Elektronik Deri İle Meme Kanseri Teşhisi

%94 başarı oranıyla geliştirilen yeni bir teknolojiyle suni elektronik deri yardımıyla meme kanseri teşhisi daha kesin olarak yapılabilecek.

10 mm uzunluğundan daha küçük boyuttaki yumruları tespit etmede dahi etkili bir yöntem. Dokunulabilir ince film bir tablet ile uygulama yapılıyor. Nebraska Lincoln üniversite hastanesinde birincil testler hastalara yapılmış ve sonuçlar oldukça etkili bulunmuştur. Meme kanserinde birkaç tarama tanılama yöntemi mevcut. Ancak bu son gelişme her ülkede yayılmadığından Amerika’da uygulanabiliyor.

Elektronik deri ile teşhis sonuçları güvenilir. En sık kullanılan teşhis yöntemi mamografi. Bu yöntem genellikle hatalı ve yanlış sonuçlar getirebiliyor. Klinik meme kanseri taramalarında hastaya olan özen ve ilgi de önemli. Sonuçta fiziksel bir hastalık olsa da önce ruhen etkiliyor. Bu yeni yöntem 21 cmlik yumru ve kistleri ve tümörleri tespit edebiliyor. Meme derisine iliştirilen dokunulabilir bu elektronik deri kanserde devrim açabilir.
Kaynak.7gunsaglik

HIV Enfeksiyonu Serviks Kanserine Neden Olur mu?

Genital insan papilloma virüsü olarak bilinen HPV virüsü enfeksiyona dönüştüğünde serviks yani yumurtalık kanserine yol açabiliyor.

Bağışıklık sistemi hassas olan kadınlarda bu risk artıyor. Bazı kadınlarda bu virüs yıllarca yaşayabilir bazılarında ise talihsiz son çok yakındır. Serviks ağzından kanser hücrelerine dönüşebilen bu enfeksiyon tüm iç yüzeyde dolaşarak geçer. Önce viral bir enfeksiyon gibi kendini gösterir. Daha sonra pankreas kanserine çevirebilen bu virüs çok tehlikelidir.

Bağışıklık sistemi hassas olan kadınlarda bu risk artıyor. Bazı kadınlarda bu virüs yıllarca yaşayabilir bazılarında ise talihsiz son çok yakındır. Kadınlarda hassas bağışıklık sistemi olduğundan kanser türlerine karşı savunmasızdırlar ve bulaşma riski de yükselir. Sigara içen kadınlarda bu risk 2 kat daha fazladır. HPV aşısı 9 ila 26 yaş arasındaki kadınlarda yapılıyor.
Kaynak.7gunsaglik

Rahim Kanseri Taramasında İdrar HPV Testi

HPV virüsü tanılamada kullanılan smear testi herhangi bir anormallik olduğunda idrar testi ile örnek alınarak laboratuara gönderiliyor ve serviks grubu kanser türlerinde tanılama amaçlı kullanılıyor.

Kadının rahmi açılarak doktor ve hemşire ile kötü hücreler kazınıyor. Serviks kanserinden ölüm oranları oldukça artmıştır. Son yıllarda tarama oranları oldukça düşmüştür.

3 yılda bir pap smear testinin yapılması gerekir. Belirtileri takip etme amaçlı idrar testinin gerekliliği vurgulanmıştır. Doğru tespit ve tanılama açısından idrar testinin de HPV ile birlikte uygulanması önerilir. Rahim ve rahim ağzı boynu kanser türlerinde bu gibi testler çoğu zaman hayatkurtarıyor. Kadınların bilinçlenmesi ve zamanında doğru testleri yaptırmaları gerek. İlerlemeden erken safhalarda yapılan teşhis ile kanser önlenebilir.
Kaynak.7gunsaglik

Kadınlarda Doğuştan Gelen Bağışıklık Sistemi

Merkür çeşitli şekillerde gelen doğal olarak oluşan bir metaldir.

Cıva ortama girdiğinde, yüksek seviyelerde yutulduğunda, insan sağlığına zararlı olabilecek inorganik veya organik bileşikleri oluşturur. Balık ve kabuklu deniz ürünlerini şüpheli ise tüketmeyin. Yoğun miktarda ağır metallerin vücuda girmesi özellikle kadınlar için riskli olacaktır. Kalıcı beyin ve sinir hasarına yol açabilir. Böbrekleri yıpratır, gebeliği riske atar.

Gelişimsel sorunlar bebekte de görülür. Kılıç, uskumru gibi metal oranı yüksek balıklar gebelikte tüketilmemelidir. Üreme çağındaki kadınların beslenmesine ve merküre maruz kalmamaya özen göstermesi gerekiyor. Saç ve kan örnekleri analiz edilerek sonuca gidilebilir. Bağışıklık sistemine dokunan zararlı molekül ve maddeler tepsi edilebiliyor. Kadınlar erkeklere göre 3 kat daha fazla risk altında. Kısaca yediğimiz besinleri iyi tanımamız dikkatli olmamız önemli.
Kaynak.7gunsaglik

Stres, Kadınların Kalp Krizi Sonrası İyileşmesini

Her yıl binlerce kişi kalp krizinden yaşamını kaybediyor ve 65 yaş altındaki kadınlar kalp sorunlarından çok etkileniyor.

Vücutta kan akışının azalması kalp krizi riskini tetikliyor. Stres de öyle. Kalp krizi geçiren bir kadının sonrasında iyileşme durumunu bozan etkenlerden biri de stres. Zihinsel stres kalp damarlarındaki arterlerde tıkanma nedeni. Stres hayatta kalma şansını büyük derecede azaltıyor. Kalp krizi ve hastalıklarının da nedeni olarak görülüyor.

Stres hayatta kalma şansını büyük derecede azaltıyor. Kalp krizi ve hastalıklarının da nedeni olarak görülüyor. Kalbe kan akışının engellenmesi birçok soruna sebep. Felç ve kalp krizi başta olmak üzere. Bu hastaların stresli ortamda kalmaları çok sakıncalı. Genelde iyi bir istirahat ve huzurlu bir ortamda bakım uzmanların da önerisi.
Kaynak.7gunsaglik

Adet Döneminde Ayakta Kalabilme Rehberi

Aylık döngülerde çoğu kadın çok zorlanır, sancısı, stresi, şişkinliği derken bir hafta mahvolur.

Regl dönemleri yumurtlama dönemleridir ve bu periyotta ayakta kalabilmenin yolları şunlardır.

Şu 3 temel hareketi hafif bir şekilde yapmalısınız.

Şişkinlikle savaşmak için yere yatın bacakları dizden bükün karnınıza çekin. Kollar yanlara açın, bir sağa esneyerek dönün bir sola.

Krampları azaltmak için yere sırt üstü uzanın ayaklarınızı düz bir şekilde gergince yukarı kaldırın. Bacaklar yan yana olsun kollar iki yana yerde açılsın.

Ruh halinizi için de yoga yapın. Bağdaş kurun ve derin nefes alıp başlayın.

Cildinizi köpüklü bir baz temizleyici ile temizleyin. Nemlendirici ve bakım kremlerinizi sürün.

Şunları yiyin: yoğurt, tam tahıllı ekmek, haşlanmış patates, somon, bitter çikolata, ıspanak tüketin.

Hafif egzersizler, doğru beslenme, mutlaka kahvaltı, yoga, ağrı kesiciler bu dönemi atlatmanıza yardımcıdır.
Kaynak.7gunsaglik

Gebelik Döneminde Yaşanan “Anne Ölümü”

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yapılan tanımlamaya göre “Gebelik süresinden bağımsız bir şekilde gebelik tarafından olumsuz yönde etkilenen bir neden yada bu durumun tedavisine bağlı olarak gebelik sırasında ya da gebeliğin sonlanmasından sonraki 42 gün de görülen kadın ölümleri anne ölümü” olarak tanımlanmıştır.

Tüm dünyadaki anne ölüm nedenlerinin görülme sıklığı şu şekildedir:
Kanama %25
Dolaylı nedenler (kalp sağlığı vs.) %20
Enfeksiyon %15
Uygunsuz kürtaj %13
Gebelik toksemisi %12
Doğum komplikasyonu %8
Diğer nedenler (emboli, dış gebelik) %7

Sağlık Bakanlığı ve Hacettepe üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı’nın yürüttüğü hastanelerdeki anne ölümlerini araştıran bir çalışma sonucunda Türkiyede’ki anne ölüm hızı 100.000 canlı doğum için 49.2 olarak bulunmuştur. Ancak bu çalışma Türkiye genelini yansıtmamaktadır. 1990 yılında DSÖ’nün yürüttüğü bir çalışmada ise Türkiye’deki anne ölüm hızı binde 130 bulunmuştur. Kuzey amerika’da 100.000 de 12 dir.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de yılda yaklaşık 2 milyon gebelik gerçekleşmekte, bunların 465.000 i gebelik sürecinde hiçbir tıbbi bakım anlamı.
Kaynak.7gunsaglik

En Yaygın Görülen Ayak Problemleri

Yaygın olarak görülen ayak problemleri, nedenleri ve çarelerini öğrenelim.

Bunyon (yangılı parmak şişliği). Ayak başparmağında görülen bir tür şişliktir. Bu yumru diğer parmaklardan bu parmağın başka tarafa doğru sapmasına neden olur. Kemiklerin hizası bozulur, damara basınç yaparsa ağrı yapar. Ağrı kesici, bunyon yastığı, özel ayakkabı ve cerrahi ile çözülebilir.

Nasır. Hassas cildi etkileyen nasır kalın, sertleşmiş, ölü deri birikimidir. İrili ufaklı nasırlar yağlanan bölgelerde yoğunlaşır. Kötü bir ayakkabı ve kötü ayak bakımı nasır yapar. Nasır pedleri, rahatlatma teknikleri olarak nasırı kaldırma ve cerrahi ile bazı kremler önerilebilir.

Gut. Damar sorunu olan gut genelde parmaklarda görülür. Eklemde ağrı, kızarıklık, sertlik ve şişlik görülür. Bilek ve dizde de görülebilir. Beslenme düzeni değiştirilir ve iltihap kesiciler alınabilir.

Ayak mantarı. Kızarıklık, kaşıntı, soyulma, yanma, kabarcıklanma ve yaralarla eşlik eder. Bulaşıcıdır, ayaklara hava aldırmak önemlidir. Oral ilaçlarla topikal losyon veya kremlerle tedavi edilir.

Tırnak enfeksiyonu da mantar çeşididir. Krem, kür ve haplarla tedavi edilebilir.

Tırnak batmasını önlemek için tırnaklarınızı düz olarak kesin. Ilık suda biraz bekletin. Düz tabanlılık için uygun ayak egzersizleri ve uygun ayakkabılar yeterlidir.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Anne Karnında Sigaraya Maruz Kalan Bebekler

Prenatal denilen ana rahminde gelişmeye başlayan bebeklerin anneleri tarafından sigara dumanına maruz bırakılmaları çok riskli.

Anne karnında sigarayı soluyan bu bebeklerin beyinlerinin bazı bölgeleri çok zayıf gelişiyor. Tütün dumanı anne karnında olsun veya doğmuş olsun bebek ve çocuklarda olumsuz fiziksel ve zihinsel sonuçlar doğurur ve ciddi bir risk faktörüdür. Hamilelikte sigara içen kadınların bebekleri dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu riski altındadır ve genelde bu gibi sorunlar başlar.

Patolojik ve psikolojik sorunlar da beraberinde gelir. Zayıf inhibitör kontrolü gelişir. Buna karşın, fonksiyonel manyetik rezonans yani MR görüntüleme tekniği ile, inhibitör kontrol önlemleri alınabilir.

Yani bu tarama görüntüleme testi ile dumana maruz kalan bebekler görülüyor ve önlem alınıp tedaviye gidilebiliyor. Genç yetişkinler ve çocuklarda sinirsel gerilemelere yol açan bu durum çocukluk yılları boyunca sürer hatta kalıcı olabilir. Nötr uyarıcılara karşı bu çocukların beyinleri daha zayıf kalır ve tepkisizdir. Hamile kalmadan evvel sigara bırakılmalı ve bu süreçte de içilmemelidir.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Böbrek Taşının Çözümü Limonda mı?

Prof. Dr. Selçuk Yücel limonun böbrek taşlarına iyi geldiğini vurguluyor. Taş düşürmede faydalı olan limonun özellikleri neler?

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Yücel, Türkiye’de çok yaygın olarak görülen böbrek taşı türlerinden olan ve eritilemeyen kalsiyum oksalatın düşürülmesi için sidrat özelliği olan limonun çok etkili olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Yücel, bu hastalara sabah ve akşam birer büyük limon tüketmelerini önerdi. Prof. Dr. Selçuk Yücel, ülkemizde en sık görülen taş türünün henüz eritilebilecek bir yöntemi de bulunmayan kalsiyum oksalat olduğunu kaydetti.

SABAH AKŞAM BİR BÜYÜK LİMON
Bu taşın ancak düşürülerek vücuttan atılabileceğini belirten Prof. Dr. Yücel, bu taşın düşürülmesi için eşkina balığının beynindeki taş, maydanoz suyu, avokado yaprağı, papatya suyu gibi halk arasında çeşitli yöntemler kullanıldığını, fakat bunların kontrolsüz ve bilimsel çalışmaya dayanmadığını anlattı. Kalsiyum oksalat taşının böbreğin sitrat salgılayamaması nedeniyle oluştuğunu ve sitratın da doğal olarak en iyi limondan tüketilerek sağlanabileceğini kaydeden Prof. Dr. Yücel, tedavide hastalarına sabah ve akşam olmak üzere birer büyük limon önerdiğini kaydetti.

EN BASİT TEDAVİ BU
Prof. Dr. Yücel, "En basit tedavi bu. Latincesi sitrus, portakal, limon, greyfurt; bunların hepsi sitrus diye geçer. Limonun sitrat seviyesi çok yüksek ve tedavi olarak veriyoruz. Bu kişilerin limon tüketmeleri avantajlıdır. Bunu kullanmasına rağmen hala idrardaki sitrat seviyesi düşük ise o zaman biz sitratı dışarıdan ilaç olarak verebiliyoruz" dedi.

ÜÇ KİŞİDEN BİRİ HASTA
Türkiye’de üç kişiden biri için ’taş hastası ya da taş düşürecek’ denilebileceğini ifade eden Prof. Dr. Selçuk Yücel, "3 yıl içinde 2 ya da daha fazla taş oluşturması, kişinin aktif taş hastası olduğunu gösterir. Tahminlere göre Türkiye’de bu oran yüzde 5- 10 arasındadır" diye konuştu.
Kaynak.7gunsaglik

İshale Karşı Pirinç, Tuz ve Su

Türk yöntemleri bazen oldukça etkili oluyor. İshale karşı tuz, su ve pirinç tedavisi işe yarıyor..

Bir çay fincanı pirinç, iki çay fincanı su ve yarım tatlı kaşığı tuzun haşlanmasıyla hazırlanan pirinç lapası, Türkiye’deki annelerin ishale karşı kullandıkları etkili yöntemlerden biri. Türkiye’de hemen herkesin bildiği bu yöntemi, Alman uzmanlar da onayladı.

Berlin Charite Hastanesi Doğal Tedavi Merkezi uzmanlarından Dr. Miriam Ortiz, pirinç lapasının ishalde başarısı onaylanmış bir tedavi yöntemi olduğunu vurguladı. Ortiz, eczane dergisi "Bebek ve Aile"de yayımlanan makalede, "Pirinç haşlandığında ortaya çıkan yapışkan sıvı vücutta suyun tutulmasına yardımcı oluyor. Tuz ise ishal nedeniyle kaybedilen elektroliti vücuda geri kazandırıyor" açıklamasını yaptı.
Kaynak.7gunsaglik

Spina Bifida Hastalığı Nedir, Tedavisi Mümkün mü?

Prof. Dr. Tufan Tarcan çocukların bazılarında sırt kesesiyle doğumun olduğunu bildirdi. Spina bifidayı anlattı.

Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Tufan Tarcan, spina bifida hastalığı ile doğan çocuklarda ciddi mesane problemleri olduğunu, tedavi edilmeme durumunda çocuğun böbrek fonksiyonlarını kaybedeceğini söyledi.

İdrar torbasını kontrol eden sinir sisteminde doğuştan veya sonradan oluşan bir hasar bedeniyle normal mesane fonksiyonunun kaybına nörojenik mesane adı veriliyor. Ağır nörolojik tablosu olan ve mesanenin (idrar torbası) düzgün çalışmaması nedeniyle böbreklerini kaybetme riski altında olan hastaların çok iyi takip ve tedavi edilmesi gerektiğini açıklayan Prof. Dr. Tufan Tarcan, “Nörojenik mesane, çocuklarda en sık spina bifida rahatsızlığı ile yetişkinlerde ise en sık omurilik travmaları, multiple skleroz, şeker hastalığı ya da Parkinson gibi hastalıklar sonucunda görülüyor. Tedavi edilmediğinde de böbrek yetmezliğine kadar giden problemlerle karşılaşılıyor” dedi.

OMURGADA KESE İLE DOĞUYORLAR
Spina bifida hastalığının doğuştan anne karnında omurganın hatalı gelişimi nedeniyle olduğunu ve çocuğun sırt bölgesinde bir kese ile doğduğunu ifade eden Prof. Dr. Tarcan, “Bu çocukların bir bölümünde hastalık nedeni ile belden aşağısı tutmuyor ve yürüyemiyorlar. Aileler daha çok yürüme sorunları üzerine odaklanırken hayati bir sorun olan mesane tedavileri göz ardı ediliyor. Çünkü spina bifidalı çocukların mesaneleri idrarı düzgün depolama ve boşaltma yeteneklerini kaybediyor, bu durum tedavi edilmez ise böbrek yetmezliğine kadar giden ve hayatı tehdit eden sorunlar ortaya çıkıyor. Nörojenik mesane ve buna bağlı böbrek problemleri yanında ek olarak barsak sorunları, hidrosefali ve kalp hastalıklarının da görüldüğü bu çocuklarda tıbbi bakım aileleri maddi, manevi gerçekten çok zorluyor “ şeklinde konuştu.

GEBELİKTE FOLİK ASİT KULLANIMI ÇOK ÖNEMLİ
Prof. Dr. Tarcan, “Hamilelikte folik asit kullanmayan ve akraba evliliği yapan kişilerin doğacak bebekleri spina pifida hastalığında büyük risk altındalar. Yaptığımız bir araştırmaya göre ülkemizde spina bifidalı çocuğu olan annelerden hamilelik sürecinde yalnızca 3’te 1’inin folik asit kullandığını tespit ettik. Folik asit kullanımının artmasıyla hastalığın görülme olasılığı azalıyor” dedi.

Prof. Dr. Tarcan sözlerine şöyle devam etti: “Bu hastalığın iyi bir ultrason takibi ile anne karnında teşhisi mümkün. Hastalıkla doğan çocuklarda doğar doğmaz ilk 48 saat içinde beyin cerrahisi tarafından omurga defektinin kapatılması ileride mesane ve böbrek etkilenmesinin derecesini azaltıyor. İlk cerrahi sonrası hemen mesane ve böbreklerin ürolojik değerlendirmesi yapılmalı. Ne yazık ki spina bifidalı çocuklarımızın küçük bir bölümü erken, doğru tedaviyi alabiliyor.”
Kaynak.7gunsaglik

Grip Aşısının Yararlarının Yanında Zararları Da Olabilir

Malum hastalık mevsimine doğru geliyoruz. İnsanlar soğuk algınlığı ile başlayıp ağır griplere kadar bulaşıcı hastalıkların etkisinde kalabiliyor. Grip aşısı olmalı mıyız?

Kışın yaklaşmasıyla birlikte grip mevsimi de geldi. Gripten korunmanın en etkili yollarından biri ise aşı olmak. Grip aşısı, erken dönemde yaptırıldığı takdirde bağışıklık sistemini daha da güçlendirerek hastalıklara karşı koruma sağlıyor.

Uz. Dr. Mustafa Nafiz Karagözoğlu grip ve grip aşısı hakkında bilgi verdi. Grip aşısı olmak için geç kalınmaması gerektiğini belirten Karagözoğlu, grip hakkında şu bilgileri verdi:

"Grip, çoğunlukla sonbahar ve kış aylarında görülür. Hastalığı taşıyan kişilerin öksürmesi ya da hapşırması ile havaya yayılan damlacıklarla ve doğrudan temasla bulaşmaktadır. Kapı kolları, bilgisayar klavyeleri, telefonlar gibi ortak kullanılabilecek eşyalar bulaşmaya neden olabilir. Belirtileri arasında ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırık, öksürük, baş ağrısı, kaslarda ve eklemlerde ağrı ve halsizlik yer almaktadır. Genellikle 1–2 hafta içinde iyileşme görülür. Ancak yaşlılarda, diyabetlilerde, altta yatan böbreğe, kalbe ya da solunum sistemine ait kronik hastalığı olan kişilerde daha ağır seyredebilir. Bunun yanında zatürree gibi hastalıklara da zemin hazırlayabilir."

Gribin bir virüs hastalığı olduğunu vurgulayan Karagözoğlu, aşının gribe karşı koruma sağladığını ifade etti. Karagözoğlu, "Antibiyotik tedavisine yanıt vermez. Hastalara bol sıvı almaları, yatak istirahati ve belirtilere yönelik ilaçlar önerilir. Virüse yönelik ilaçlar erken dönemde faydalıdır. Gripten korunmak için gripli kişilerle temastan kaçınılması, ellerin sık sık yıkanması, kapalı, kalabalık ortamlardan kaçınılması ve grip aşısı önerilir. Grip virüsü sürekli tip değiştiren bir virüs olduğundan Dünya Sağlık Örgütü her yıl o sene sık görülen virüs tiplerini belirler ve aşı buna göre hazırlanır.

Aşı, 3 tip ölü virüs içerir. Uygulandıktan sonra etkisinin ortaya çıkması 10-15 gün kadar bir süre alır. Bu nedenle sonbahar başlarında yapılması önerilir. Tüm kış boyunca yapılmasının bir sakıncası yoktur, erken yapılmasının nedeni, bağışıklığın bir an önce başlamasının sağlanmasıdır. Bu arada, çoğunlukla koruyucu olsa da grip aşısı yapılması, kişinin o yıl asla grip olmayacağı anlamına gelmez. Aşının koruyuculuğu, yüzde 60-80 arasında değişmektedir. " bilgisini verdi.

GRİP AŞISI YAPTIRMASI GEREKEN RİSK GRUPLARI
Uz. Dr. Mustafa Nafiz Karagözoğlu, grip aşısı yaptırması gereken risk gruplarını da şöyle sıraladı:

65 yaşın üzerindekiler, bazı akciğer hastalığı olanlar (astım, kronik bronşit gibi), kronik kalp ve damar hastaları, şeker hastaları, han hastalığı olanlar, bağışıklığı baskılanmış kişiler (uzun süreli kortizon kullanımı, AIDS, kanser tedavisi görenler gibi), bakım/huzur evlerinde kalanlar ve burada çalışan personel, sağlık personeli, hamileler kendi doktorları önerirse gebeliğin 2. veya 3. haftası yaptırabilir.

GRİP AŞISININ YAN ETKİLERİ
"Grip aşısı canlı olmayan virüs içerdiğinden aşıya bağlı olarak grip geçirmek mümkün değildir." Diyen Karagözoğlu, "Aşı yapılan bölgede ağrı, kızarıklık ya da şişme, kas ağrıları, kırgınlık hissi, hafif ateş yan etkileri arasında sayılabilir." ifadelerini kullandı.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Sabah Kahvaltısı Hamilelik Şansını Artırır

Sabah tokluğu, güzel bir sabah kahvaltısı ile güne kuvvetli başlayan kadınlar hamile kalmada daha şanslı.

İsrail'de bilim insanlarının yaptığı araştırma, sabah kuvvetli kahvaltının, gebe kalmanın önünde engel teşkil edebilecek insülin, testosteron ve diğer hormonların düzenlenmesini sağladığını gösterdi.

Araştırmaya, androjenlerin (erkeklik hormonları) artmasına ve adet dönemlerinin düzensiz olmasına yol açan Polikistik Over Sendromu bulunan, vücut kitle indeksi 23'den daha az, 25-39 yaşındaki kadın katıldı. İki gruba ayrılan katılımcılardan günde yaklaşık 1800 kalori alması istendi.

Akşam yerine, sabah daha fazla kalori alanların gebe kalma şansının arttığı görüldü.

Sabah kuvvetli kahvaltı yapanların (yaklaşık 980 kalori alanlar) glikoz seviyesi ve insülin direncinin yüzde 8 azaldığı, akşam fazla kalori alan diğer gruptakilerde ise değişim olmadığı belirlendi.

12 hafta süren araştırmada ayrıca sabah kuvvetli kahvaltı yapanlarda erkeklik hormonu testosteron seviyesinin yaklaşık yüzde 50 azaldığı ortaya çıktı.

Araştırmaya imza atanlardan Oren Froy, sonuçların günlük alınan kalori miktarının önemli olduğuna ancak bunları alma zamanının daha fazla önem taşıdığına dikkati çekti.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Sağlık Deposu Soğanın Mucizevi Özellikleri

Hangi hastalıklara karşı iyi geliyor, ne gibi özellikleri ve faydaları var? İşte soğanın bilinmeyen yönleri..

Yeni kesilmiş soğanı arının soktuğu yere sürdüğünüzde ağrıyı alır ve şişmesini önler.

Hong Kong Üniversitesi'nden uzmanlara göre özellikle kırmızı soğan kötü kolesterolü düşürür. Bir adet çiğ soğanın yarısını her gün tüketen kişilerin iyi kolesterolünün %30 oranında artacağı söylenmektedir.

Soğanın içerisinde kanser, kalp rahatsızlıkları ve hatta Alzheimer'a iyi geldiği söylenen antioksidanlar bulunur.

Roma imparatoru Nero ve ABD başkanı George Washington'ın soğuk algınlığına karşı soğan tükettiği bilinmektedir.

Soğanın içerisinde bulunan yağın insulin gibi etki gösterdiği ve kan şekeri seviyesini düşürdüğü bilinmektedir.

Aynı orandaki soğan suyu ve elma sirkesi karıştırılarak oluşan tonik günde 2 defa cilde sürüldüğünde koyu renkli bölgelere iyi geldiği söylenmektedir. Bu ikili ciltteki pH dengesini sağlayarak renk farklılığına karşı etkilidir.

Soğanın içerisinde bronşit, diyabet, astım ve saman nezlesine iyi geldiği söylenen flavanoidler bulunur.

Soğanın düzenli kullanımının prostat kanseri riskini azalttığı söylenmektedir. Aynı etkinin mide ve göğüs kanseri için de geçerli olabileceği dile getiriliyor.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Regl Ağrısı Nedir? Nasıl Ortadan Kaldırılabilir?

Regl ağrısı yani bir diğer adıyla adet sancısı hemen hemen tüm bayanları ayda bir kez zor durumda bırakan stresli ve sancılı bir durumdur.

Hatta bazı bayanlarda şiddeti o kadar yüksektir ki sancıdan hareket edememekte, bu bayanları yatıp uzanmaktan başka hiçbir şey yapamaz hale getirmektedir. Biz de bu agrılardan kurtulmanızı sağlayacak etkili birkaç formülü sizlerle paylaşacağız.

Bu anlamda ilk olarak keten tohumundan bahsetmemizde fayda var. Günde 2 kaşık keten tohumu tüketmeniz, adet sancılarınızdan kurtulmanızda size büyük fayda sağlayacaktır. Denenmiş ve etkili bir yöntemdir.
Önerilerimizden bir diğeri böğürtlen çayı. Bu sancılı günlerinizde böğürtlen çayını birkaç bardak su tüketmeniz halinde etkili bir şekilde kurtulmanızı sağlayacaktır.
Düzenli bir uyku ve stresten arınmış bir ruh hali regkt ağrılarının azalması üzerinde son derece etkili ve önemli bir yere sahiptir.
Son olarak tavsiyemiz özel günlerinizde kafeinli ve gazlı içeceklerden uzak durmanız yönündedir. Bu içecekler regl ağrılarını tetikler ve sancılı bir dönem geçirmenizi neden olur.
Kaynak.7gunsaglik

Sistit Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Sistit olarak bilinen idrar yolu enfeksiyonu, özellikle kadınların sıkça yaşadığı bir sağlık sorunudur. Birçok kadın hayatında birkez dahi olsa sistit sorunun yaşamakta erkeklerde ise nadir olarak görülmekte, Hastalığın tekrarlama özelliği kadınların korkulu rüyası haline gelmesine neden olabilmektedir.

Hastalığın belirtileri;

İdrar yaparken hissedilen yanma ve sızı Sürekli idrar sıkışıkmış hissi Cinsel ilişki sırasında ağrı hissetme İdrar renginde görülen bulanıklık ve kötü koku Yüksek ateş Bulantı ve kusma Halsizlik ve titremedir.
Sistit hastalığına birçok şey neden olabilmektedir. Bakteri kaynaklı olmasının yanında hijyen kurallarının ihmal edilmesi de, hastalığın etkenleri arasındadır. Cinsel ilişki le bulaşabilen hastalık mesane bölgesindeki mikroorganizmalar sebebi ile tetiklenebilmektedir. Sistitin nedenleri;
Uzun süre idrar sıkışık durumda kalmak
Nemli çamaşır kullanmak
genital bölgenin temizliğinden sonra kurulanmamak
Naylon çamaşır kullanmak
genital bölgenin temizliğin ihmal etmek
Cinsel ilişki sonrasında hemen temizlenmemek
Tuvalet temizliği sırasında mesane bölgesindeki bakterilerin genital bölgeye taşımaktır.

Tedavisi:
Sistit hastalığının tedavisinin basit olmasına rağmen, hastanın utanması nedeni ile ileri boyutlara varabilmektedir. Hekim hastalığın teşhisi için idrar kültürüne ihtiyaç duyabilir. Elde edilen sonuçlara göre uygun bir antibiyotik tedavisi ve genital bölgeye gereken özenin gösterilmesi, hijyen kurallarına uyulması ve genital bölgenin kuru kalmasına dikkat edilmesi ile tedavide başarı oranını yükseltmekte Ancak kronik sistit vakalarında tedavi süresi uzayabilmektedir.
Kaynak.7gunsaglik

Kuru ve Kırmızı Göz Hastalığında Etkili Bakım ve Tarama

Göz bakımında ve tedavisinde teşhis ve tanıyı izleyen segment kavramlı yaklaşımlar ve gelişmeler yaşanıyor.

Hastanın klinik bulgularının doğru değerlendirilmesi sağlık uzmanlarına şart koşuluyor. Nokta-bakım tanı testi ve segment kavramı üzerinde durmak göz cerrahisinde önem taşır. Kullanılan teknolojiler tedavinin etkinliği hakkında ipucu verir. Göz kuruluğu için TearLab Osmolarite tekniği kullanılır. Ölçülebilir şekilde gözyaşı testi uygulanır. Akıllı tarama ve tedavi programına göre uygun tedaviye yönlendirilir. Glokom testi gibi benzer testler uygulanır.

Konjonktivit olduğu şüphe edilen kırmızı göz sorunu olan hastalar için risk söz konusudur çünkü gözde enfeksiyon riski vardır. Doğru tanı uygun yönetim iyi hijyen, kısıtlamalar ve tedavi gerekir. Adenovirüs için tanısal testler yapılır. Hastaya sorular yöneltilir. Belirtiler izlenerek soruna ulaşılır. 10 dakikalık AdenoPlus taraması yapılır.

Taramada %96 teşhis söz konusudur ve tedavi süreci ile izleme süreci hassastır. Viral bakteriyel enfeksiyonlar gözde gelişmiş ise gereken ilaçlar verilir. Antibiyotik çoğu durumda tercih edilir. %65 oranında virüsü etkisizleştiren topikal jeller verilebilir. 5-10 yıl içinde gelişecek klinik uygulamalar ile göz cerrahisinde çığır açılması bekleniyor.Kaynak.7gunsaglik

Çocuklara Kalsiyum Vermenin Değişik Yolları

Süt, peynir veya yoğurt tüketmeyen çocuklara nasıl kalsiyum verebiliriz tabii ki dondurmayla..

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Sağlık Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Aliye Özenoğlu, dondurmanın, çocukların büyüme ve gelişmesinde oldukça yararlı bir besin olduğunu, süt sevmeyen çocukların dondurma tüketmesinin yarar sağlayacağını söyledi.

Dondurmanın sağlık açısından büyük faydası olduğunu belirten Özenoğlu, özellikle aile bireylerinin çocuklarına şeker ve çikolata yerine dondurma almasının daha yararlı olacağını dile getirdi.

Süt sevmeyen kişilere, özellikle çocuklara sütün tüm yararlarını sağladığı için, aşırıya kaçmaksızın dondurmayı rahatlıkla önerilebileceğini anlatan Özenoğlu, şöyle konuştu:

"Dondurma, protein açısından dünyanın en kaliteli sütlü tatlısıdır. Çocukların sağlıklı beslenmesinde dondurmayı öneriyoruz. Sütlü tatlı sınıfında değerlendirilen dondurma, bol miktarda kalsiyum ve protein içermektedir. Bu nedenle çocukların büyüme ve gelişmesinde çok fayda sağlar. Çocukların şeker ve çikolata yerine dondurma tüketmesi çok daha doğru bir seçimdir. Dondurma, içerdiği protein, karbonhidrat ve yağın yanında A, B, C, E vitaminleri, kalsiyum, fosfor, sodyum, magnezyum, demir ve çinko gibi minerallerden zengin bir gıdadır. Hijyenik şartlarda üretilen dondurma uygun ortamlarda saklandığı sürece güvenlidir."

"YAŞLILAR DA KEMİKLERİNİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN TÜKETEBİLİR"

Doç. Dr. Özenoğlu, hijyenik şartlarda hazırlanmış dondurmanın küçük parçalar halinde ağız içinde eritilerek yenmesinin kolay kolay enfeksiyona yol açmayacağına dikkati çekti.

Dondurma yedikten sonra ağzın iyice çalkalanması gerektiğini vurgulayan Özenoğlu, "Özellikle çocuklarda günde iki kez dişlerin fırçalanması gereklidir. Yine dondurma yerken arada soğuk olmayan su içilmesi de bu nedenle önerilmektedir. Ayrıca çocukların yanı sıra yaşlıların da kemiklerini güçlendirmek için kalsiyum ve protein içeriği bakımından dondurma tüketmesi faydalı olacaktır" ifadelerini kullandı.Kaynak.7gunsaglik

Migren, Çocukların Okul Başarısını Engelleyebilir

Migren baş ağrısı çocukların okuldaki başarısını gölgeleyebilir, diğer çocukların gerisinde kalmasını sağlayabilir.

Epizodik migren türü ayın en az 14 günü görülen migren türüdür. Normalde 1.5 kat daha yoğun migren ağrısı çekilir. Kronik migren çeken çocuklar diğer arkadaşlarına ve öğrencilere göre ortalamanın altında kalıyor. Çocuklar ve aileleri üzerinde kronik migrenin etkileri oldukça kötüdür. Ohio Nationwide Çocuk Hastanesi'nden nörolog Dr. Lenora Lehwald migrenin çocuklarda mutlaka acilen tedavi edilmesi gerektiğini bildirmiştir. Gelişim çağında akıl ve zihin sağlığı, anlama, ifade etme kabiliyeti ve derslerdeki başarısı açısından da bu konu oldukça önemli.

5-12 yaş arasındaki çocukları yüksek derecede etkiliyor. %23 oranında ortalamanın altında başarı sergileyebilen bu çocuklar %33 oranında epizodik migrenden etkileniyor. Okula gitmekten uzak duruyorlar çoğu zaman gitmek istemiyorlar içine kapanık oluyorlar. Fiziksel ağrılarını hafifletici tedaviler uzman doktor tarafından uygulanmalı. Ruh hali ve benlik saygısını kötü etkilemeden sosyal başarılarını düşürmeden önce migren tedavi edilmelidir. Veliler ise bu konuda duyarlı olmalı çocuklarındaki değişim ve belirtileri iyi izlemelidir. Migren kaynaklarını mümkünse ortadan kaldırmalıdırlar.Kaynak.7gunsaglik