Yeni Doğan Bebekte Görülen Refleksler ve Duyular

Refleksler
Yeni doğan bebeklerin refleksleri sağlam bebek muayenesinin bir parçasıdır. Bunların olmayışı bebekte ciddi sorunlar olduğunu gösterir. Aynı zamanda genellikle 4-6. aylarda kaybolmaları beklenir. Kaybolmamaları da önemli sorunların göstergesi olabilir.

Emme refleksi: Bebeğin dudaklarını hafifçe dokunulduğunda dokunulan cismi emmeye başlar.
Arama refleksi: Bebeğin yanağına hafifçe dokunulduğunda o tarafa başını çevirerek emmeye başlar.
Moro refleksi: Sırt üstü yatan bebeğin başı el desteği ile hafifçe yukarı kaldırılır ve birden bu destek çekilirse bebek kol ve bacaklarını kavuşturacak bir irkilme hareketi yapar. Aynı hareket ani gürültü ve sarsıntılarda da olur.
Yakalama refleksi:Bebeğin ayak tabanlarına veya avuç içlerine dokunulduğunda kavrama hareketi yapmasıdır.

Duyular
Görme duyusu: Yeni doğan bebek uzağı iyi göremez ancak 0.5-1 metre kadar çevresini net gördüğü bilinmektedir.
Işitme duyusu: Yeni doğan bebekler seslere karşı hassastırlar. Annesinin kalp sesini hatırlatan ritmik seslerden hoşlanırlar. Toplumda işitme bozukluğunun sık görülen bir problem olması nedeni ile son yıllarda her yeni doğan bebeğe işitme testi yapılması uygulaması yaygınlaşmaya başlamıştır.
Koku: koku alma duyusunun pek gelişmediğine inanılmaktadır.
Tat: Bebeğin tat alma duyusu oldukça gelişmiştir. Tatlı yiyeceklerden hoşlanır, ekşi, acı ve tuzluları istemezler.
Dokunma duyusu iyi gelişmiştir.
Ağrı duyusunun iyi gelişmediği sanılmaktadır.
Kaynak.7gunsaglik

Çocuklarda Obezite Hastalığı ve Çözüm Yolları

Her ne kadar geleneksel olarak şişman çocuk makbul sayılsa da artık şişmanlık şehir yaşamında bir halk sağlığı problemi olmaya başlamıştır.
Şekerli ve yağlı yiyecek tüketimi, hareketsiz yaşam, televizyon? bilgisayar önünde uzun süre oturma gibi nedenlerle şişmanlık çocuklarda giderek artmaktadır. Çocukken şişman olanların büyük bir ihtimalle şişman olacağı bilinmektedir. Şişmanlık ile kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı gibi hastalıkların ilişkisi bilinmektedir.
Anne ve babalar içgüdüsel olarak çocukları çok yemek yedirmeye eğilimlidirler. Fakat zayıflık kadar şişmanlığın da kötü bir şey olduğu bilincine varırlarsa az yemek kadar çok yemeye de duyarlı olurlar.

Ailelere aşağıdaki önerilerde bulunmak gerekir:
-Şekerli yiyecekleri ödül olarak vermeyin.
-Bebek doğduğunda kafasını çevirecektir, son bir iki kaşık daha diye ağzına tıkıştırmayın.
-Günde 1 2 saat açık havada yürüme, koşma, okula yürüyerek gitmek gibi aktivite sağlayın.
-Hamburger, pizza, hamur işleri, pide, lahmacun gibi yiyecekleri haftada bir ile sınırlayın.
-Gofret, çikolata, kola, jelibon gibi şekerli yiyecekleri tamamen kesmeniz aşırı istek yaratır. Günde 1 tane ile sınırlayın.
-Televizyon ve bilgisayar oyunu saatlerini sınırlandırın. Bunların yerine dans, yürüyüş spor gibi başka seçenekler sunun.
-Obezite için kritik yaşlara dikkat edin. Bunlar: ilk 1 yaş, 5 yaş ve ergenliktir.

Doktor çocuğun şişman olduğunu söylüyorsa bu da bir hastalık olarak ele alınarak diyet ve egzersiz programı uygulanmalıdır. Çünkü:
-Şişman çocuklarda ergenlik erken olur.
-Ergenlik yaşında ciddi psikolojik sorunlar yaşarlar.
-Aşırı şişman çocuklarda solunum yetersizliği gibi ciddi durumlar oluşabilir.
Kaynak.7gunsaglik

Fenilketonüri Nedir, Kimlerde Görülür?

Türkiyede ortalama olarak her 3000 bebekte bir görülen kalıtsal bir hastalıktır.
Ileri derecede zeka geriliği yapar. Bebek doğduğunda bulgu vermez. 3 4 aylıkken anneyi tanımama, başını tutamama gibi gelişim basamaklarında gecikme ile ortaya çıkar. Ne kadar erken şüphe edilirse tanı ve tedavi o kadar erken olacağından çocuğu yakından izlemek gerekir. Doktora başvurma geciktikçe kalıcı zeka geriliği ihtimali artar. Zeka geriliği doğuştan gelen bir enzim eksikliğinin fenilalanin adlı proteinin vücutta yıkılmasını sağlayamaması ve bunun birikerek beyin hasarı oluşturması sonucunda oluşur. Tanı konduğunda bebek fenilalaninsiz özel bir mama ile büyütülür ve normal bir zekada olur. Tanı konduğunda oluşan beyin hasarı geri dönmez. Bu nedenle ilk haftada yapılan Gurthrie tarama testi ile tespit edilmesi çok önemlidir. Bebek doğduktan sonra 2-7. günlerde özel bir kâğıt üzerinde alınan kan büyük merkezlere posta yolu ile bile ulaştırılabilir. Türkiye’de artık bütün sağlık kuruluşlarında bu testi yaptırmak mümkündür.
Genetik olarak anne ve babanın taşıyıcı olması ile ortaya çıkar. Taşıyıcı anne ve babanın çocuklarında yüzde 25 oranında hasta, yüzde 25 oranında sağlam, yüzde 50 oranında taşıyıcı bebek doğar. Her doğan çocuk için bu risk aynıdır. Yani bir ailenin 4 çocuğu varsa bunların biri hasta, biri sağlam diğerleri taşıyıcı olacak anlamında bir şey yoktur. Bütün çocuklar tesadüfen hasta veya sağlam olabilir. Bu nedenle daha önce fenilketonürili çocuğu olan annenin sonraki gebeliğin de anne karnından su alınarak bakılması şarttır. Kız ve erkeklerde aynı oranda görülür.
Taşıyıcıların herhangi bir bilgisi yoktur. Kendisi gibi taşıyıcı biriyle evlenmedikçe sorun olmaz.
Kaynak.7gunsaglik

Zayıflamaya Çare Muhteşem Kokulu Bitki

Dereotu her yemekte, salatada, ara sıcaklarda hatta cacık ve limonatada bize harika kokusu ve tadını sunarken zayıflatıyor da!

Dereotu, kilo verme sürecini etkileyen ve bu dönemde kullanılması sıklıkla önerilen bir bitkidir.

Dereotu,maydonozgiller ailesinden ve koyu yeşil ipliğimsi yaprakları olan kokulu bir bitkidir. Nemli toprakları sever ve çoğunlukla sonbaharda toplanır. Tat ve aroma vermesi için salata veyemeklerde kullanılır.Özellikle Türk mutfağında önemli bir yeri olan tarhana çorbası ve cacık bu yemeklerin başında gelir.

Dereotu ayrıca sağlığa da oldukçayararlı bir bitkidir;sindirimi kolaylaştırır, ağız kokusunu giderir, uykuyu düzenler,sinir zafiyetini giderir. Aynı zamanda çocuklarda oluşan kolik ağrılarına iyi gelir ve anne sütünü çoğaltır. Ancak hamilelik döneminde kullanılmaması gerekir,aybaşı kanamalarını artırdığı gibi gebelerde düşüğe neden olabilir.

Tüm bu faydaların yanında dereotunun önemli bir diğer özelliği de kilo verme süreci ve tiroid hormonları üzerindeki olumlu etkisidir.Dereotu tiroidnodüllerinin ufalmasını sağlar, ayrıca tiroid üzerindeki dengeleyici etkisi ilehipotiroid(tiroidin yavaş çalışması) veya hipertiroid (tiroidin hızlı çalışması) üzerinde olumlu etki gösterir.Kilo durumu tiroid ile bağlantılı olabildiğinden, tüm bunlara bağlı olarak dereotu kilo kontrolünde de oldukça etkilidir. Aynı zamanda ödem sökücü özelliğiyle vücuttaki fazla suyun atılmasını da sağlar.Antiseptik özelliği ile ishalintedavisine yardımcı olur, kalsiyum yönünden oldukça zengindir ve kansere karşı koruyucu etkisi vardır.

Dereotu kilo verme sürecinde göz ardı edilmemesi gereken bir bitkidir. Metabolizmayı hızlandırarak ödem atmayı sağlar ve kilo verme süreci çok daha rahat geçer.Ayrıca lif içeriği sayesinde daha uzun süre tok kalmayı sağlayacaktır.

Sağlıklı ve fit günler...Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Liposiction Ameliyatı ile Biriken Yağlarınızdan

Bilindiği üzere liposiction bir tür yağ aldırma operasyonudur. Genel bir ifade ile tanımlayacak olursak liposiction, vücudun herhangi bir yerinde biriken ve bireye hoşnutsuzluk veren yağların kendi isteği doğrultusunda tıbbi müdahale uygulanarak aldırılması durumudur.

Uygulama tamamen estetik amaçlıdır. Bu nedenle ameliyat tamamen keyfi olup birey için hiçbir şekilde zorunluluk içermemektedir.
Bireyi Zayıflatma Amacı Gütmez
Liposiction, amacı zayıflatmak olan bir operasyon değildir. Temel amaç istenen bölge şekil vermektir. Yani operasyonda sadece yağ alınmaz; aynı zamanda şekillendirme de sağlanır.
Yan Etkisi Var mıdır?
Liposaction ameliyatının insan sağlığı için herhangi bir zararı ya da yan etkisi hiçbir şekilde bulunmamaktadır. Tamamen zararsız bir ameliyattır.
Ameliyat Nasıl Yapılır?
Ameliyat için kesinlikle tam donanımlı ve hijyenik ortama sahip bir hastane tercih edilmelidir. Bölgesel uygulanan liposiction ameliyatı ortalama olarak 2 saat almaktadır. Operasyon sırasında yağı alınacak bölgeye 3 milimetre civarında bir alana girilerek yavaşça yağ çekme işlemi yapılır. Ameliyattan sonra bu bölgeye bandaj sarılır ve birkaç gün bu bandajla devam edilir. Daha sonra hasta günlük yaşamına devam edebilir.
Kaynak.7gunsaglik

Dudak Çatlaklarını Ortadan Kaldıracak Yöntemler

Özellikle mevsim geçişlerinde yaşadığımız en büyük şikayetlerden biri de şüphesiz ki dudak çatlaması dır. Birçok kişinin sorun yaşadığı dudak çatlaması sorunu ile ilgili neler yapılabileceği sizler için araştırdık ve kaleme aldık.

1) öncelikle dudak çatlamasının oluşumunu önlemek için alabileceğiniz en önemli özellikle mevsim geçişlerinde dudaklarınıza süreklı nemlendirici kullanmaktır. Böylece sıcak ve soğuk havalarda dudak kuruması problemi yaşamayacak, mevsimsel dudak çatlaması probleminin de önüne geçmiş olacaksınız.
2)Bayanlarda kozmetik ürün kullanımında kaynaklanan dudak çatlamaları gelişebilmektedir. Bunun için alınması gereken en kaliteli kozmetik markası kullanmak ve kozmetik dudaktan temizlenirken iyice temizlenmesine dikkat etmektir.
3) vücudun susuz kalması dudak çatlamasına neden olmaktadır. Bu nedenle dudak çatlamasına engel olmak için alınabilecek bir diğer önemli önlem de gün içerisinde bol bol su tüketmektedir.
3)Dudaklarınızın çatlak olduğu dönemlerde bol miktarda vitamin içeren besinler tüketmeniz faydalı olacaktır.
Dudak çatlaklarının oluşumunu önlemek için sık sık nemlendirici kremler kullanmayı ihmal etmeyiniz.
Kaynak.7gunsaglik

Doğru Fondöten Rengini Bulmanın 4 Sırrı

Fotoşop gibi düşünebileceğimiz kadınların harika bir gizleme güzelleşme aracıdır fondötenler.

Peki cilde uygun fondöten rengini nasıl seçeriz? Leke, kızarıklık, yara izi vs kamufle edeceğiz. Çoğu kadın yanlış ürün seçer ve kötü görünür. Cilt ile uyumlu, doğal görünen doğru tonu bulmak gerekir.

İnsanlar genelde açık tonları seçmek ister ve yanılır. Görünmesini istemediğiniz yerlere cilt tonunuzdan bir veya birkaç ton daha koyu rengi uygulayın ve iyice yayın.

Fondöteni asla elinizde test etmeyin. Elle yüz farklı olabilir. Elinizin arka yüzeyindeki deri ile yüz aynı değildir. Bunun yerine çene kemiği üzerinde fondöteni deneyin.

Yüz ve boyun bile farklı cilt tonlarında olabilir. Boyun ve yanaklara sıcak tonları seçin.

Çok ihtiyaç duydukça özel günlerde kullanın ve eski ürünleri asla kullanmayın. Cildinize doğru tonu seçin ve eski ürünlerin ters etki yaptığını bilin.
Kaynak.7gunsaglik

Gebelikte Görülebilen Olası Endişeli Durumlar

Kendinizi bebeğinizin sağlıklı doğacağına ayarlıyorsunuz ve beklenmedik bir anda düşük ya da gebelik sorunu yaşayabiliyorsunuz.

Gebelikte sıkça yaşanan endişeler nelerdir, önlem almanın incelikleri ve çareleri nelerdir? Yediğiniz her şeyden şüphe duymaya başlarsınız. Çiğ şeyler yemez dışarıdan bir şey almaz ve beslenmeye azami özen gösterirsiniz. Gebelik riskleri bebeğin düşmesine de neden olduğundan annelerin baş kaygısıdır. %75 oranda düşük riski vardır. 35 yaş üzerindeki kadınlarda risk artar.  Kromozom anormallikleri gebenin sağlık durumu yaşı gibi koşullar etkiler. %74 oranında stres etkilidir. Trafik iş durumları geç kalma eşle olan ilişkiler sosyal ilişkiler derken stres gebeliği olumsuz etkiler.

Bu da büyük bir endişedir. Derin nefes ve dinlenmeyle rahatlamak gerekir. %71 oranında erken doğum riski ve endişesi vardır. Bebekler tam gelişmeden doğar ve hastalık kapabilir. Birkaç aya kadar kuvezde kalabilir. %70 oranında doğum sancıları anne adaylarının büyük korkularındandır. Doğum sancısı hemen hemen her gebelikte olasıdır. %60 oranında emzirme kaygısı, %59 oranında gebelik ve bebek ağırlığı endişesi, %57 oranında ağır kaldırma, %55 oranında hastaneye zamanında yetişebilme endişesi gebelikte söz konusudur..Kaynak.http://www.7gunsaglik.com.tr,

Kadınlarda Görülen Anemiye Karşı Alternatif Çözüm

Kuşkonmaz tüketerek demir eksikliği olan kansızlığa çare bulabilir miyiz? Kadınlar neden daha sık anemi olur?

Özellikle kadınları vuran kansızlık(anemi) tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini düşürüyor. İleri safhalarda ise işitme ve görme kaybı gibi ciddi sorunlara da neden olabiliyor.

İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan, "Aneminin en yaygın sebebi, demir eksikliğidir" diyor. Doğru beslenme düzeniyle kansızlığı yenmenin mümkün olacağını kaydeden Prof. Dr. Mocan, kansızlığa karşı şu tavsiyelerde bulunuyor: Ispanak, brokoli, kuşkonmaz bol miktarda demir içerdiğinden kansızlığa ilaç gibi gelir. Demir eksikliği ileri boyutta ise kalsiyum içeren gıdaları yalnızca yemeklerin yanına değil, ara öğünlerde tüketin. Yemek yerken kahve ya da diğer kafeinli içecekleri içmeyin. Demirle birlikte C vitamini içeren besinler yiyin. C vitamini demirin emilimini kolaylaştırır. Karaciğer, sığır eti, süt, yumurta, peynir ve balık demir açısından zengindir. Keçiboynuzu pekmezi kansızlığa iyi gelir. Çünkü iyi bir demir deposudur. Sabahları aç karınla 1 kaşık için. Folik asit eksikliğine bağlı anemiye karşı kuru fasulye, ayçiçeği çekirdeği yemek önemlidir. Üzüm B12 ve demir açısından oldukça zengindir. Özelllike her gün 1 avuç yediğiniz siyah üzüm, kansızlığınızın azalmasında etkilidir. Kansızlık çekenlerin bolca yemesi gereken meyvelerden biri de duttur. Bol bol dut yiyin. Kan yapan diğer besinler, baklagiller, kuru kayısı, fındık, fıstık ve susamdır..Kaynak.http://www.7gunsaglik.com.tr,

Gebelikte Egzersizleri İle Daha İyi Hissedin

Hamilelikte ağrılar sancılar ve türlü şikayetlere son verin, hemen şimdi daha iyi hissetmeye başlayın.

Bunun anahtarı da egzersizden geçiyor. Yoga matı, su, spor ayakkabı, 1-2 kiloluk dambıl yeterlidir.



Bacak rulo hareketiyle başlayalım. Dolaşımı teşvik eder ağrıları giderir. Oturun kollar yanda avuç içlerini yere bastırıp hafif kalkın. Bu arada bir ayak yere basacak, diğer bacak düz ve ileri durup rulo üzerinde hafifçe ileri geri gidip gelecek.

Yoganın en basitlerinden birinde sıra. Ayaktasınız avuç içlerinizle öne eğilip ellerinizi yere koyun.

Ters V şeklini alıp nefes alıp verin. Birkaç tekrar yeterlidir.

Şimdi de duvara ellerinizle yaslanın hafif iter gibi durun. Emekleme pozisyonunda yerde iken sol kol sağ bacak, sağ kol sol bacak aynı anda ileri ve geri baksın.

Kedi gibi esneme hareketini yapın. Aralarda dinlenin nefes alıp uzanın. Dambıllarla beraber hafif çömelin ve yanlara dönmeye çalışın. Lunges ve squat hareketlerini destek alarak hafif seviyede tekrar edin. .Kaynak.http://www.7gunsaglik.com.tr,

Dört Güzellik Trendi Ve Faydaları

Bu senenin daha doğrusu ilkbahar yaz aylarının güzellik modasını yakından takip edin, kendinize iyi bakın.
Kaşlarda Brooke Shields havası yakalamak cesur olmak oldukça trend. Kalın kaşlar sağlıklı görünmeyi sağlarken yüzü dengeler gözleri belirginleştirir. Saç rengiyle uyumlu dolgun kaşlar edinin çok fazla ince almayın. Fırçalarla gölgeler yapılabilir. Kanatlı liner görünümü ile gözlere yepyeni boyutlar kazandırmak ve efekt vermek moda.
Yorgun görünümü göz altı kapatıcısıyla giderin. Göz köşelerine masum kanat görünümü verin kalemi dışarıdan çekin kuyruk yapın. Çikolata tonları ve siyah tercih edin. Kirpiklerin dibinden dışa doğru çizginizi çekin. Pastel tonlardaki göz farı paletlerinden edinin. Daha büyük ve parlak gözlere sahip olun.
Bu sene pastel renkler makyajda trend. Kahve gölgeler yerine baharın canlı pastel tonları ile renklenin. Büyük ve taze görünmek için ışıltılı tonlara geçin. Soluk pembe yorgun görünüm verir ama maviler lilalar kullanılabilir.
Şeftali, fıstık yeşili ve nane renkleri moda. Koyu renk lipstick sezonun favorilerinden. Dudakları büyütmek için parlatıcılı rujlar ve koyu renkler birebir. Canlı ve cesur mercan ve pembeler yazı simgeliyor. Parlatıcı sonradan da uygulanabilir.Kaynak.7gunsaglik

Selülit Çözüm Ve Tedavi Seçenekleri

Akıllıca egzersiz yapmak ve beslenmek selülitlerden kurtarabilir. Kasların ortaya çıkmasını istiyor ve pütürlü görünümden kurtulmak istiyorsanız bu çözümlere göz atın.

Beslenme konusundan başlayalım. Gıdaları daha çok çiğ yemeye gayret edin. Meyve ve sebzeleri çiğ tüketmeye alışın. Daha çok lifli besin tüketin. Boş kalorili gıdalardan uzak durun.

Tam tahıllı kepekli ürünler yiyin. Ekmek, şeker ve alkol yemeyin. Ekstra kilolarınızı verin. Bu durum selülite neden olmaz fakat daha fazla görünür olmasına neden olur.

Sigarayı bırakın. Cildin kan akımını engeller daha sarkık ve gevşek görünmesini sağlar. Selülit losyonu sürüp masaj yapın. Sıkmadan ovalayarak yumuşak hareketler kullanın.

Retinol krem edinin ve rutin masajlara devam edin. Sıkılaştırıcı kremler cilde iyi gelebilir. %0.3 retinol içeren kremi en az 6 ay kullanın. Cildin dış katmanı kalınlaşarak selülitleri gizler.

Destek çorabı giyilebilir. Tıpkı varis çorabı gibi sarkmayı önleyen düzgünleştirici dar çorapları edinin. Selülitli bölgelere kremle masaj yapıp sıkıca sarın. Lipomassage tekniği ile tedavi kürlerine katılabilirsiniz. Özel cihazlarla çeşitli selülit tedavileri estetik merkezlerinde sizi bekliyor.Kaynak.7gunsaglik

Yaşlanma Karşıtı Cilt Bakımı Önerileri

Cilt bakımına erken yaştan itibaren başlanmalı. Geç kalındığında iş işten geçmiş olabilir.

20li yaşlarda cilt yorulmaya başlar bile. Genler, günlük alışkanlıklar, kirlilik ve güneş cildi yıpratır. Yumuşak ve hassas bir temizleyici kullanın. Cilt tipine uygun ürünleri kullanın. Tahriş önleyen bakım kremini cilt uzmanı önerisiyle alın. Nemlendirmeyi unutmayın. Cildi korur ve bakım yapar. Ölü deriyi aralıklarla fırçalayın. Cildin dökülmesini önler ve parlaklık verir.

Yumuşak bir bezle fırçalama yapabilirsiniz. Yağlı ciltler haftada 2 kez, kuru ciltler 1 kez yapabilir. İyi beslenerek de anti aging bakım yapılabilir. Kremlerde bile vitamin var. Neden bunları yemeyelim?

A, B3, C ve E vitaminli besinleri tüketin. Güneş hasarından korur güzellik katar yaşlanmayı durdurur. Sivilce her yaşta çıkabilir. Siyah noktalar da. Hormonal bir durumdur bu. Bazı ürünler stres ve yeme bozukluğu neden olabilir. Akne giderici ürünler kullanın. Yaşlanma ve kırışmayı önleme adına sigara içmeyin. Meyve, sebze, yağsız protein ve kepekli tahıllar tüketin. İyi uyuyun, stresi yenin ve güneşten korunun.Kaynak.7gunsaglik

Gebelikten Önceki Yaşam Tarzı Çocukları Etkiliyor

Genler potansiyel olarak gelecekteki sağlık durumunu etkiliyor.

Bir annenin gebe kalmadan önceki sağlık ve yaşam durumu, doğurduğu çocukta da etkili oluyor. Ebeveyn gen geçmişi yavrulara aktarılıyor. Bu ciddi bir toplumsal sağlık sorunudur. Çeşitli üniversitelerde yapılan birçok araştırmada önceki hayatımızın gelecekteki çocuklarımız için ne kadar önemli olduğu görülmüştür.

Örneğin annenin obez olması, çocukta diyabet, kalp damar hastalıkları, metabolik sorunlar, anksiyete, bağışıklık ve depresyona neden olabilir. Yetersiz ve kötü beslenme, sigara alkol tüketme, yumurta ve spermler yoluyla embriyoya geçer. İnsanlar yeni başlangıcın önemli olduğunu bilir fakat geçmiş yaşamının çocuğuna aktarılacağını pek bilmez. Çocukla beraber sıfırdan başlayan bir hayat söz konusu değil. Etkiler geçmişe de dahil. Baba sağlığının da çocuktaki etkileri çok büyük. Çok geç olmadan ebeveyn olmak isteyen çiftlerin sağlığına önem vermeleri gerek.
Kaynak.7gunsaglik

Cep Telefonları Çocukları Riske Atıyor

Özellikle çocuklar bebekler ve doğmamış anne karnındaki bebekler için cep telefonları çok zararlı.

Kablosuz cihazlardan yayılan mikrodalga radyasyon potansiyel olarak riskli. Kanser araştırmaları halen sürüyor. Çocuklar bu cihazlardan yetişkinlere oranla daha fazla etkileniyor. Bedensel ve ruhsal zararları saymakla bitmiyor. Beyin dokuları bu sinyalleri emiyor ve önce beyin işlevleri ve işleyişi bozuluyor. Kafatası ve derisi daha ince olduğu için bebek ve çocuklar çok daha fazla etkileniyor.

Beyin nöronları ve sinirler yıpranıyor. Yaklaşık 10 kat daha büyük risk altındalar. Onların yanında kablosuz tüm cihazları kullanmamak ve onların kullanmasına izin vermemek gerekiyor. Akıllı cihazlara yasal sınırlama getirilmeli. Aşırı ısınma ve kullanma limitleri yüksek cihazlar daha riskli. Kötü huylu beyin tümörleri ve hücreleri saldırmakta geç kalmıyor. Kanser ve beyin hastalıkları türüyor. Cep telefonu kapatılmadığı sürece açıkken bu sorunlara neden oluyor.
Kaynak.7gunsaglik

Çocuklarda Beyin Gücü Egzersizle Artırılabilir

Çocuklarda egzersiz beyin gücü üzerinde oldukça etkili. Zihni güçlendirme bakımından egzersiz küçük yaşlardan itibaren aşılanmalı ve yapılmalı.

Daha zeki olmak değil, zihni belleği beyni daha aktif kullanabilme durumu artar. Aerobik ve fiziksel aktivite çocuk gelişiminde beyinsel ruhsal ve fiziksel anlamda geliştirir. Yaşıtlarına göre düşünme becerilerini geliştirir daha üstün olmalarına yardım eder. Bilişsel beceriler gelişir. Okul ortamında ve aile ortamında evde dışarıda arkadaşlarıyla spora ve aktiviteye alışmak önemlidir. Bellek ve dikkat odaklanma gelişirken akademik başarıları da üstün olur.

Okul başarısı ve yüksek öğrenim başarıları artar. Dil becerileri gelişir, öğrenme kapasitesi gelişir matematik ve okuma seviyeleri artar. Uzun vadede sürekli yapılan spor beyin gücünü tümüyle artırır. Gelecekteki başarısı ve genel sağlığı için çocuklar spor yapmalıdır. Kendi sevdiği en uygun aktiviteyi bulun ve çocuğunuza destek olun. Basketbol, tenis, yüzme, bale gibi… Beyin alanlarının boyutu artacak beyaz ve gri bölgeler gelişecektir.
Kaynak.7gunsaglik

Neden Kilo Alırız Veya Bunu Hissederiz?

Bazen beslenme hatalarımız değil sadece düşüncelerimiz bize kilo aldırır..

Her canlının varoluşu gereği ne zaman, ne yemesi gerektiğini bildiğini söyleyen Spiritüel Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal, “Bedeninizle iletişim kurup, kiloya dair olumsuz düşünce kalıplarınızı bıraktığınızda bedeniniz ve ruhunuzdaki mucizevi değişime şahit olacaksınız” diyor

Diyetisyene gidiyor, verilen listeleri aynen uyguluyorsunuz, saatlerinizi spor salonunda geçiriyorsunuz… Sonuç; ya kilo veremiyor ya da verdiğiniz kiloları kısa süre içerisinde yeniden alıyorsunuz. Bedeninizi istediğiniz kiloda tutmayı başaramayınca mağlup olmuş gibi hissedip fazla kilo sorununuza bir de başarısızlık duygusunu ekliyorsunuz ve aynı kısır döngüyü tekrarlıyorsunuz. Hiç düşündünüz mü; kilolarınızın nedeni sanılanın aksine yanlış beslenme ve hareketsizlik değil de bilinçaltınızdaki olumsuz inançlarınızsa…

Hayatımızı şekillendiren her deneyim, tekrarlanan her durum geçmişte yaşadığımız ve bilinçaltına yerleştirdiğimiz kodlarımızın yansımasıdır diyen Spiritüel Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal, “İlişkilerimizi, aşık olacağımız kişiyi, iş yaşamımızı, maddi durumumuzu nasıl ki bilinçaltımızın yönlendirmesiyle belirliyorsak bedenimizle olan ilişkimizde de başrol bilinçaltının. Çözemediğiniz sorunlar, endişe, öfke, suçluluk, korku gibi duygular göbeğinizde, belinizde, bacaklarınızda birikmiş kilolar olarak karşınıza çıktığı gibi ruhsal bir yük oluşturarak da sizi mutsuz kılar” diyor.

Ruhsal açlığınızı değil bedeniniz doyurmak için yiyin

İnsanın varoluşunda şişmanlığın olmadığını söyleyen Gülnur Ünal, “Her canlı doğumundan itibaren, ne zaman, ne kadar yemek yemesi gerektiğini bilir. Ancak bedeniyle iletişimi kesip sezgilerine kulaklarını tıkadığında kendi gerçekliğinden de uzaklaşır. Yiyeceklerin değil de onlara yüklediğimiz anlamların bedenimizi ve ruhumuzu ağırlaştırdığını kabul etmeliyiz. Çünkü fiziksel açlığınızı doyurmak için yediğinizde şişmanlamanız mümkün değildir ama duygusal açlığınız için yiyorsanız gerçek sorunun kaynağını tespit etmeniz gerekir. Üzüldüğünüz, kızdığınız, öfkelendiğiniz her anda kendinizi buzdolabının başında buluyorsanız duygusal boşluğunuzu doldurmaya çalışıyorsunuz demektir ama yediğiniz hiçbir çikolata sorununuzu çözmeyecektir. Sizi yemeğe yönlendiren duygunuzu fark edip kendinizle bağlantıda kalmalısınız” diye konuşuyor.

Aşırı yemek kendinize hakarettir

Kilo vermeye karar verdiğiniz noktada hem bedensel hem de ruhsal bir rahatlama yaşamanın keyfine varacağınızı belirten Gülnur Ünal şunları söylüyor:  “Ancak bunun için kiloya dair düşünce kalıplarınızı bırakmaya gönüllü olmalısınız. Çok yiyen bir kişi yemekle hayali bir ilişki kurarak gerçekte sahip olmadığı bir gücü elde ettiği duygusuna kapılır. Ama gerçekte aşırı yemek bedeninize ve ruhunuza hakarettir ve kendinizi daha fazla eleştirmenize neden olur. Kilo almanıza neden olan düşünce yapınızı değiştirip korkularınızı sevgiye dönüştürdüğünüzde zihin- beden bütünlüğüne kavuşacak ve fazla kilolarınızdan kalıcı olarak kurtulacaksınız.”

“Kilo vermek zor” inancından kurtulun

Yemekle ilişkinizin ne zaman bozulduğunun cevabının bilinçaltında saklı olduğunu söyleyen Gülnur Ünal, şu çarpıcı açıklamaları yapıyor: “Bilinçaltı yaşadığınız her olayı saklı tutar ve bunların sizde bıraktığı düşünce, inanç ve duyguları kodlar. Çocukluğunuzdan kalan yemekle ilgili hoş anılarınız olabilir; tüm ailenin bir arada olduğu bayram sofraları ya da pazar kahvaltılarını özlüyor olabilirsiniz. Huzura ihtiyacınız olduğunda bilinçaltınız bu anları hatırlatmak adına sizi yemeğe yönlendirebilir. Küçükken kilolu halinizi sevimli bulmalarından ötürü bilinçaltınız kilo alırsam daha çok sevilirim duygusunu yaratabilir ya da ‘yemek yemezsen hasta olursun’ diye büyütüldüyseniz sağlıklı olmak için kilolu olmak gerektiği inancını geliştirmiş olabilirsiniz. ‘Kilo vermem imkansız, ne yesem yarıyor, bu vücut yapısı bizde genetik, diyetler hiçbir işe yaramıyor, bu şekilde kilo vermem çok zor’ gibi inançlara sahipseniz de zayıflamaya karşı direnç gösterirsiniz ve kilo verseniz dahi geri almanız kaçınılmazdır.”

Kuantum ve QEPR terapisi

Yemek yemeğe yönlendiren ve zayıflamaya engel olan düşünce kalıplarını tespit etmenin önemli olduğunun altını çizen Gülnur Ünal, “Bunun için pek çok yöntem uygulanabilir. Ben danışanlarımın reiki ve kuantum terapi yöntemi ile olumsuz inançlarını bulup dönüştürmelerini sağlıyorum. Ayrıca QEPR terapisi de kilo sorununun kaynağını bulup, birkaç seansla çözümü için etkili bir yöntem. Danışanın akupunktur noktalarına belli bir sıralamada yapılan vuruşlar ile kilo sorunundan kurtulması sağlanıyor. Olumlama cümleleri de kişi üzerinde etkili olur, her gün mümkünse ayna karşısında bu cümleleri tekrarlayarak işe ruhunuzu ikna etmekten başlayabilirsiniz” önerisinde bulunuyor.

Kullandığınız cümleler gerçeğiniz olur!

Kullandığınız sözcükler ve odaklandığınız düşünceler gerçekliğiniz olmaya başlar. O nedenle kullanılan cümlelerin olumlu mesajlar içermesi gerektiğini söyleyen Gülnur Ünal, “Bedenim bana neyi ne kadar yemem gerektiğini söylüyor. Sadece acıktığımda ve yeteri kadar yiyorum. İdeal kilomda kendimi daha mutlu ve özgür hissediyorum. Mutlu, sağlıklı, zinde, ideal bir bedenim var” gibi olumlama cümlelerini tekrarlamak sizi ulaşmak istediğiniz hedefe yaklaştıracaktır” dedi. Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Gözaltı Morluklarından ve Torbalarından Kurtulmak

Gözaltı Morluk ve Torbalarına Elveda diyebilmek birçok insanın en büyük hayalidir. Cilt üzerinde mor halkalar şeklinde beliren ve güzelliğimize gölge düşüren gözaltı morluklarının çeşitli nedenleri bulunmaktadır.

Nedenleri:

Stres Uykusuzluk Dengesiz ve düzenli beslenme Çeşitli hastalıklar Kullanılan ilaçların etkisi Kötü alışkanlıklar
Gözaltı morluk ve şişlikleri için yapılması gerekenler Nelerdir?

Gözaltında oluşan morluklar ve halkalar çeşitli tedailer ile ortadan kalkbilmektedir. Bunun yanı sıra düzenli ve sağlıklı yaşam tarzına ayak uydurmak gözaltı morlukluklarından kurtulmanızı sağlar. Evde mutfağınızda bulunan bitkisel ürünler sayesinde de gözaltı morluklarından kurtulabilir onlara elveda diyebilirsiniz Yapmanız gerekenler; yüzükoyun bir şekilde yatarak süt içerisine batırlmış ekmek dilimlerini gözaltlarınıza koyarak 15 dakika bu şekilde bekleyebilir yada çaydanlığınızda kalan çay posasından yararlanarak bir tülpende çay posasını alarak bu posayı yine gözaltlarınızad 15 dakika bekleterek, düzenli bir uygulama sonrası göz torbalarınızdan kurtulabilirsiniz.

Unutmayın tüm hastalıkların tedavisi doğadaki bitkilerde saklıdır. sağlıklı vedengeli bir beslenme şekli ila gözaltı morluklarınıza içten dur diyebilirsiniz.
Kaynak.7gunsaglik

Neden Uçuk Olunur? Uçuk Tedavisi ve Çözümü

Uçuk genellikle ağız çevresinde içinde ve dudaklarda görülür. Genelde ağrılı olarak ortaya çıkar.

Herpes virüsü ile aynı nedenden ortaya çıkar. Birçok faktör tetikleyicisi ve nedeni olabilir.

Çarpmak, ezilmek, stresli ve yorgun hissetmek,
Grip, ateşli hastalıklar, soğuk algınlığı,
Güneşe maruz kalınması,
Gebelik ve adet kanaması gibi hormonal sebepler ve değişiklikleri ile
Kesik, yaralanma, diş sorunları, tıraş olma, ameliyat gibi travmalar uçuk sebebidir.

Tedavisinde bitkisel yöntemler kullanılabilir. Ekinezya, ginseng, mantar, zeytin yaprağı, melisa, çay ağacı yaprağı, karbonat, mısır nişastası, buz ve süt kullanılır.
Kaynak.7gunsaglik