinde kullanılmaktadır. EKG sonuçları ile birleştirilip hastanın genel durumu yorumlanır.

Yaş, cinsiyet, spor yapma ve sağlık durumuna göre hastalar ayrılıp bu teste alınıyor. Bir süre boyunca bant üzerinde koşuluyor ve sonuçlar alınıyor. Basit bir formül ile uygulanan test sonucunu doktorunuz size bildiriyor ve gerekli adımları ve tedavi sürecini başlatıyor. Bir süre boyunca bant üzerinde koşuluyor ve sonuçlar alınıyor.

Basit bir formül ile uygulanan test sonucunu doktorunuz size bildiriyor ve gerekli adımları ve tedavi sürecini başlatıyor. Fiziksel efor testi kalp hastalığının ne durumda ilerlediğini ve yapılacakları bize bildiriyor. Egzersiz sırasında pik kalp hızı ve fitness seviyesi ölçülüyor. Dayanıklılık testi de denilebilir. En etkin hesaplama aracı olarak efor, holter ve ekg testleri önde geliyor. Kalbin ana damarları invaziv biçimde değerlendiriliyor.
Kaynak.7gunsaglik

Sıkılaşın, Fit Olun Ve İncecik Kalın

Spor uzmanlarından harika öneriler.. Sarkmalar olmadan sıkılaşarak zayıflamanın yolları..

AĞIRLIK ANTRENMANI YAPIN
Yağ yakarak zayıflama, kardiyovasküler egzersiz çeşitlerini yaparak olur. En iyileri; yürüyüş, bisiklet, ip atlama, eliptik bisiklet ve yüzmedir. Hangisini yapma olanağınız varsa onu seçin. Aktiviteye başlamadan önce en az beş dakika esneme ve ısınma yapın. Yürüyüş, eliptik ve bisiklet yapacaksanız mutlaka 3 eğim ya da altı zorluk düzeyinde ile 15 dakika orta tempo yürüyüş, ardından dört eğim ya da zorluk 7.2 düzeyde 15 dakika orta tempo koşuya geçin. Daha sonra eğimi 4.5'e çıkarıp 15 dakika 8 düzeyde koşarak son beş dakikada kademeli olarak hem eğimi, hem de düzeyi azaltarak egzersizi bitirin. Haftada dört kere bu şekilde yürüyüş, bisiklet ve eliptik dönüşümü ile kardiyovasküler aktivitenizi planlayın.

SAĞLIKLI KARBONHİDRATLAR
Proteini yüksek tüketecek kişiler, dayanıklılık sporu olan halter, güreş ve vücut geliştirme yapabilirler. Bu sporları yapan kişilerin protein ihtiyaçları çok artar. Ancak ince ve atletik bir vücut için orta düzey protein yeterlidir. Fazlası vücuda yarar sağlamaz. Ama tam tahıllı karbonhidratlar mutlaka beslenmede yüksek oranda olmalıdır. Çünkü yetersiz karbonhidrat içeren bir diyet, yorgunluğa ve psikolojik defansa neden olur. Yeterli karbonhidrat, kasların katabolizmasını yani kaybolmasını önler. Açıkçası zayıflama sürecinde yüksek protein yerine yüksek sağlıklı karbonhidrat tüketmek oldukça önemlidir.

SU İÇMEK KURAL OLMALI
Vücudun susuz kalması egzersiz performansını olumsuz etkiler. Yorgunluğun bir nedeni de aktivite boyunca su içmemektir. Sıvı kaybını vücuda yaşatmamak için sporunuzdan önce 500 ml., egzersiz boyunca her 15-20 dakikada bir en az 300 ml. ve egzersiz bittikten sonra da 700 ml. kadar su içmenizi tavsiye ederim.

ANA ÖĞÜNLERDE YEMEK
Aktivite yaptığınız günlerde; öğle ve akşam ana öğünde kepekli tahıllar veya kurubaklagillerden birini, taze sebze ya da meyvelerden seçerek yanına yağsız hayvansal protein kaynaklarını tüketmelisiniz. Kahvaltıda az yağlı ya da yağsız süt ve süt ürünleri, yumurta ve kepekli tahıllardan oluşan bol taze sebzeli bir mönü planlamalısınız. Ara öğünde süt, meyve, az miktarda kuru yemişler olmalıdır. Bu tip bir beslenme; kas dokusunu koruyacak, yüksek karbonhidrat ve yeterli proteinin yanı sıra tüm vitamin- minerallerin de doğal olarak beslenmenizle alınmasını sağlayacaktır.

B GRUBU VİTAMİNLER
Unutmayın, zayıflarken vücut geliştirme yapmayacaksınız. Bu nedenle B grubu vitaminlerinden zengin yiyeceklere öncelik vermelisiniz. Yeterli protein, hafif ağırlık antrenmanınızda kas fibrillerindeki minimal hasarı onaracak, kalori harcanmasında doku kaybını engelleyecektir. B1, B2, B6 ve niasin; egzersiz sırasında enerji oluşumuna yardımcı olmaktadır. Diğer B grubu vitaminlerinden folik asit ve B12 ise kırmızı kan hücrelerinin oluşumu, protein sentezi ve doku yapım-onarımı sağlayacaktır. Sağlıklı beslenmenize ek bir tablet B kompleks vitamin desteğini bu egzersiz günlerinde almanızda fayda olacaktır.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Meme Estetiği Hakkında Güncel Bilgiler

Estetik ve plastik cerrahi ile birçok derdimize deva buluyoruz. Meme ameliyatları ise en popüleri.

Meme büyütme,  burun estetiği nden sonra en çok talep gören estetik ameliyatların başında geliyor. (twitterdan estetik önerilerimi takip et: @cerrahisanati)

Kimlere yapılır.
Adı üstünde meme protezi, olmayan bir organın yerine koyulur. Memesi gerçekten küçük olanlara yapılır. Biraz daha büyük olsun, dekoltem daha güzel olsun diyenler, bence bu işi biraz basite alıyorlar. %1-2 komplikasyon ihtimalini alacak kadar ciddi, estetik sıkıntınız olmalı.

Ağrır mı?
Kas altı teknikte, 2-3 gün kendi yemeğinizi kendiniz yiyemeyebilirsiniz. Kollarınızı kaldırdığınızda ağrıdan ağlayabilirsiniz. Subfasyal ve kas üstü tekniklerde, ağrı daha az olur ama 4-5 gün sanki üstümde birisi oturuyor şeklinde bir basınç hissedebilirsiniz

Değer mi?
Gerçekten küçük göğüsleriniz varsa, özgüveninizin ne kadar etkilenebileceğini biliyorum. Ameliyattan sonraki ilk gün, herkes pişman olur. Sonra iyi ki oldum dersiniz. Biraz daha büyük olsun diye ameliyat isteyenlere ben ŞIMARIK muamelesi yapıyorum, 5 dakika sonra sandalyemden kalkıp, sizin zaten harika göğüsleriniz var iltifatlarıyla misafirimizi yolcu ediyorum :)

Damla mı yuvarlak mı?
Normal bir kadın memesi, ayakta damla, yatınca yuvarlak olur. Hatta yatınca yanlara yayılır. Memenin, bu değişken şeklini tam olarak yapan silikon yok ne yazık ki. Hastalarımın genelde ayakta nasıl görüneceğini, kıyafetlerden dekoltenin nasıl olacağını daha çok önemsiyorlar. Sizin ihtiyacınız önemli.

Damla döner diyorlar?
Çok zor. Altında dokuya yapışan çıkıntıları var. Nadiren döner. Kas altı yapılacaksa silikonun şekli yuvarlak da olsa damla görünüyor.

Kas altımı, kas üstümü iyi?
Birisi diğerinden daha iyi değil. Kas altı silikonu daha iyi örtüyor kenarları belli olmuyor, dekolte daha iyi oluyor. Ama çok ağrılı ve kol hareketleri ile meme hareket edebiliyor. Kas üstünde ise silikon daha belli olabiliyor, ağrısı daha az, kol hareketleri ile meme oynamaz. Cevabı siz verin hangisi iyi :). Ama bir kaç önemli nokta. Profesyonel sporcu iseniz kas altı yapılmaz. Doku kalınlığınız çok iyiyse kas altına gerek yok. Çok zayıfsanız, kaburgalarınız bile sayılıyorsa, kas altı tek seçeneğiniz olabilir.


Meme Silikonu doğal durur mu?
Kesinlikle doğal olmaz :). Bir kadın,18 yaşında değilse, göğüsler yatınca tüm formunu kaybeder. Silikonlar yatınca da dik duruyor. Bu iyimi kötümü yine siz karar verin:). Silikonlu meme, normal bir memeden beklenmeyecek kadar formunu korur.

Meme başı, meme altı, meme altı? Hangi kesi daha iyi?
Yine en iyisi şudur diye cevap yok. Silikon protez için bir yerden 4-5 cm bir kesik yapılıyor. Koltuk altı sizin için daha dekolte olabilir. Meme başı memenin en az görünen yeri ama uyuşukluk daha çok olur. Süt bezlerinden silikonun enfekte olma ihtimali daha fazladır. Meme altından ameliyat daha kolay, subfasyal teknik, buradan mümkün, ayaktayken en az görünen iz bu iken yatınca en çok bu iz görünür. Cevabı yine siz verin :).
Güzel günler dilerim.

Dr. Barış Çakır
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif  Cerrahi UzmanıKaynak.http://www.7gunsaglik.com

Adet Düzensizlikleri Hangi Sorunun İşareti Olabilir?

Dönemsel kanamalar ve adet düzensizlikleri rahim ve serviks sorunlarına belirti olabilir dikkat hanımlar..

Kadın sağlığı konusunda en önemli noktalardan biri de adet döngüsüdür.

'Regl dönemi' ya da menstruasyon kanaması gibi farklı farklı isimlerle ifade edilse de bu süreçte kadınları endişelendiren en önemli sorun adet gecikmesidir. Senede birkaç günlük gecikmeler normal kabul edilirken daha sık yaşanan adet düzensizlikleri miyom ve kist ya da çeşitli hastalıklara işaret edebilir. Memorial Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Doç. Dr. Arda Lembet, adet düzensizliği ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

DEPRESİF RUH HALİ VE AŞIRI İŞTAH GÖRÜLEBİLİR
Üreme çağındaki bir kadında normal adet kanaması, 21-35 günde bir olup, 2-6 gün sürer. Bu adet kanamaları 20-60 ml kan kaybı ile sonuçlanmaktadır. 7 günden uzun süren, 80 ml veya daha çok kan kaybı olan, 21 günden kısa veya 35 günden daha uzun aralıklarla olan kanamalar anormal olarak değerlendirilir. Her kadında regl dönemine ait belirtiler farklı olabilir. Kimi kişilerde hiçbir belirti olmazken, kimilerinde değişik derecelerde adet öncesi, gerginlik, sinirlilik, depresyon, yorgunluk, iştah değişiklikleri, bulantı, kusma, memelerde gerginlik, ağrı, karında ve vücutta şişme, sık idrara çıkma, bel ve kasık ağrıları olabilir. Hormon ve bazı mineral düzeylerinde adet döneminde olan düşüşler, kan şekerinde de düşmelere sebep olabilir. Ayrıca bu dönemde olabilen depresif ruh hali de iştahın açılmasına ve şekerli gıdaların fazlaca tüketilmesine sebep olabilir.

ADET DÜZENİNDE SAPMALAR NORMAL DEĞİLDİR
Her kadın zaman zaman adet düzeninde sapmalar, gecikmeler ya da ara kanamalar yaşayabilir. Normal insan hayatında yaşanılan stresler, sıkıntılar, ani kilo değişiklikleri, spor, üzüntüler gibi pek çok faktör adet düzenini etkileyebilir ve düzenli işleyen bu mekanizmada sapmalara neden olabilir. Adet düzenindeki sapmaların hiçbir türlüsü normal değildir ve araştırılması gerekir. Çünkü kadın üreme sistemindeki hemen hemen bütün patolojilerin en sık verdiği belirti adet düzensizlikleridir. Her adet düzensizliği anormal olmasına rağmen her zaman bir patolojiyi, kisti, myomu ya da kanseri işaret etmez. Altta yatan anatomik bir patoloji olmadığı halde normal adet düzeninde meydana gelen anormal kanamalara Disfonksiyonel Uterin Kanama (DUK) adı verilir. Burada önemli olan nokta kanama bozukluğunu açıklayacak oluşumun bulunmamasıdır.

DÜZENSİZLİĞİN KAYNAĞI BELİRLENMELİ
Adet düzensizliklerinin oluşmasını sebepleri açısından iki ana başlıkta değerlendirilmektedir. Organik kökenli adet düzensizlikleri vakaların %25’ini oluşturmaktadır. Üreme organları ile ilgili çeşitli problemlerden kaynaklanan düzensizliklerdir. Rahimde miyom, polip, tümör veya over (yumurtalık) kistleri gibi problemler bu tür adet düzensizliklerinin sebebi olabilmektedir. Disfonksiyonel uterin kanamalar ise vakaların %75’ini oluşturmaktadır Yapısal bir problem olmaksızın, yalnızca hormonal problemlere bağlı adet düzensizlikleridir. Öncelikle düzensiz adet kanaması yakınması mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından değerlendirmelidir. Muayene sırasında kanamaya neden olabilecek faktörler tek tek gözden geçirilir. Vajina, rahim, yumurtalıklar muayene edilir ve ultrasonografi ile değerlendirilir. Aynı yöntemle rahim iç zarının kalınlığı (endometrial kalınlık) ölçülmektedir.

KANAMA MİKTARININ VE GÜNÜN ARTMASI MİYOMU İŞARET EDEBİLİR
Adet döneminde görülen kanama miktarının veya gününün artması durumu özellikle myom varlığında oldukça belirgindir. Ayrıca polikistik overde de karşımıza çıkmaktadır. Ek olarak rahim iç zarının (endometrium) enfeksiyonu; yani endometrit de görülmektedir.

TEDAVİ DÜZENSİZLİĞİN NEDENİNE BAĞLI OLMALI
Kanamaların sebebi üreme organlarından kaynaklanmakta ise; yani hormon düzensizliği değilse, tedavi nedene yönelik olarak yapılır. Örneğin; rahimde büyük myom veya polip varsa hasta ameliyat edilmelidir. Özellikle son yıllarda bu ameliyatların çoğu laparoskopi denen kapalı ameliyat yöntemleri ile de tedavi edilebilmekte ve hastanın hastanede kalış süresi ve ameliyat sonrası ağrı ve işe dönüş süresi önemli derecede azalmaktadır. Tüm bu araştırmalar sonucunda kanamaya neden olabilecek bir hastalık saptanmamışsa; adet düzensizliği hormonal dengesizliğe bağlıdır ve bu durumda adet düzenleyici ilaçlarla kanamalar düzene sokulmaya çalışılmaktadır. Tıbbi tedavide doğum kontrol ilaçları, adet düzenleyici hormonal ilaçlar yanında dengeleyici alternatif tedaviler de uygulanabilmektedir. Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Bahçe İşleri Egzersiz Olarak Sayılabilir mi?

Yeşili sevin, yeşile gidin ve yalınlaşın. Ruh haline mükemmel gelen toprak yeşillik bahçe işleri egzersiz olarak da yapılabilir.

Yüksek yoğunluktaki fiziksel aktivitelerden biridir. Toprağı kazma, otların ayıklanması, çapalama, hasat, ekme, sulama, yetiştirme ortamı hazırlama, dikme ve tüm bahçe işleri birbirinden zevklidir.

Ayrıca çok da yararlıdır. Kilo vermek için bulunmaz bir fırsat. Kalp hızı yükselir kaloriler yanar. Oksijen tüketimi ardından mis gibi bitkiler arasında oksijen depolama yaşanır.

Bahçe faaliyetlerinin bazıları daha yoğunlukludur ve daha tempoludur. Bunlar daha çok kalori yaktırır.  Kazma ve çapalama en uğraştıran zorlayıcı yakıcı işlerdir.

Dikim ve bitki taşıma en az zorlayıcı olanlarıdır. Bahçe büyüklüğü, bahçe aletleri, koşullar ve yöntemler evden eve değişir. Tam anlamıyla bahçecilik fiziksel bir aktivite ve egzersizdir.
Kaynak.7gunsaglik

Disk Kayması Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Disk kayması şikayeti olan pek çok birey ameliyatsız iyileşmektedir. Ağrınızı dindirmek için ağrı kesici almak gibi başvurabileceğiniz pek çok yöntem vardır. Dilediğiniz tüm yöntemler ağrı dindirme konusunda çözüm sağlamıyorsa ameliyat olmaya karar verebilirsiniz. Ancak ameliyat sonrasında da ağrılarınız tekrar nüks ederse ekstra operasyon geçirmeniz gerekebilir.

Kendi Kendinize Yapabileceğiniz Şeyler
Ağrı kesici almak ve bölgeye ısı uygulamak ağrınızı dindirmek adına uygulayabileceğiniz iyileştirici yöntemler arasındadır.
Hareketsiz kalmaktan kaçınmanız gerekmektedir. Gün içerisinde sürekli hareket etmeli, spor yaparak aktif olmalısınız. Bununla birlikte hareket ederken zorlayıcı esneme ve dönme hareketlerinden kaçınmalı, ağır eşya kaldırmamalısınız.

Ameliyat
Yukarıda belirttiğimiz öneriler sonucunda fayda göremeyen bazı hastalar ameliyat ile fayda görebilmektedir. Yapılan ameliyat ile kayan diskin sinir üzerine yaptığı baskı önlenebilir ise ağrılarınızdan kurtulabilirsiniz. Ancak yapılan bu operasyon her zaman herkeste işe yaramayabilir. Bu nedenle operasyondan önce sırt ağrınızın zarar görmüş bir diskten kaynaklanıp kaynaklanmadığını öğrenmeniz gerekmektedir.

Ağrınızı Dindirmede Uygulanabilecek Diğer Tedavi Yöntemleri
-Terapistler yardımı ile masaj uygulaması yapmak
-Ağrınızı hafifletmeye yarayan TENS makinesi
-Antidepresan ilaçlar kullanmak
-Kas gevşetici ilaçlar kullanmak
Kaynak.7gunsaglik

Kireçlenme Nedir, Oluşma Nedenleri Nelerdir?

Yetişkin yaşlara ulaşıldığında, eklem ağrıları yakınmaları çok sık rastlanan bir vakadır. Yaşı ilerlemiş olan bireylerde özellikle sabah kalktıklarında eklem ağrıları şikayeti sık sık rastlanmaktadır.
Kireçlenme genel olarak 40 lı yaşlardan sonra meydana gelen bir durumdur. Kemikler arasındaki eklemler kapsüllerinde oluşan dejenerasyon sonucu meydana gelmektedir. En sık rastlanan şikayet eklem ağrısıdır. Hareket edildikçe azalış gösteren mevcuttur. Daha çok sabah saatlerinde 20 dakikadan daha az süren sabah tutukları mevcuttur. Bireyde meydana gelen bu tutuklar hareket ettikçe azalmakta, dinlenme süresi uzadıkça tekrar başlamaktadır. Oluşan bu sabah tutukluklarının 1 saatten fazla sürmesi durumunda oluşan durum kireçlenme değil inflamasyon kaynaklıdır.

Kireçlenme ziyadesiyle el ve ayak ağrıları şeklinde görülmektedir. El ve ayak ağrıları kadar sık olmasa da diz ve dirsek ağrıları da gözlenebilmektedir. Yaş ilerledikçe meydana gelen bir durum genç bireylerde pek fazla gözlenmektedir. Bu tip hastalar kaybetmeden ortopedi ve fizik tedavi bölümlerine başvurmalıdırlar.
Tedavide ağrı kesici ilaç kullanımı ağrı ve şikayetleri dindirmektedir. Ancak hasta hiçbir ilacı doktorunuza danışmadan almamalıdır. Çünkü bilinçsizce kullanılan ağrı kesiciler böbrekler üzerinde geri dönüşümü olmayan hasarlara yol açabilmektedir. Bu nedenle bilinçsizce ilaç kullanımından kaçınılmalıdır.
Kaynak.7gunsaglik

Adale Romatizması Nedir? Neden Oluşur?

Bedenimizin hareket etmesine yardımcı olan eklemler ve kaslarda meydana gelen, kimi zaman şekil bozukluğu ve şişliğe neden olan hastalıklar romatizma olarak adlandırılmaktadır.
Romatizma hastalığı her yaşta meydana gelebilir ancak yaş ilerledikçe görülme sıklığında artış görülmektedir.
Adale romatizması; genellikle ağır seyreden soğuk algınlıklarına sonrasında görülen ve hareket zorluğuna neden olan bir romatizma çeşididir.
Adale romatizmasının en önemli nedenleri arasında soğuk algınlığı ve terleme olarak gösterilmekle birlikte kalıtımsal etkenlerle birlikte diş çürüğü iltihaplarının da adale romatizması oluşumuna ortam hazırladığı ileri sürülmektedir.
Adale romatizması rahatsızlığı olan bireyler üşütmemek için üşütmemek gayret sarf etmeli, terli eşyalarını sık sık değiştirmeli ve kendilerine çok dikkat etmelidirler. Bunların yanı sıra vücudun mikrop kapmasına ve vücut direncinin zayıflamasına neden olan diş çürüğü ve diğer iltihaplar tedavi edilmelidir.
Kaynak.7gunsaglik

Öksürüğe Karşı Evde Yapılabilecek Bitkisel

Öksürük soğuyan havalarla beraber bizleri bulan çok rahatsız edici bir durumdur.

Genellikle soğuk algınlığından kaynaklanmaktadır. Soğuk algınlığından dolayı kaynaklanan öksürük durumlarında, antibiyotik kullanımından kaçınmak için evde bitkilerle neler yapılabileceği konusunda birkaç fikir vermek gerekirse;

1 adet elmanın kabukları ve birkaç elma çekirdeği, bir tutam ıhlamur, 2 adet karanfil, bir dilim limon ve 1 tarçın kabuğu sayesinde öksürüğe fayda sağlamak amacıyla özel bir formül hazırlanabilir. Tüm malzemeleri bir kaba aldıktan sonra üstü su basacak şekilde 5dk kaynattıktan sonra içerisine 1 yemek kaşığı bal ilave edilerek içilebilir. Evde yapılabilecek öksürüğe iyi gelen karışımlar arasında bal ve zencefil formülü pekçok kişi tarafından bilinmektedir. 1yemek kaşığı kadar balın içerisine yine 1 yemek kaşığı toz zencefil ilave edilerek, macun kıvamına gelinceye kadar uzun süre karıştırılarak şifalı bir öksürük ilacı durumuna getirilebilir. Sabah akşam düzenli olarak uygulandığında birkaç gün içerisinde öksürüğün kesildiği görülecektir. Öksürük ve boğaz ağrılarını yok eden diğer bir formül ise 1 çay bardağı dut ekmezi ve 1 yemek kaşığı karabiber karışımıdır. Günde 1 kez içilen bu karışım sayesinde 2 gün içerisinde öksürük ortadan kalkacaktır.
Kaynak.7gunsaglik

Soğuk Algınlığı Astım Ataklarının Sebebi mi?

Dünya sağlık örgütü verilerine göre soğuk algınlığı astım hastalığında atakları tetikliyor. %80 ila %90 oranında bu riski artırdığı belirtiliyor.

Rhin virüsleri bu ataklarla ilgili solunum yolu enfeksiyonlarından kaynaklanıyor. Potansiyel hastalık şiddeti ve var oluşu solunum yolu hastalıkları ile ilişkili. Bu da tip 2 bağışıklık olarak biliniyor.

Enfeksiyon solunum yolunda tıkanıklığa ve mukus üretiminde dengesizliğe yol açıyor. Tipik astım krizleri grip gibi hastalık durumlarında daha şiddetli ve yoğun olarak yaşanıyor. Londra tıbbi araştırma konseyi ve sağlık tarama birimlerinin araştırmalarında göre astım hastalarının akciğerlerinden alınan ve sağlıklı kişilerden alınan hücre örnekleri incelenmiştir.

IL-25 sitokin adlı virüs astım ve grip olanlarda 10 kez daha fazla üretilmiştir. Yani astım atakları ve riski soğuk algınlıklarında 10 kat daha tehlikeli ve olası. Fareler üzerinde akciğer hücre ve sitokin taramaları ve deneyleri yapılmış ve durum sabitlenmiştir. Yaşamı tehdit eden bu hastalıklardan iyi korunmalı ve tedavi sürecini izlemeliyiz.
Kaynak.7gunsaglik

Mevsim Geçişlerinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yaz mevsiminden sonbahar mevsimine girmiş olduğumuz bu günlerde mevsimler arası geçişlerde sağlığımız açısından dikkatli davranarak gerekli önlemleri almalıyız. Aksi halde soğuk algınlığı, grip, nezle ve çeşitli enfeksiyonlara maruz kalarak sağlık açısından zor ve sancılı günler geçirebiliriz.

Mevsim geçişlerinde dikkat etmememiz gerekenler;
Mevsimsel geçişlerde hastalıklara davetiye çıkartan sıcak- soğuk değişimlerine karşı dayanıklı, kalın bir kılık kıyafet tercihi yaparak değişimlerden etkilenmemek ilk yapmamız gerekendir.

Yaklaşan soğuk havalar ile vücudun savunma direnci düşerek gribal enfeksiyon hastalıkları bizleri yakalamaktadır. Kronik olarak kalp, damar, tansiyon ve şeker hastalarında gribal enfeksiyonlar çok daha hızlı ilerlemektedir. Bu nedenle kronik hastalığı olanlar mevsim geçişleri için alarma geçmelidirler.

Sıcak havalardan ani olarak soğuk havaya girmek kişilerin psikolojik ve ruhsal hallerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle yoğun uyku hali, stres ve yorgunluk mevsimsel geçişlerde çok sık rastlanır. Bu durum depresyon şeklinde bir hastalığa da dönüşe bilmektedir.

Düzenli spor yaparak bağışıklık sisteminizi güçlendirin.
Mevsimsel geçişlere en iyi ayak uydurmanın yolu düzenli spor yaparak bağışıklık sistemini güçlendirmek olacaktır. Özellikle vitamin ve mineral içeren yiyecekler bol bol tüketilerek mikropların vücut direncini kırmaları engellenmelidir.
Odalar her sabah düzenli olarak havalandırılarak odalarda biriken bakteri ve mikroorganizmalar dışarı atılmalıdır.
Günün güneşli olmasına aldanmadan uygun bir şekilde giyinerek vücudun soğuk alması engellenmelidir.
Kaynak.7gunsaglik

Selülit İçin Çözümler Ve Tedavi Seçenekleri

Akıllıca egzersiz yapmak ve beslenmek selülitlerden kurtarabilir. Kasların ortaya çıkmasını istiyor ve pütürlü görünümden kurtulmak istiyorsanız bu çözümlere göz atın.

Beslenme konusundan başlayalım. Gıdaları daha çok çiğ yemeye gayret edin. Meyve ve sebzeleri çiğ tüketmeye alışın. Daha çok lifli besin tüketin. Boş kalorili gıdalardan uzak durun.

Tam tahıllı kepekli ürünler yiyin. Ekmek, şeker ve alkol yemeyin. Ekstra kilolarınızı verin. Bu durum selülite neden olmaz fakat daha fazla görünür olmasına neden olur.

Sigarayı bırakın. Cildin kan akımını engeller daha sarkık ve gevşek görünmesini sağlar. Selülit losyonu sürüp masaj yapın. Sıkmadan ovalayarak yumuşak hareketler kullanın.

Retinol krem edinin ve rutin masajlara devam edin. Sıkılaştırıcı kremler cilde iyi gelebilir. %0.3 retinol içeren kremi en az 6 ay kullanın. Cildin dış katmanı kalınlaşarak selülitleri gizler.

Destek çorabı giyilebilir. Tıpkı varis çorabı gibi sarkmayı önleyen düzgünleştirici dar çorapları edinin. Selülitli bölgelere kremle masaj yapıp sıkıca sarın. Lipomassage tekniği ile tedavi kürlerine katılabilirsiniz. Özel cihazlarla çeşitli selülit tedavileri estetik merkezlerinde sizi bekliyor.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Beyin Tümörünün Sebebi Olabilir mi?

Türkiye’de çok yaygın bir şekilde baz istasyonları kuruluyor ve var. Peki beyin tümörünün sebebi baz istasyonları olabilir mi?

Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özkan Ateş, Dünya Sağlık Örgütü’nün elde kanıt düzeyi yüksek çalışmalar olmamasına rağmen, gerek cep telefonlarını gerekse baz istasyonlarını beyin tümörleri için risk faktörü kabul ederek listesine eklediğini söyledi.

Ateş, yaptığı açıklamada, beyin tümörü hastalığına yakalanan kişi sayısında son yıllarda önemli oranda artış yaşandığını belirterek, Dünya Sağlık Örgütü’nün baz istasyonları ve cep telefonlarını risk faktörü kabul ettiğini bildirdi.”Dünya Sağlık Örgütü, elde kanıt düzeyi çok yüksek çalışmalar olmamasına rağmen, gerek cep telefonlarını gerekse baz istasyonlarını beyin tümörleri için risk faktörü kabul ederek listesine ekledi” diyen Ateş, ”Dünya Sağlık Örgütü’nün özellikle gelişmekte olan beynin cep telefonlarından ve wifi bağlantılarından uzak tutulması yönünde tavsiyeleri var. Özellikle baz istasyonlarından uzak tutulması yönünde mutlak olmayan ancak tavsiye niteliğinde bilgilendirmeleri mevcut” diye konuştu.

”BEYİN TÜMÖRLERİNİN SAYISINDA ARTIŞ VAR"
Türkiye’de baz istasyonlarının mümkün olduğunca yerleşim birimlerinin dışına alınması gerektiğini, çocukları baz istasyonları ve cep telefonlarından uzak tutarak olumsuzlukların önüne geçilebileceğini anlatan Ateş, beyin tümörlerinde ve kanserlerdeki artışa paralel, tümörlerin beyne yayılma oranlarında da artış olduğuna dikkati çekti.

İki faktörün tümörlerin görülme sıklığını artırdığını vurgulayan Ateş, ”Mümkün olduğunca kablosuz internet kullanımlarının gereksiz yere açık bırakılmaması, cep telefonlarının da kafatasına direk yaklaştırılmadan kulaklıkla kullanımı belki beyin tümörlerinin oluşumunu veya cep telefonlarının olumsuz etkisini engelleyebilecektir’ diye düşünüyoruz. Bu araçların kullanımında toplum sağlığı açısından daha dikkatli olmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

”BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİNDE YAPILAMAYACAK TEDAVİ YOK"
Tekirdağ’da beyin ve sinir cerrahisi ile ilgili hastalıklarda yapılamayacak tedavi kalmadığını ifade eden Doç. Dr. Özkan Ateş, çok yeni bir üniversite olmalarına rağmen bu konuda ciddi mesafe katettiklerini dile getirdi.

Beyin cerrahisi ünitesinin iki yıldır faaliyette olduğuna işaret eden Ateş, şöyle devam etti:

”Bu işin bir ekip işi olarak görülmesi, tek başına bu işin kavranamayacak olmasının bilinmesi gerek. Devlet hastaneleri ile kısmen de özel hastanelerle yakın ilişkiler kurarak, yaptığımız ameliyatlarla artık Tekirdağ’da beyin ve sinir cerrahisi ile ilgili hastalıklarda yapılamayacak tedavi kalmadı. Fiziki şartlarımızın çok yeterli olmamasına rağmen, teknik kapasitemizi zorlayarak beyin ve sinir cerrahisi merkezi konumunda olduğumuzu söyleyebiliriz.”Ateş, dünyada son teknolojiyi uyguladıklarını, özellikle omurga cerrahisi konusunda iddialı olduklarını belirterek, hastanenin fiziki şartları iyileştirildiğinde Trakya’ya, hatta İstanbul’a hizmet verir hale geleceklerini sözlerine ekledi.
Kaynak.7gunsaglik

Kuru Cilt Nedenleri Ve Çareleri

Cildimiz dış etkenlere karşı bizi savunan ilk kalkanımızdır. Güneş ve rüzgar gibi nedenlerle kaşıntılı ve kuru bir cildimiz olabilir.

Cildimizi uzun giysi ve kalkanlarla saklamak zorunda değiliz. Pürüzsüz bir cilt için nedenleri bilmek çare bulmayı kolaylaştırır.

Kış havaları. Sıcaklık düşer nem azalır. Kuru hava cildi susuz bırakır. Kaşıntı başlar nemsiz kalır. Evinizde nemlendirici aletleri kullanın. Soğuk havada dışarı çıkmadan atkı ve eldivenle cildinizi koruyun.

Buharlı sağanak. Sıcak ve buharlı bir duş almak size iyi gelse de cildi kurutuyor. Doğal yağları kurutuyor. Ilık bir duş alın ve kısa tutun.

Nem kıran sabunlar. Her sabun aynı değildir. Sert ve faydalı bir kalıp sabun doğal nem dengesini koruyabilir. Kokusuz sabun kullanın, kuru cilt tipine uygun sıvı veya katı sabun önerilir.

Fırçalamak. Cilde sert hareketlerle fırça ve temizlik uygulanmamalı. Sürtünme soyar ve kurutur. Yumuşak bir bez kullanın ve yavaş olun.

Duşta nemi kaybetmeyin. Duştan sonra havluyla vücudunuzu tam olarak kurulamayın biraz da nemli bırakın.

Yaşlanma. Hormon düzeyleri yaşla beraber değişir ve kuruluk görülür. Anti aging özellikteki losyonları gün içinde kullanın.

Tahriş ediciler. Kazak, parfüm vb cildi kurutan etkenleri bırakın. Parfüm ve boya içermeyen ürün etiketlerine bakıp alın.



Sağlığınız. Cilt hastalıkları da ciddi durumlardır başka bir sorunun işareti olabilir. Önce altta yatan sorunu çözmeliyiz.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Beyindeki Glikoz Sensörü Diyabette Umut

Prolil endopeptidazla olarak bilinen beyindeki glikoz sensörleri diyabette önemli bir role sahip. İki tür diyabet var.

Hücreler glikozu enerjiye dönüştürür ve bu enzim pankreas tarafından üretilir. Burada hücre kaybı bozukluğa neden olur ve diyabet gelişmeye başlar. İnsülin yapamama ve yeteneğin kısıtlanması tip 1 diyabettir. Tip 2 de eksiklik yoktur hücreler düzgün kullanılamaz insülin direncimizi kaybederiz. Pankreas beyin iletişimde kandaki glikoz algılama düzeyleri değişir. Enzimler ve beyin sensörleri şeker düzeylerini kontrol eder.

Hipotalamus bölgemiz tarafından bu bozukluklar kontrol edilebilir. Beyin hücreleri glikoz algılama yeteneğine sahiptir. Pankreas kontrol edilir glikoz düzeyleri tutulur şeker hastalığı önlenir. Fareler üzerinde bu deneyler yapılmıştır. Bir tür gen de şeker hastalığı sebebi olabilir. Glikoz insülin düzeyleri nöronlar ile iletilir diyabet de bir bakıma beyinde biter ve başlar. Kısacası glikoz metabolizması ve pankreas fonksiyon merkezi düzenlenmesinde daha önce bilinmeyen bir oyuncunun varlığı görülmüştür.
Kaynak.7gunsaglik

Yapay Döllenme ve İnfertilite Nedir?

Normal cinsel yaşamı olan (haftada 2 3 kez) bir çiftin kontrasepsiyon uygulamadan geçen bir yılın sonunda çocuk sahibi olamamalarına infertilite denir.

Infertilite Sıklığı ve Nedenleri:
Kadına ait nedenler %40
Erkeğe ait nedenler %40
Birlikte olan nedenler %20

En sık görülen nedenler:
Kadında
%30 tüplerde tıkanıklık
%25 ovulasyon sorunları
%15 servikal faktörler
%10 hormonal faktörler
%20 nedeni bulunamayan

Erkekte:
%20 varikosel
%15 epididimit
%10 hormonal
%5 sperm sayısının az olması
%50 belirli neden yok
Infertilite durumunda çiftin her ikisi de incelenmeli kural olarak önce sayısına bakılmalıdır.

Infertiliteyi Etkileyen Faktörler:
Kadının yaşı
-Erkeğin yaşı
-İlişki sıklığı
-İlişkinin zamanlaması
-Kayganlaştırıcı maddeler
Sigara ve alkol kullanımı
-Pelvik ameliyatlar
-Cinsel yolla bulaşan hastalıklar
-Enfeksiyon hastalıkları
-Ilaç ve toksinler
-Radyasyon

Infertilite Tedavisinde Kullanılan Yöntemler:
Nedeni bulunan durumlar tedavi edilir. Bilinen yöntemlerle nedeni açıklanamayan çiftçilerde infertilite süresi 3 yıl ve kadının yaşı 37 nin altında ise bekleme ve izleme yaklaşımı önerilir. Aksi halde üremeye yardımcı yöntemlerden biri uygulanmalıdır.
Kaynak.7gunsaglik

En Lezzetli Kilo Verme Rehberi

Aç kalmadan üstelik yiyerek ve tok kalarak lezzetin de tadına vararak kilo verin haydi hemen başlayın.

Avlanmadan, dağ tepe gezip toplamadan, ekip biçmeden besine ulaşmak modern yaşamım getirdiği şişmanlığın en büyük sebebi olarak görülüyor. Üstelik mühendislik harikası gibi sunulan, bayatlanması engellenmiş, yapay lezzet katıcı ve renklendiricilerle giydirirmiş besinlerin kilo aldırıcı ve birçok süregelen hastalığa neden olduğu biliniyor. Şişmanlık sorunu kalori miktarından çok, yediğimiz besinin cinsi ile ilgilidir. Florence Nightingale Hastanesi’nden Dr. Özgür Şamilgil tok tutan, kilo alımını önlemeye yardımcı olan besinleri ve faydalarını anlattı…

Siyah çikolata ile bir hayat her zaman güzeldir…

Yağ yakmayı kolaylaştırıyor. Tuza, şekere, yağa karşı iştahı azaltıyor. Kalp damar hastalıkları ve yüksek tansiyona karşı koruyucu etki gösteriyor.

Siyah fasülye, barbunya, mercimek, nohut: İşte tokluğun sırrı!

Protein ve lif içeriği yüksek olduğundan yavaş sindiriliyor ve uzun süre tok tutuyor.

Sihirli bir meyve: Avokado

Bu tropik meyve içerdiği faydalı yağ, protein ve yüksek lif oranı sayesinde hem lezzetli hem de doyurucu kilo almayı engelleyici besinler arasında gösteriliyor.

Yulafı hayatımızdan çıkarmayalım

Bol miktarda lif ve sağlıklı karbonhidrat (Şeker) içerdiğinden kahvaltıda tüketilmesi yağ yakılmasını kolaylaştırıyor sık acıkmayı engelliyor.

Bir esaslı anne yiyeceği: Yoğurt

Birçok çalışma yoğurt tüketiminin kilo vermeye yardımcı olduğunu, protein içeriği sayesinde tok tutucu olduğunu gösteriyor. Üstelik ev yapımı yani probiyotik içeriği yüksek olan yoğurdun sindirimi kolaylaştırıcı, bağışıklık sistemini güçlendirici özelliği de bulunuyor. Vücudumuz proteini yakarken karbonhidrat yakmaya göre çok daha fazla kalori harcadığından protein içeriği yüksek besinlerle kilo vermek daha kolay oluyor.

Greyfurtsuz bir hayat düşünemiyorum diyenlerden misiniz?

Her yemekten önce yenen yarım adet greyfurtun kilo verdirdiğini gösteren araştırmalar var. Yağ yakıcı olmasa da tokluk hissi vermesi ile ön plâna çıkıyor.

Badem, ceviz, fındık atıştırmalıkları

Kavrulmamış ham haliyle tüketildiklerinde doyurucu özellikleri, içerdikleri faydalı yağ asitleri ve yüksek antioksidan özellikleri insülin direncinin kırılmasına ve yağ yakılmasına yardımcı oluyor.

Brokoli ile artık diyetler daha kolay

Düşük kalorisi, kansere karşı koruyucu özellikli ve bol lif içermesi nedeniyle diyeti kolaylaştırıyor.

Elma, armut

Özellikle kabuğundaki lif miktarının fazla olması sayesinde, biraz da tam olgunlaşmamış haliyle tüketildindiğinde daha az yemek yeme ihtiyacı duyuluyor. Uzun süre çiğneyerek yenilen besinler daha çok kilo verdiriyor.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Gebelik Sırasında Balık Tüketimi Bebek Gelişimini Destekler

Uluslar arası gıda ve ilaç dairesinin ve uzmanların bildirilerine göre balığın sağlığa faydaları saymakla bitmez.

Özellikle gebelik boyunca balık tüketimi bebeğin gelişimini anne karnında destekler. Hamileler haftada 2 kez balık tüketmelidir. Balık az miktarda kimyasal içerir ve omega 3 yağları ile anne ile bebeği korur. Balığın yağ asitleri özellikle beyin gelişimini destekler. Bebek beyin gelişimi ve onarımı için harika bir etkendir.

Omega 3 ayrıca cıvanın enflamatuar etkisine karşı da koruyucudur ve bünyesinde cıva değeri yükselen kişileri bundan korur. Hamileler ve anne karnındaki bebeklerde yükselen cıva değerlerine karşın balık tüketen gebelerde bu sorun azalır ve etkileri önlenir. Çoklu doymamış yağ asitleri nörolojik gelişimi destekler ve zararlı etkenlerden bebeği korur. N3 ve N6 iltihabından korur ve balık çok iyi pişirilmeli ve seçilmelidir. Mevsiminde taze balıklar tüketilmelidir.
Kaynak.7gunsaglik