Soğuk havalarda yüz felcine dikkat!

Kış aylarına girdiğimiz bugünlerde soğuk havaların artmasıyla birlikte hastalıklar da yüzünü göstermeye başladı. y

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. M. Zülküf Önal “Soğuk hava ve şiddetli rüzgar özellikle yüz bölgesindeki sinirleri olumsuz etkiliyor. Hızlı ilerleyen yüz felci gün içerisinde artış gösterebilir ve istenmeyen sonuçlar doğurabilir” diyor.
Ani ısı değişimlerine dikkat!

Yüz felci genellikle iz bırakmadan iyileşiyor. Bunda da yüz felcinin nedeninin belirlenmesi önem taşıyor. Ani ısı farklılıkları, şeker hastalığı, tiroid bezi bozuklukları, hipertansiyon, bazı romatizmal hastalıklar, sık alkol tüketimi, vitamin eksiklikleri, orta kulak enfeksiyonları, tükürük bezi ve kulak cerrahileri sonrası sinirin haraplanmasına bağlı olan yüz siniri çevresel felçlerinde ortaya çıkar.
Tedavi olarak ilaç ya da cerrahi uygulama yapılabilir. Yüz felçlerinin yüzde 85'i herhangi bir iz bırakmadan başlangıcından itibaren üç hafta ile altı ay içinde iyileşir. İyileşme olmayanlarda tam felç, spazmlar, yüzde güçsüzlük gibi çeşitli düzeylerde kalıcı problemler yaratabilir.
Yüz felcinden nasıl korunabiliriz?

Yüzümüzü direkt soğuğa maruz bırakmamak en önemli korunma yoludur. Soğuk ve rüzgarlı havalarda yüzü mutlaka sert hava akımından korunmak gerekir.
Kar maskesi, atkı takarak yüzün rüzgarla direkt teması önlenmelidir. Dışarı çıkarken mutlaka yüz ve başı soğuktan koruyacak şekilde şapka, şal ve atkı kullanılmalıdır.
Banyo sonrası saçlar tam kurutulmadan dışarı çıkılmamalıdır. Çok soğuk havalarda özellikle erkekler tıraş olduktan sonra en az 10 dakika bulundukları ortamdan çıkmamalıdır. Tıraş, ılık suyla olunmalıdır.
Rüzgara maruz kalmamak için otomobil kullananların da camlarını açmaması önemlidir.
Yüz felci olan hastaların, hekimlerce verilen tedavi ve önerilere uyması gerekir.
Yüz felci tedavisinde yüz egzersizleri çok önemlidir. Yüz felci hastaları, yüz kaslarına masaj yapmalı, sıcak uygulama yapmalı ve bu kasların hareket etmesini sağlamak için sakız çiğnemelidir.
Uzun süren yüz felçlerinde yüz kasları hareketsizlikten güçsüzleşir ve yüz siniri çalışsa bile yüzde güç kaybı olabilir. Hastanın kendi kendine uygulayabileceği masaj ve sakız çiğneme dışında fizik tedavi uygulanması da hekimin gerekli gördüğü durumlarda önerilebilir.
Kaynak.haber7

Şekerin Ameliyatla tedavisi yaygınlaşıyor!

Şeker hastalığının ameliyat ile tedavi edilmesi konusunda Türkiye Metabolik Cerrahi Vakfı, bu yöntemi yaymak için çalışmalara başladı.

Tip 2 diyabet hastalığına cerrahi yollarla çözüm getiren metabolik cerrahi ameliyatları hakkında halkı bilgilendirmek ve farkındalık yaratmak amacıyla kurulan Türkiye Metabolik Cerrahi Vakfı; çalışmalarına 26 Aralık’ta Samsun’da başlıyor…
Vakıf Başkanı Doç. Dr. Alper Çelik yaptığı açıklamada, Türkiye'nin metabolik cerrahi alanında dünyanın en büyük ikinci serisine sahip olduğunu belirterek tip 2 diyabetin en etkili tedavisi olduğu bilinen bu hastalardan elde edilen bilgi ve tecrübelerin diğer hekimlerle paylaşılması gerektiğini ifade ediyor.
Doç. Dr. Çelik şöyle devam ediyor: “Bizler girdiğimiz her platformda bilginin paylaşılarak arttığını belirtiyoruz. Bilimsel her çalışmanın temelinde bu davranış esastır. Bildiklerimizi ne kadar çok meslektaşımıza aktarırsak, diyabetle savaş konusunda o kadar çok yol kat edeceğiz. Önceden bu ameliyatlarla ilgili bilgi sahibi olabilmeniz için dünyayı dolaşmanız gerekiyordu. Ama artık bu ameliyatlar Türkiye'de de başarıyla uygulanıyor. Hatta yaptığımız ameliyatlarla şu anda dünyanın en büyük ikinci hasta serisine sahibiz. Dolayısıyla artık metabolik cerrahiye ilgi duyan ve çalışmalarına bu alanda devam etmek isteyen meslektaşlarımızın hiçbir yere gitmesine gerek kalmadı. Metabolik Cerrahi Okulu ile tip 2 diyabetin cerrahi tedavisi adına elde ettiğimiz her bilgiyi ve tecrübeyi hekim arkadaşlarımız ile paylaşıyoruz.
Elde ettiğimiz her yeni tecrübeyi Türkiye Metabolik Cerrahi Vakfı çatısı altında toplayıp dünyada bu alanda yapılan bilimsel çalışmalara öncülük ediyoruz. Bu ameliyatların daha ulaşılabilir olması gerekiyor. Resmi rakamlara göre Türkiye nüfusunun en az 7 milyonu diyabet hastası. Etkisi ispat edilmiş tedavileri ne kadar çok lokasyonda uygulayabilirsek o kadar çok hastaya ulaşma imkânımız olacak.”
Kaynak.haber7

Aase Sendromu Nedir? Nedenleri Ve Tedavisi

Aase sendromu çeşitli doğum kusurları ile karakterize bir durumdur.

Her iki baş parmaktan alınan kırmızı kan hücreleri ve doğumdan itibaren alınan kemik sayısı takibi ile öğrenilir. Konjenital anemi ile seyredebilen başparmak sendromudur. Nadir görülen bir hastalıktır. Bugüne dek sadece 24 vakada teşhis edilmiştir. Kalıtsal olabilir ve kardeşlerde görülebilir. Kusurlu geni veren anneden çocuğa geçebilir. Anemi ile birlikte kemik iliği gelişimi bozulur. Kırmızı kan hücreleri de anormal alt kemikler üretir. Aase sendromu yaşayan çocuklarda görülen belirtiler şunlardır.

Dar omuzlar, gelişmemiş alt kollar, yarık dudak ve damak, kalp defekti, kafatasında yumuşak noktalar, soluk cilt, eklem uzatmada yetersizlik, sarkık göz kapakları, deforme kulaklar, küçük eklemler, parmak eklemlerinde kırışmalar. Sadece parmakları değil tüm vücudu genel olarak etkiler ve kemik yapısını bozar. Fiziksel muayenede ve röngten ile durum teşhis edilir. Tam kan sayım kontrolü de istenebilir. Ekokardiyografi ile kalp izlenebilir. İğne ile kemik biyopsisi yapılabilir. Steroid ilaçlar tedavide ilk kullanılan yöntemdir. Anemi için verilir. Kan transfüzyonu yapılabilir. Kan ve kemik iliği nakli yapılabilir. Zayıflık, yorgunluk ve kanda oksijen azalması ise risk faktörleridir.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Kaç Kilo Verdiğinize Ne Zaman Bakabilirsiniz?

Her gün tartılmayın veya zamanı geldiğinde tartıya çıkmaktan korkmayın..

Ne büyük kâbustur o tartı...

Tartılmak için üzerine çıktığınızda hiç kimseye itiraf edemediğiniz sırrınızı onunla paylaşırken,bazen kırasınız bile gelir onu. Kilonuz fazla çıktığında, yedikleriniz gözünüzün önünden film şeridi gibi geçerken “Kaçırmayacaktım işte o kadar!” dersiniz.Banyoda, yatak odasında, oturma odasında, bazen de mutfakta, evin her yerinde tartı vardır. Sabah kalkınca tartılırsınız, tuvalete girdikten sonra bir kez daha, yemek yedikten sonra tekrar ve akşam yatmadan önce bir kez daha... Arada sırada düşük bir sonuç gösterdiğinde ise, çok seversiniz onu.

Değerli arkadaşlar; tartıda en doğru sonucu alabilmek için özen göstermeniz gereken bazı noktalar vardır. Bu konuda size önerilerim:

-    Sık tartılmayın.

-    Her hafta aynı gün tartılın.

-    Seyahat sonrası, regl dönemindeyken veya alkol aldıysanız ertesi gün tartılmayın.

-    Mümkün olduğunca aynı kıyafetlerle tartılın.

-    Tartınızın düz ve sert bir zeminde olduğundan emin olun.

-    Mümkünse tartılma işlemini diyetisyeninizle birlikte gerçekleştirin.

-    Önemli olan vücut yağ oranınızdır, tartının ise sadece kilonuzu gösterdiğini aklınızdan çıkarmayın.

Deri, kemik, organlar, kas, su ve yağ, tartı üzerindeki toplam ağırlığınızı belirleyen öğelerdir. Vücut gelişiminiz tamamlandıktan sonra deri,kemik ve iç organlar sabit bir ağırlığa ulaşırlar. Bu dönemden sonra, vücut ağırlığınız üç değişken ile belirlenir: Su, kas ve yağ. Kas, su ve yağ kadar değişkenlik göstermez; ancak uzun süre yapılan fiziksel aktivite sonrasında bir miktar değişebilir. Kastan sonra ele alınacak değişken yağ ağırlığıdır. Yağın ağırlığı, kas ağırlığına göre daha kolay değişkenlik gösterir. Fakat bu bir gün içerisinde gerçekleşen bir değişim değildir; kişisel farklılıklar da olmakla beraber ortalama 7-10 gün arasında gerçekleşir. Son olarak da, geriye vücudun %70’ini oluşturan su kalır. Her gün veya gün içinde bir kereden fazla tartıldığınızda görebileceğiniz gibi, vücudunuzdaki su miktarı sürekli olarak değişiklik gösterir. Yani tartının üzerindeyken moralinizin bozulmasına neden olan sadece vücudunuzdaki suyun ağırlığında olan oynamadır. Asıl önemli olan ise yağ ağırlığınızdaki değişikliktir. Doğru ağırlığınızı öğrenmek ve ağırlığınız ile ilgili doğru yorumlarda bulunmak istiyorsanız, haftada sadece bir kez ve aynı gün tartılmanız gerekir. Tartılmak için en iyi zaman ise Cuma sabahlarıdır. Haftalık ölçümünüzü Cuma sabahı yaparsanız, Cuma - Cumartesi akşamları ve Pazar brunchları gibi “obezojenik çevre sosyalleşmeleri”nden sonra sağlıklı olarak geçireceğiniz Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri sayesinde hafta sonu yaptıklarınızdan pişman olmazsınız.

Tartı ile ilgili daha önce hiç duymamış olabileceğiniz bir durumdan da bahsedeyim: Fizik kurallarına bağlı olarak, 5 katlı bir binanın en üst katında tartılmak ile zemin katta tartılmak aynı sonucu vermeyecektir.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Bebeklerde Görülen Göz Problemleri ve Belirtileri

İlk doğduğu günden ilk aylarından gelişene kadar bile göz sorunları yaşayabilir, işte bebek göz sağlığı ipuçları.

Çocuğun gelişiminde büyük rol oynayan sağlıklı ve iyi gören gözler, çocukların yaşam kalitesini de olumlu etkilemektedir.   Memorial Şişli Hastanesi Göz Merkezi’nden Prof. Dr. Dilek Erkan, çocuklarda göz muayenesinin önemi hakkında bilgi verdi.

Çocuklarda göz hastalıkları yenidoğan döneminden itibaren görülebiliyor
Erken doğan bebeklerde prematüre retinopatisi, bebeklik ve erken çocukluk çağında doğumsal katarakt ve glokom, kornea denilen gözün saydam tabakasının bulanıklığı, çeşitli genetik ve metabolik hastalıklara bağlı olarak gelişebilen göz problemleri, yaşamı tehdit eden göz içi tümörler ve şaşılık çocuklarda en sık görülen göz hastalıkları olarak sıralanmaktadır. Okul öncesi dönemde en sık rastlanan göz hastalıkları; göz tembelliği,  hipermetropi ve astigmatima başta olmak üzere kırma kusurları, iki göz arasında fark olması ve şaşılıktır. Okul çağında ise göz bozuklukların başında miyopi olmak üzere kırma kusurları gelmektedir.

Bu belirtileri önemseyin
Bebeklik ve erken çocukluk döneminde gözlerin sürekli kaşınması, şiddetli ışık hassasiyeti, bir objeye odaklanma ya da bir objeyi takip etme güçlüğü, gözlerin paralelliğinin bozuk ya da kısıtlı olması, gözlerde sürekli kızarıklık ya da tek veya çift taraflı sulanma varlığı ve normalde siyah görünen gözbebeğinde beyaz bir yansıma saptanması bebeklerde göz bozukluğunun belirtisi olarak gösterilmektedir. Okul öncesi çağdaki çocuklarda bir nesneye bakarken başın belirli bir yöne doğru çevrilmesi ya da eğilmesi, gözlerin kısılması veya denge sorunu yaşanması da göz bozukluğundan şüphelenilmesini gerektiren durumlardır.

Çocuğunuzun göz sağlığını korumak için dikkat etmeniz gerekenler
Görme bozukluğu çocukta vücut ve denge gelişiminin yanı sıra; algılama, iletişim becerileri ve sosyal gelişimi de olumsuz yönde etkileyebilecek çok ciddi bir durumdur. Görme kusurlarının küçük yaşlarda fark edilerek tedavi edilmesi, ileriki yaşlarda sağlıklı bir görme için büyük önem taşımaktadır. Bu da ancak çocuğa yapılacak periyodik göz muayeneleriyle mümkündür. Periyodik göz muayenelerinin yanı sıra; sebze ve meyveden zengin dengeli bir beslenme, kişisel hijyen eğitiminin verilmesi, erken yaşlardan itibaren kaliteli güneş gözlükleriyle çocuğun gözlerinin güneşin zararlı ışınlarından korunması, uygun aydınlatma koşulları, bilgisayar başındayken gözlerle bilgisayarın aynı hizada olması gibi bazı önlemlerin alınmasına da özen gösterilmelidir.


İlk göz muayenesi çok önemli
Çocuklarda erken göz muayenesi göz problemlerinin erken tanısının yanı sıra; bazı sistemik hastalıklara ait ipuçlarının yakalanabilmesi açısından da önem taşımaktadır. Prematüre bebekler tek veya iki taraflı körlükle sonuçlanabilen ve çok ciddi ve acil müdahale gerektiren “prematüre retinopatisi” açısından mutlaka göz doktoru tarafından değerlendirilmelidir. Yeni doğan bebeklerde gözlerin  saydam ve paralel olması  kontrol edilmeli; çocuk doktoru,  aile hekimi ya da aile tarafından aksi bir durum fark edilirse göz hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır. Tüm bebekler hayatlarının ilk yılında bir göz hekimi tarafından muayene edilmiş olmalıdır. Küçük bebeklerde görme nitelik olarak  yalnızca göz hekimi tarafından değerlendirilebilir. Bu ilk muayeneyi takiben tüm çocuklara sırasıyla 3-3.5 yaş civarında, 5 yaşında ve sonrasında da 1-2 yıllık aralıklarla göz muayenesi yapılmalıdır.

Çocukluk çağında tedavi edilmeyen göz hastalıkları ileride daha ciddi sorunlara dönüşür
Göz tembelliği, şaşılık ve kırma kusurları başta olmak üzere çocukluk çağında tanı konularak tedavi edilmemiş çeşitli göz bozuklukları, ileriki yaşlarda telafisi mümkün olmayan kalıcı görme kayıplarına yol açmaktadır. Göz tembelliği ancak erken yaşlarda tanı konulduğunda önlenebilir ve tedavi edilebilir bir durumdur. Göz tembelliğine yol açan başlıca durumlar düzeltilmemiş yüksek kırma kusurları, iki göz arasındaki kırma kusurlarının derecesinin farklı olması ve şaşılıktır. Bu durumların saptanması da ancak çocukluk çağında yapılacak göz muayeneleri ile mümkündür.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Yaşlanma Karşıtı Bakımın A’Dan Z’Ye Sırları

Anti aging yaptırmadan önce ne olduğunu öğrenin ve uzmanından tüm inceliklerini keşfedin..

Dermatolog Hilal Gökalp, anti-aging'in püf noktalarını anlattı

Deniz EGELİ / HT CUMARTESİ

Mısır Kraliçesi Hatşepsut’un 3 bin 500 yıllık mezarında palmiye ve muskat yağından yapılmış krem bulunduğunu düşünürsek kadınların güzellik ve gençlik merakında pek bir şey değişmediğini söyleyebiliriz. Bugün en çok satan kremler anti-aging ürünler, en çok başvurulan uygulamalar ise sarkma ve kırışıklara karşı olanlar. Ancak yanlış uygulamalar baş ağrıtabiliyor. M-Onep Nişantaşı Kliniği Dermatoloji Uzmanı Dr. Hilal Gökalp anti-aging’in ABC’sini anlattı.

Yaşlanmayı durdurmak hatta geriye döndürmek mümkün mü?
Maalesef yaşlanmayı durdurmak mümkün değil. Ancak kısmen de olsa geriye döndürmek, daha sağlıklı ve güzel yaşlanmak mümkün. Ancak tüm çaba bedenen ve ruhen sağlıklı, güzel ve uzun yaşamak için olmalı. Ancak yüzündeki en ufak değişimi bile büyük sorun hale getirenler, kapı kapı klinikleri gezenler, çok erken yaşlarda gereksiz işlemler yaptıranlar var.

Gençliği uzatmak ve yaşlılık belirtilerini azaltmak nasıl mümkün?
Temel kural, cilde uygun temizleyici, nemlendirici ve güneş koruyucu kullanmaktır. Bu günlük bakım, yaşıtlarınıza göre daha iyi görünmenizi sağlar. Ancak yaşlanma bulguları ortaya çıktığında kimyasal peeling’ler, dolgu ve botulinum toksin uygulamaları, çeşitli lazerler ve radyofrekans gibi dermokozmetik olarak birçok işlemden faydalanıyoruz.

Her gün anti-aging etkili olduğunu iddia eden yeni bir peeling, lazer, radyofrekans çıkıyor. Mısır Kraliçesi Hatşepsut gibi güzelleşelim derken daha beter olmayalım!

Maalesef taklit cihazlar, uygun olmayan botulinum toksini, dolgu malzemeleri ve lazer uygulamaları kişiye bırakın yararı, zarar bile verebilir. Bu yöntemleri uygularken muhakkak deneyimli bir dermatoloğa danışmak gerekir. Ayrıca uygulanacak cihazların güvenilirliği yetkin kurumlar tarafından onaylanmış olmalı.

Pek çok teknikle gençleşmeye çalışıyoruz ama içeriden de desteklemek gerekmiyor mu?
Cilt bakımı ve benzeri işlemler, cildin dıştan beslenmesi ve sağlığı için önemli. Ancak tek başına yeterli değil. Gerek iç organlarımıza gerekse de derimize gerekli besin, vitamin ve mineral desteğini sağlamak için beslenmemize dikkat etmeliyiz. Kansızlık problemi yaşayanların derileri daha soluktur ve kansızlık düzeltilmediği sürece herhangi bir bakımla bu düzelmez. Bu yüzden diyetimizde besin değeri yüksek gıdalara yer vermek derimiz için de son derece önemli.

Gençliğe yatırım için neler önerirsiniz?
Kişinin deri tipine ve yaşına uygun temizleyici ve nemlendiriciler günde 2 kez kullanılmalı. Çevresel yaşlanmanın en büyük sebebi güneş ışınlarından korunmak için dışarıya çıkmadan yarım saat önce uygun bir güneş koruyucu sürülmeli. Hayattan keyif almak ve stresten uzak durmak önemli. Ayrıca özellikle 30’lu yaşlarla birlikte başlayan ince çizgiler, lekeler ve sarkmalar için küçük ama etkili dokunuşlardan faydalanılmalı.

Genç ve güzel bir cildin en büyük düşmanları neler?
Genç ve güzel cildin 5 düşmanı sırasıyla; güneş, sigara-alkol, stres, dengesiz beslenme ve düzensiz uykuKaynak.http://www.7gunsaglik.com

Çene Ucu Estetiği Hakkında Bilgiler

Estetik, Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Erdem Aksoy unutulan bir bölgenin estetiğini anlatıyor: Çene ucu operasyonu..

Hedef, herkes tarafından beğenilecek, doğal ve güzel bir yüz elde etmek. Estetik, Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Erdem Aksoy, güzelliğin olmazsa olmazı çene ucunun ihmal edilmiş ve ileri estetik işlemlere girişmeden önce ilk basamak olarak değerlendirilmesi gereken bir bölge olduğunu söylüyor. Çok kolay işlemlerle tatmin edici sonuçlara ulaşmanın mümkün olduğuna dikkat çeken Aksoy, çene ucunun yüzümüzde ihmal edilmemesi gereken bir bölge olduğunu ve çene ucu estetiğini neye göre yapmak gerektiğini anlattı:

“Güzellik değişkenlik gösterir”
“Güzellik” değişken bir kavramdır. Bir kişinin güzel bulduğunu bir diğeri bulmayabilir ya da bir toplumda “güzel” olarak algılanan başka bir toplumda tam aksine,  “güzel olmayan” olabilir. Dolayısıyla güzellik tamamen kişisel, toplumsal, kültürel, dinsel motiflere göre değişkenlik gösteren bir kavramdır. Buna rağmen tüm toplumlarda genel olarak güzel kabul edilen insanların yüzlerindeki ortak noktaları tespit etmek bize yardımcı olabilir.

Güzellik sırrı: çene ucu
Çene ucu, aslında güzel bir yüz için olmazsa olmazken, estetik girişimler arasında çok seyrek düşünülen bir bölge olarak ihmal ediliyor. Çenede çok ileri derecede bir gerilik ve küçüklük söz konusu değilse kişinin bunu kendinin fark etmesi çok nadir oluyor. Kendini ancak fotoğraflardan profil açısından inceleyenler çene uçlarının geride olduğunu fark edebiliyor. Burnunun büyüklüğü şikâyetiyle estetik cerrahlara giden hastaların aslında büyük bir bölümünde burnun gerçekten büyük olmadığı, çene ucunun küçük ve geride olmasından dolayı burnun büyük göründüğü anlaşılıyor.

Sadece insanda bulunan, başka hiç bir canlıda olmayan çene ucu, çıkık ve güçlü olduğunda kişinin yüzü toplum tarafından güzel olarak algılanıyor.

Aksoy, Angelina Jolie, Eva Mendes, Halle Berry, Lucy Liu, Cindy Crawford, Beyonce Knowless, Scarlett Johanson, Liv Taylor, Cameron Diaz, Adriana Lima gibi tüm dünyanın güzel bulduğu bayanların yüzlerinde aslında üç ortak noktanın göze çarptığına dikkat çekti: “Çıkık ve yüksek elmacık kemikleri, çıkık ve kuvvetli bir çene ucu ve parlak, pürüzsüz bir cilt.”

Çene ucu, yüze çekicilik katıyor
Peki çene ucu yüze nasıl bir çekicilik katıyor? Bilinçli olmasa aslında da insanlar çene ucuna önem veriyor. Dünyada burnu düzgün olmayan, kepçe kulaklı birçok model, film yıldızı, şarkıcı güzel olarak nitelendirilirken, çene ucu belirgin olmayan, çenesi geride olanlar bu kategorinin içerisinde pek fazla yer alamıyor. Bu çıkarımlardan çıkı çene ucunun yüz güzelliğinde çok önemli bir komponent olduğunu görebiliyoruz.

Çene ucu yeterince çıkık ve kuvvetli olmadığında neler yapılabiliyor?
En basiti kısa ya da uzun süre kalıcılığı olan dolgu materyalleri ile çene ucu desteklenebiliyor. Bunlar kullanılan dolgu maddesine göre 6 ay ile 2-3 yıl kadar kalıcı oluyor. İşlem çok basit, minik enjeksiyonlarla 15-20 dakikada gerçekleştirilebiliyor. Hastalar hemen işlem sonrasında normal hayata devam edebiliyor.

Kalıcı bir değişiklik arzulanırsa da çene ucu protezleri kullanılabiliyor. Aynı meme büyütmede kullanılan silikon meme protezleri gibi silikon çene ucu protezleri yerleştiriliyor. Lokal anestezi ile de gerçekleştirilebilen bu işlem çene altından, daha sonra görünmeyecek şekilde planlanan 1-2 cm’lik kesi ile ya da ağız içerisinden gerçekleştiriliyor.

İşlem sonrasında çenede bir kaç gün sürecek bir şişlik ve nadiren de yine bir kaç gün sürecek morluk oluşabiliyor. İşlem lokal anestezi ile gerçekleştirildiyse sonrasında normal hayata saatler sonra dönmek mümkün oluyor. Sonuç ise hemen işlem sonrasında göze çarpıyor.

Protezlerin bir ömrü yok. Ömür boyu o bölgede kalmasının sakıncası olmuyor. Ayrıca yıllar bile geçmiş olsa hasta herhangi başka bir nedenle protezin çıkartılmasını istediğinde 15 dakikalık lokal anestezi altında gerçekleştirilen bir işlemle protez kolayca tekrar çıkartılabiliyor. Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

İshal Neden Oluşur, Nasıl Tedavi Edilir?

Ishal, dışkının daha sıvı ve yumuşak hale gelmesi ve sık tuvalete gitmek zorunda kalma durumudur. Bununla birlikte dışkı kanlı, sümüklü ya da yağlı bir şekil alabilmektedir.

Belirtileri
Günde 3 kereden fazla idrara çıkma, bulantı ve kusma, dışkının sıvı bir hal alması ishalin en sık görülen belirtileri arasındadır. Ishalle birlikte vücut önemli miktarda mineral ve su kaybetmektedir. Yaz aylarında daha sık görülür.
Tüm bunlarla birlikte İshal, çocuk ölümlerinin önemli nedenlerinden bir tanesidir.

Nedenleri
Ishalin en önemli nedenleri arasında virüs, bakteri ve parazitlerin neden olduğu enfeksiyonlar gelmektedir. Bununla birlikte bozuk yiyecek tüketimi, üşütme, kolera, bağırsak hastalıkları, tifo, dizanteri, alkol tüketimi, karaciğer, akciğer ve kalp hastalıkları da ishale neden olabilmektedir.

Tedavisi
Tedavide alınacak en önemli husus vücudun kaybettiği sıvının geri alınmasını sağlamaktır. Bundan dolayı ishal olan kişinin fazla sıvı tüketmesi sağlanmalıdır. Ishal olan bebekler daha sık emzirilmeli, kaybolan sıvı ve mineral kayıplarının geri alınması sağlanmalıdır.
Kaynak.7gunsaglik

Gebelikte Sigara İçmenin Bebekteki Etkileri

Gebelikte yaşanan stres ve depresyon gibi sigara içmek de bebeği çok fazla etkiliyor.

4 boyutlu ultrason taramalarında fetüsün durumu izlenmiş ve yüzde ve bedende değişmeler yaşandığı görülmüştür. Özellikle akciğerler ve beyin bu durumda olumsuz etkileniyor, gelişim bozuluyor veya duruyor. Anne karnında bebek ölümleri de sigaradan olabiliyor. 5 bebekten 1’inde bu sorunlar var.

Doğum ağırlığı yerinde olmuyor boyutlarında değişiklik ve hastalıklar görülebilir. Nikotine maruz kalan bebekler hakkında ileriye dönük araştırmalar da yapılıyor. %50 oranda gebelerin sigara içmesi üzücü. İçen ve içmeyen anneler incelendiğinde fark bariz ortada. Stres ve depresyon ile sigara kullanmak bebekte o anda anne karnında yüz hareketlerine ve olumsuz tepkilere yol açıyor ve bu durum ultrasonda açıkça görülüyor.
Kaynak.7gunsaglik

Hafızanızı Nasıl Kullanacağınızı Biliyor Musunuz?

Harekete geçirilemeyecek, mükemmel kullanılamayacak hafıza yoktur. Yeter ki “hafızamızı” nasıl kullanacağımızı bilelim.

Onu harekete geçirip besleyelim. İşte canlı bir hafıza için 10 önemli alıştırma...
Yenilenmeyen beyin hücrelerini geliştirmek, zekanızı artırmak aslında gün içerisinde yapacağını çok basit bazı alıştırmalara bağlı. İşte Amerikalı uzmanların şiddetle tavsiye ettikleri o basit ama etkili yöntemler;
1- TERS EL ALIŞTIRMASI
Sağ eliniz yerine biraz da sol elinizi kullanmaya başlayın. Saçlarınızı sol elinizle tarayın, kalemi ters elinizle tutun gibi… Sonuç olarak, rutin alışkanlıklarınızı kırar ve beyninizin kullanmadığınız diğer yarısını da harekete geçirmiş olursunuz.
2- ÇOCUK OYUNU ALIŞTIRMASI
İşe veya alışverişe giderken, tıpkı bir çocuk gibi merak içinde bütün duyularınızı harekete geçirin. Bakın, dokunun, dinleyin, koklayın. Bu şekilde çok ender yaptığınız bağlantıları canlandırır, beyninizin kapasitesini artırırsınız. Duyu organlarınızın ne kadar fazlasını kullanırsanız, hafızanız her zaman canlı kalır.
3- HARF ALIŞTIRMASI
Elinize bir gazete ve bir fosforlu kalem alın. Sırasıyla paragrafları okuyun ve çift yazılmış harflerin üzerini çizin. Mesela, çift 't' ve 'm'lerin üzerini işaretleyin. Böylelikle konsantrasyonunuzun ne kadar uyarıldığını hemen hissedeceksiniz. Bu, zihnin canlanmasını artırır.
4- POLİSİYE ALIŞTIRMASI
“Dün akşam şu saatte ne yaptım, neredeydim, iki saat önce ne yaptım?” gibi, genellikle polisiye romanlarında sorulan soruları kendinize yöneltin. Ve tabii cevaplayın. Bu alıştırma sonucunda yaptıklarınıza karşı dikkatinizi geliştirebilirsiniz.
5- YÜRÜYÜŞ ALIŞTIRMASI
Asker yürüyüşü gibi olduğunuz yerde hareket edin. Sol bacağınızı her kaldırdığınızda, önce sağ elinizle, sonra sol elinizle dizinize dokunun. Böyle çaprazlama hareketlerle beyninizin her iki tarafını kullanmış olursunuz.
6- RESSAM ALIŞTIRMASI
Burnunuzun ucunda bir fırça olduğunu hayal edin. Bununla havaya en sevdiğiniz renkte yatay bir sekiz çizin. Bu çizim hareketleri, yorgun zihninizi hemen canlandırır. Aynı zamanda beyni bloke eden stresi etkili biçimde yok eder.
7- AJAN ALIŞTIRMASI
Bu alıştırmayı daha çok sokakta yapacaksınız. Çevrenizde bulunan arabaların plakalarına bakın ve plakadaki harflerden kelimeler, hatta cümleler türetmeye çalışın. Böylece hem kelime hazinenizi geliştirir hem de beyninizi canlandırırsınız.
8- RESİM ALIŞTIRMASI
Bu alıştırmayla alışveriş listelerini çok kolay ezberleyebilir, hafızanızı güçlendirebilirsiniz. Bunun için kalem kağıt alın ve kağıdın üzerine mum, kaktüs, yonca gibi semboller çizin. Her resim bir sayıyı sembolize ediyor. Ardından sembolleri sayılara göre ezberleyin. Bu alıştırmayla, zihninizde listeler oluşturmayı kolay başarırsınız.
9- OTOBİYOGRAFİ ALIŞTIRMASI
Düşünün ki, hayat hikayenizi tekrar yazmanız gerekiyor. Burada işe, gittiğiniz ilkokuldan başlayabilirsiniz. Bunun için en yakın arkadaşınızı, tipini, sınıfınızın düzenini hatırlamanız gerekiyor. Bu alıştırmayla, kişilerle ilgili hafızanızı harekete geçirirsiniz.
10- HİPNOZ ALIŞTIRMASI
Özellikle stresli anlarınızda olumlu kelimelerden destek almaya bakın. Bunlarla olumsuz düşüncelerinizi yok edersiniz. Mesela, “Benim için gerekli olan her şeyi biliyorum ve çok sakinim” cümlesini tekrarlayabilirsiniz.

Tırnak Batıklar Kabusunuz Olmaktan Çıksın

İnsanların pek çoğunun ayak sağlığı konusunda sık sık karşılaştığı sorunların başında daha çok tırnak batma problemi gelmektedir.

Zaman zaman karşılaşılan bu sorun ile beraber ayaklarda oluşan hassasiyet ve acı oldukça büyük sorunlara neden olmaktadır. Aynı zamanda acılı bir rahatsızlık olması hasebiyle gerek duyulan sağlık tedbirlerinin alınmaması halinde yürümeye dahi enge olarak pek çok sorunun yaşanmasına neden olmaktadır. Tırnak batmasının meydana gelmesinin altında çeşitli etkenler yatmaktadır. Bu anlamda genel tırnak batığınındaha çok hangi nedenlere bağlı olarak geliştiğine değinebiliriz.

Tırnak Balığının Nedenleri
Tırnak batığına sebebiyet veren en önemli nedenlerinden bir tanesi, genetik faktörler olarak ifade edilebilir. Ayak ve tırnak yapısı benzerlik gösteren ailelerde yaşanan tırnak batmaları kişilerin elinde bulunmayan sebepler dahilinde ortaya çıkmaktadır. Bu durumla beraber, genel itibariyle ailesinde tırnak batığı olan bireylerin bu ayak problemini yaşamaları da muhtemel sorunlar arasındadır. Ayrıca ayakları sıkan dar ayakkabı giymek de ayak sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Tırnakların gelişimini olumsuz etkilemesinden dolayı dar ayakkabı giymek, tırnak batmalarına neden olmaktadır. Genel olarak sık sık dar ayakkabı giyen ergenler arasında tırnak batığı sorununun daha sık görüldüğü ve sıkı ayakkabı nedeniyle tırnak gelişimi sağlanmadığndan ağrılı bir süreç söz konusu olabilmektedir.
Kaynak.7gunsaglik

2 Yaş Sendromu Nedir?

Yalnızca emme refleksi.ile doğan o küçücük bebeğiniz büyüdü ve görüp işittiği ve hatta kokladığı tüm nesneleri merak etti.

Çevresindeki bu nesnelere ulaşıp onların ne olduklarına yönelik fikir edinmek için engellemeye, sonra da yürümeye başladı. Onun için daha çom yeni olan hayat, çok heyecanlı bir sürece döndü ve merak ettiği her şeyi eline almak, tatmak için can atar oldu. Ancak siz de bir anne olarak en değerli varlığınızı koruma içgüdüsüyle onun erişmek için büyük çaba harcadığı şeylere olumsuz yanıt verdiğinizde büyük bir tepkiyle size karşı koyduğuna sık sık şahit olabilirsiniz. Hatta çocuklar yaşadıkları bu sinir haliyle kendilerini yere atıp başını bir yerlere vurabilirler.

2 yaş; ebeveynler ve evin geri kalan bireyleri için son derece için zorlu bir dönemdir ve bu dönemde özellikle de anne babaların bilmesi gereken durum şudur ki o artık her şeyde size muhtaç olan bebeğiniz değil, tam tersi hayatın nasıl bir yer olduğunu tek başına çözmeye çalışan bir bireydir.

Bahse konu bu dönem çocuğun kendisini önce ailesine daha sonra da çevreye büyüdüğünü kanıtladığı bir dönemdir ve anne babalar için son derece zorlu bir süreçtir. Çocukların gösterdiği bu bağımsızlık döneminde çocuk kendi koyduğu kuralların geçerli olmasını ister ve aynı zamanda var olan her şeyin kendine ait olduğunu hisseder. Bu, son derece olağan bir süreçtir.
Çocuğunuz için son derece kritik olan bu süreç için bilmeniz gereken şey sizi ne kadar sinirlendirip yıpratsa da bu durumun geçici olduğu ve sabırlı olmanızın büyük önem arz etmesidir.
Kaynak.7gunsaglik