Radyasyon tedavisi birden fazla şekilde kanserle savaşır. Kanser hücrelerini imha etmek için kullanılır.
Bazı çalışmalarda tümör hücrelerine saldırırken aynı zamanda bağışıklık hücrelerinin de zarar gördüğü tespit edilmiştir. Yani arada iyi huylu hücreler ve sağlıklı dokular da zarar görebiliyor. Daha iyi klinik sonuçlar elde etmek için anti tümör aşıları da devreye sokulabilir. Kanserle savaşan tümör odaklı aşılar radyasyon tedavisini daha net desteklerken iyi hücrelere saldırmadan korur. Bağışıklığı artırır ve aşılama yöntemi yeni tümörlerin gelişmesini de önler. Bir taşla iki kuş gibi. Kolorektal kanserli farelerde bu aşılama yöntemi denenmiştir.
Deneysel radyasyon terapisi ve kanser aşılaması yapılmıştır. Aşı, ilk verildiğinde tümörler üzerinde oldukça etkili olduğu görülmüştür. Bağışıklığı korur yeni kanser gelişimini durdurur. Bu iki tedavinin kombine uygulanması kanser tedavisinde oldukça etkili olmaktadır. Tümör boyutunda ise mütavazı bir azalma görülmüştür. Gelişmeye başlayan tümörlerde boyutta azalma ve yok olma kolayca görülebilir. Etkileyici tam remisyon ile tam etkin bir çalışma yapılmıştır. Kanser tedavisinde bu gelişme umut verici olmuştur ve aşılamanın önemi bir kez daha anlaşılmıştır.Kaynak.7gunsaglik
Kadınlarda Anksiyete Kıskançlık ve Üzgünlük Sebebi
Kadınlarda orta yaştan itibaren anksiyete ve ona yakın ruhsal bozukluklar beraberinde kıskançlık hissi, olumsuz duygular düşünceler ve mod bozuklukları sebebi.
Alzheimer kadınlarda çok daha fazla görülen bir bilişsel sorun hemen hemen 6 kadından 1 inde görülüyor. 65 yaş üstü ise kritik potada. Erkeklerde bu oran daha düşük 11 de 1. Gothenburg Üniversitesi araştırmacılarına göre genetik faktörlü bu hastalık geçmişte yaşanan bir travma kalp ve kan hastalıklarından etkilenen bir hastalık.
Genler kadınlarda çok daha etkili. Yani ailede varsa kadınlarda olma olasılığı daha yüksek. Nevrotik ve ruhsal sorunları olan kadınlar ise Alzheimer ve tarzı hastalıklarda daha riskli. Nörotisizm potansiyeli bazı kişilerde daha yüksek ve bu kişiler beyinlerini daha zor yönetebildiğinden bu tip bilişsel hastalıklara daha kolay yakalanıyor. Atılganlık, çekingenlik, huysuzluk, enerjiklik, sosyal bozukluklar ve iletişim ile karakterize bir hastalık.
Kaynak.7gunsaglik
Alzheimer kadınlarda çok daha fazla görülen bir bilişsel sorun hemen hemen 6 kadından 1 inde görülüyor. 65 yaş üstü ise kritik potada. Erkeklerde bu oran daha düşük 11 de 1. Gothenburg Üniversitesi araştırmacılarına göre genetik faktörlü bu hastalık geçmişte yaşanan bir travma kalp ve kan hastalıklarından etkilenen bir hastalık.
Genler kadınlarda çok daha etkili. Yani ailede varsa kadınlarda olma olasılığı daha yüksek. Nevrotik ve ruhsal sorunları olan kadınlar ise Alzheimer ve tarzı hastalıklarda daha riskli. Nörotisizm potansiyeli bazı kişilerde daha yüksek ve bu kişiler beyinlerini daha zor yönetebildiğinden bu tip bilişsel hastalıklara daha kolay yakalanıyor. Atılganlık, çekingenlik, huysuzluk, enerjiklik, sosyal bozukluklar ve iletişim ile karakterize bir hastalık.
Kaynak.7gunsaglik
Amenore (Adet Görememe ) Nedir?
Birkaç ay veya daha ileri dönem boyunca, düzenli olarak olması gereken adet kanamasının görülmemesi durumu; amenore yani adet görememe olarak tanımlamaktadır.
Amenore, iki farklı şekilde karşımıza çıkmaktadır. İlki adet görmesi beklenen genç kızların yaklaşık 17 yaşına kadar halen görmemiş olması şeklinde tanımlanan “Primer Amenore”, ikincisi ise normal adet gören bir bayanın bir anda adetten kesilerek en az 2 ila 3 aylık bir dönem boyunca adet görememesi olarak karşımıza çıkar. Bu da “Sekonder Amenore” olarak tanımlanır.
Belirtileri Nelerdir?
-Görme ile ilgili problemlerin yaşanması,
-Yüzde meydana gelen aşırı kıllanma,
-Saçlarda dökülme,
-Meme ucundan beyaz, süt şeklinde sıvı gelmesi,
-Beklenen adet kanamasının görülmemesi.
En az üç dönem boyunca adet görmeyen ve yukarıdaki belirtilerin birini ya da birkaçını yaşayan bayanlar derhal doktora başvurmalıdırlar.
Nedenleri:
Aminore, çok çeşitli nedenleri olan bir sağlık problemidir. Hastalığın başlıca nedenlerini şu şekilde sıralamak mümkündür:
-Kalıtım
-Hormonal bozukluklar
-Kullanılan ilaçlar ve yan etkileri
-Yaşam ve beslenme şekli
Tedavisi:
Amenore, ortaya çıkış nedenine göre farklı tedavi yöntemleri gerektiren bir rahatsızlıktır. Bu nedenle hasta önce doktora başvurmalı ve hastalığının nedeninin teşhisinden sonra uygun tedavi yöntemi uygulanmalıdır.
Kaynak.7gunsaglik
Amenore, iki farklı şekilde karşımıza çıkmaktadır. İlki adet görmesi beklenen genç kızların yaklaşık 17 yaşına kadar halen görmemiş olması şeklinde tanımlanan “Primer Amenore”, ikincisi ise normal adet gören bir bayanın bir anda adetten kesilerek en az 2 ila 3 aylık bir dönem boyunca adet görememesi olarak karşımıza çıkar. Bu da “Sekonder Amenore” olarak tanımlanır.
Belirtileri Nelerdir?
-Görme ile ilgili problemlerin yaşanması,
-Yüzde meydana gelen aşırı kıllanma,
-Saçlarda dökülme,
-Meme ucundan beyaz, süt şeklinde sıvı gelmesi,
-Beklenen adet kanamasının görülmemesi.
En az üç dönem boyunca adet görmeyen ve yukarıdaki belirtilerin birini ya da birkaçını yaşayan bayanlar derhal doktora başvurmalıdırlar.
Nedenleri:
Aminore, çok çeşitli nedenleri olan bir sağlık problemidir. Hastalığın başlıca nedenlerini şu şekilde sıralamak mümkündür:
-Kalıtım
-Hormonal bozukluklar
-Kullanılan ilaçlar ve yan etkileri
-Yaşam ve beslenme şekli
Tedavisi:
Amenore, ortaya çıkış nedenine göre farklı tedavi yöntemleri gerektiren bir rahatsızlıktır. Bu nedenle hasta önce doktora başvurmalı ve hastalığının nedeninin teşhisinden sonra uygun tedavi yöntemi uygulanmalıdır.
Kaynak.7gunsaglik
Bebekler Neden Ağlar? Ağlayan Bebeği Yatıştırma Yolları
Bebekler ağlar ve bunun nedenini bilmek gerekir ki çare bulunabilsin. İşte bebeklerin ağlama sebepleri ve yatıştırma yolları.
Açlık. Akla ilk gelen şeyin bu olması gerekir. Huzursuzdur, dudaklarını şapırdatır ağzına ellerini koyar. Hemen beslenmesi gerekir.
Kirli bebek bezi. Altı kirliyse yine ağlarlar. Kolayca bezini değiştirip sıkça kontrol edin.
Uyku ihtiyacı. Yorgun olan bebekler kolayca uykuya dalar. Uykuya dalamadıklarında bağırıp ağlayabilirler. Hemen kucağa alıp yatıştırın.
Sarılma ihtiyacı. Ona dokunmanızı, tutmanızı, sarılıp ilgilenmenizi istediklerinde ağlar ve sinyal gönderirler.
Karın sıkıntıları. Kolik, gaz vb sorunlarda ağlarlar. Nefesi sıklaşır. Yanlış beslendiğinde karın sorunları görülür. Reflü , mide gribi , süt alerjisi , laktoz intoleransı , kabızlık , bağırsak tıkanması gibi olası nedenleri olabilir.
Geğirme ihtiyacı. Beslenme sonrası ağlarsa geğirmek istiyordur sırtını sıvazlayıp gazını alın.
Çok soğuk ya da sıcakta ağlarlar. Soyununca üşürler birden çok kat giydirilince sıcak hissederler.
Diş çıkarma. Diş eti sorunları ve diş çıkarırken ağlarlar. Ağzını inceleyin dişte sertlik olabilir.
Çevresel etkiler. Gürültü, kavga, havasızlık, kötü koku gibi nedenlerle ağlayabilir.
Bunun aksine daha fazla ses ve ilgi bekliyorsa da yine ağlayarak uyarı gönderirler.
İyi hissetmediklerinde hasta olduklarında ağlarlar.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com
Açlık. Akla ilk gelen şeyin bu olması gerekir. Huzursuzdur, dudaklarını şapırdatır ağzına ellerini koyar. Hemen beslenmesi gerekir.
Kirli bebek bezi. Altı kirliyse yine ağlarlar. Kolayca bezini değiştirip sıkça kontrol edin.
Uyku ihtiyacı. Yorgun olan bebekler kolayca uykuya dalar. Uykuya dalamadıklarında bağırıp ağlayabilirler. Hemen kucağa alıp yatıştırın.
Sarılma ihtiyacı. Ona dokunmanızı, tutmanızı, sarılıp ilgilenmenizi istediklerinde ağlar ve sinyal gönderirler.
Karın sıkıntıları. Kolik, gaz vb sorunlarda ağlarlar. Nefesi sıklaşır. Yanlış beslendiğinde karın sorunları görülür. Reflü , mide gribi , süt alerjisi , laktoz intoleransı , kabızlık , bağırsak tıkanması gibi olası nedenleri olabilir.
Geğirme ihtiyacı. Beslenme sonrası ağlarsa geğirmek istiyordur sırtını sıvazlayıp gazını alın.
Çok soğuk ya da sıcakta ağlarlar. Soyununca üşürler birden çok kat giydirilince sıcak hissederler.
Diş çıkarma. Diş eti sorunları ve diş çıkarırken ağlarlar. Ağzını inceleyin dişte sertlik olabilir.
Çevresel etkiler. Gürültü, kavga, havasızlık, kötü koku gibi nedenlerle ağlayabilir.
Bunun aksine daha fazla ses ve ilgi bekliyorsa da yine ağlayarak uyarı gönderirler.
İyi hissetmediklerinde hasta olduklarında ağlarlar.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com
Burkulma Ve Çürümeye Karşı Ağrı Giderme Yöntemleri
Burkulmalar kemik kas ve tendonlarda görülen hasarlardır. Kemikler arası dokulardaki bağların hasara uğramasıdır.
Bu tür burkulma, çürüme ve aşınma yaralanmalarında en iyi tedavi istirahat, yükseğe kaldırma, buz kompresidir.
Dinlenme. Burkulma ve kasılmalarda iyileşmeye yardımcı en ideal tedavi seçeneklerinden biridir. Hareket ettirmemek sabitlemek ve dinlenmek en güzelidir. Yaralanma yerine bağlı olarak birkaç günlük yatak istirahati ciddi durumlarda da daha fazla süren dinlenmeler yardımcıdır.
Koltuk değnekleri ve baston da gerekebilir. Burkulma ve gerginlik şiddetlenirse fizik tedaviye gidilebilir. Doktorunuz en iyi tedavisi seçecektir. Her durumda aktiviteyi sınırlandırmak ve yavaş hareket etmek gerekmektedir.
Buz. Buz koymak ağrıyı ve şişliyi azaltır ve önler. Anında buz koymak gerekir. İlk 24 saat içinde 20-30 dakikalık bir soğuk baskı uygulaması önerilir. Soğuk kompres ile devam edilmelidir. Dondurulmuş bezelye paketleri işe yarayabilir.
Havluya sarılı buz küpleriyle dolu bir poşet de olabilir. İlk bir gün ısıya maruz kalmayın. Ancak ertesi gün kasları gevşetmek ve ağrıyı azaltmak için sıcak kullanılmalıdır.
Sıkıştırma ve baskılama. Şişliği azaltan baskılama mutlaka yapılmalıdır. Bandajla sıkıştırma ve gergince sarma iyileşmeyi hızlandırır. Doktorunuzdan uygulama hakkında bilgi alın.
Sağlık personeline uygulatmak en doğrusudur.
Yükseklik. Kalp seviyesinden yüksekte tutulan yaralı ve burkulu yerler daha çabuk iyileşir. Şişme ve ağrı daha az görülür. Yerçekimi şişliği azaltır ve basıncı rahatlatır.
Diğer burkulma tedavileri ise şöyledir.
Eklem hareket kaybını uzun süreli tedavilerle ve cihazlarla önleyebiliriz. Fizyoterapist ile uygun tedavi bulunabilir. Evde, işte uygun egzersizler de iyi gelecektir. Ameliyat da alternatif bir tedavi şeklidir.
Cilt altında kalan kan sızıntıları, morarma, kan damalarındaki hasarlar yaralanma sonrası soğuk ve yüksekte tutma tedavileriyle azalır. Renk değişimleri bir haftadan sonra geçmeye başlar. Ciddi ağrı ve şikayetlerde doktora danışın.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com
Bu tür burkulma, çürüme ve aşınma yaralanmalarında en iyi tedavi istirahat, yükseğe kaldırma, buz kompresidir.
Dinlenme. Burkulma ve kasılmalarda iyileşmeye yardımcı en ideal tedavi seçeneklerinden biridir. Hareket ettirmemek sabitlemek ve dinlenmek en güzelidir. Yaralanma yerine bağlı olarak birkaç günlük yatak istirahati ciddi durumlarda da daha fazla süren dinlenmeler yardımcıdır.
Koltuk değnekleri ve baston da gerekebilir. Burkulma ve gerginlik şiddetlenirse fizik tedaviye gidilebilir. Doktorunuz en iyi tedavisi seçecektir. Her durumda aktiviteyi sınırlandırmak ve yavaş hareket etmek gerekmektedir.
Buz. Buz koymak ağrıyı ve şişliyi azaltır ve önler. Anında buz koymak gerekir. İlk 24 saat içinde 20-30 dakikalık bir soğuk baskı uygulaması önerilir. Soğuk kompres ile devam edilmelidir. Dondurulmuş bezelye paketleri işe yarayabilir.
Havluya sarılı buz küpleriyle dolu bir poşet de olabilir. İlk bir gün ısıya maruz kalmayın. Ancak ertesi gün kasları gevşetmek ve ağrıyı azaltmak için sıcak kullanılmalıdır.
Sıkıştırma ve baskılama. Şişliği azaltan baskılama mutlaka yapılmalıdır. Bandajla sıkıştırma ve gergince sarma iyileşmeyi hızlandırır. Doktorunuzdan uygulama hakkında bilgi alın.
Sağlık personeline uygulatmak en doğrusudur.
Yükseklik. Kalp seviyesinden yüksekte tutulan yaralı ve burkulu yerler daha çabuk iyileşir. Şişme ve ağrı daha az görülür. Yerçekimi şişliği azaltır ve basıncı rahatlatır.
Diğer burkulma tedavileri ise şöyledir.
Eklem hareket kaybını uzun süreli tedavilerle ve cihazlarla önleyebiliriz. Fizyoterapist ile uygun tedavi bulunabilir. Evde, işte uygun egzersizler de iyi gelecektir. Ameliyat da alternatif bir tedavi şeklidir.
Cilt altında kalan kan sızıntıları, morarma, kan damalarındaki hasarlar yaralanma sonrası soğuk ve yüksekte tutma tedavileriyle azalır. Renk değişimleri bir haftadan sonra geçmeye başlar. Ciddi ağrı ve şikayetlerde doktora danışın.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com
Cilt Bakımı Konusunda Sık Yapılan 4 Hata
Cildimiz, güzelliğimizi dışa yansıtan en önemli parçamızdır. Genç ve güzel görünmek temiz ve pürüzsüz bir ciltten geçer. Cildimizi temiz tutmanın yolu ise düzenli bir cilt bakımından ileri gelir.
Cilt tipimizi en iyi şekilde tanıyarak, gereken doğrultuda temizlik ve doğru bakımı düzenli olarak uygulamak gereklidir. Bu sayede temiz parlak ve ışıl ışıl pürüzsüz bir cilde sahip olabiliriz.
Bazen cilt bakımı konusunda gereksiz yere uyguladığımız cilt maskeleri, etraftan doğduğumuz cilt tipimize uygun olmayan önerileri uygulayarak, cildimize kötülük edebiliyoruz.
Cilt bakımı konusunda sıklıkla yapılan 4 hata ise;
Cildi sık sık yıkamak:
Cildi temiz olsun diye sık sık yıkamak cilt derisi üzerinde var olan yağ dengesinin bozulmasına sebep olmaktadır. Bunun sonucunda tahriş olmuş ve sorunlu bir cilt haline dönüşebilir.
Ayrıca sıcak su ile cilt yıkamak, yine cilt dengesini bozan en büyük yanlışlardandır. Cildinizi mutlaka Ilık su ile yıkamalısınız.
Sık sık peeling yapmak:
Peeling, cilt gözeneklerini açmaya yarar, cilt bakımı için büyük öneme sahiptir. Ölü deriyi atarak ışıltılı bir cilde sahip olmamızı sağlar. Fakat bu uygulama yine sık sık tekrarlandığında cildin tahriş olmasına ve kızarmasına neden olabilir haftada 2 kez peeling uygulaması en ideal olanıdır.
Havluyla silmek:
Cildimizi her yıkadığımızda hızlıca kurutmak için yukarıdan aşağıya veya aşağıdan yukarıya hareketlerle havluyla kurutmaya çalışırız.
Bu çok yanlış bir harekettir. Cildin sahip olduğu elastikiyeti bozarak, cilt sarkmasına neden olabiliriz. Bunun yerine biraz sabırlı davranarak havluyu dokundurarak cildimizi yavaşça kurutmalıyız.
Cilde Zamansız Nemlendirici sürmek:
Cilt temizliği yapıldıktan sonra cildin kurumasının ardından nemlendirici sürülmeye kalkışılır bu yanlış bir uygulamadır.
Bunun yerine, ıslak cildinize sürmüş olduğunuz nemlendirici, nemi içine daha kolay hapseder, güçlü ve güzel bir cilt görünümüne katkı sağlar.
Kaynak.7gunsaglik
Cilt tipimizi en iyi şekilde tanıyarak, gereken doğrultuda temizlik ve doğru bakımı düzenli olarak uygulamak gereklidir. Bu sayede temiz parlak ve ışıl ışıl pürüzsüz bir cilde sahip olabiliriz.
Bazen cilt bakımı konusunda gereksiz yere uyguladığımız cilt maskeleri, etraftan doğduğumuz cilt tipimize uygun olmayan önerileri uygulayarak, cildimize kötülük edebiliyoruz.
Cilt bakımı konusunda sıklıkla yapılan 4 hata ise;
Cildi sık sık yıkamak:
Cildi temiz olsun diye sık sık yıkamak cilt derisi üzerinde var olan yağ dengesinin bozulmasına sebep olmaktadır. Bunun sonucunda tahriş olmuş ve sorunlu bir cilt haline dönüşebilir.
Ayrıca sıcak su ile cilt yıkamak, yine cilt dengesini bozan en büyük yanlışlardandır. Cildinizi mutlaka Ilık su ile yıkamalısınız.
Sık sık peeling yapmak:
Peeling, cilt gözeneklerini açmaya yarar, cilt bakımı için büyük öneme sahiptir. Ölü deriyi atarak ışıltılı bir cilde sahip olmamızı sağlar. Fakat bu uygulama yine sık sık tekrarlandığında cildin tahriş olmasına ve kızarmasına neden olabilir haftada 2 kez peeling uygulaması en ideal olanıdır.
Havluyla silmek:
Cildimizi her yıkadığımızda hızlıca kurutmak için yukarıdan aşağıya veya aşağıdan yukarıya hareketlerle havluyla kurutmaya çalışırız.
Bu çok yanlış bir harekettir. Cildin sahip olduğu elastikiyeti bozarak, cilt sarkmasına neden olabiliriz. Bunun yerine biraz sabırlı davranarak havluyu dokundurarak cildimizi yavaşça kurutmalıyız.
Cilde Zamansız Nemlendirici sürmek:
Cilt temizliği yapıldıktan sonra cildin kurumasının ardından nemlendirici sürülmeye kalkışılır bu yanlış bir uygulamadır.
Bunun yerine, ıslak cildinize sürmüş olduğunuz nemlendirici, nemi içine daha kolay hapseder, güçlü ve güzel bir cilt görünümüne katkı sağlar.
Kaynak.7gunsaglik
Kronik Depresyon Belirtileri Nelerdir ?
Depresyon, kişiler tarafından sıklıkla kullanılan bir terim haline gelmiştir. Genellikle kişilerin bunalım halleri ve duygularıyla ilgili bazı sorunların yaşanmasıyla ilgili hastalıktır.
Sıklıkla görülen ve gelişmiş depresyon şekli psikiyatrik bozukluk olarak adlandırılan boyutudur. Günümüzün, giderek artan hastalıkları listesinde; listenin en başında yer almaktadır.
Depresyon yaşayan kişilerde beklenen genel özellikler; hayattan beklediğini alamama duygusu, boş vermişlik, mutlu olamama, moralsizlik, çevresindekilere değer vermeme, halsizlik, yorgunluk ve bitkinlik özellikleridir.
Kişi bu durumda iken sahip olduğu olumsuz duygu ve davranışlardan ötürü, sosyal çevre denilen kavramdan uzaklaşarak, kendini yalnızlığa mahrum eder. İştahsızlık, uyku problemleri ve cinsel hayatta sorunlar yaşanır. Bu geçici bir durumdur. Psikiyatri desteği ve çevrede bulunan; aile ve dostların yardımları ile kişi kısa sürede eski hayatına kavuşabilir.
Kronik depresyon dediğimizde ise yukarıda saymış olduğumuz tüm haller, kişi üzerinde en az iki yıl süreyle gözlemlenmektedir. Kronikleşen depresyon süreci, bir süre sonra depresif özellikler şeklinde artarak devam etmektedir.
Bu sürecin dönülmez bir hale gelmesine engel olabilmek için profesyonel hekimler tarafından destek alınarak ilaç tedavisine başlanmalı ve ilaç kullanımının aksatılmadan devam edilmesine özen gösterilmelidir. Kronik depresyona giren kişilere karşı dikkatli davranılmalıdır. Aksi halde aniden parlayan ve çok sinirli bir davranış şeklinde maruz kalınabilir.
Kaynak.7gunsaglik
Sıklıkla görülen ve gelişmiş depresyon şekli psikiyatrik bozukluk olarak adlandırılan boyutudur. Günümüzün, giderek artan hastalıkları listesinde; listenin en başında yer almaktadır.
Depresyon yaşayan kişilerde beklenen genel özellikler; hayattan beklediğini alamama duygusu, boş vermişlik, mutlu olamama, moralsizlik, çevresindekilere değer vermeme, halsizlik, yorgunluk ve bitkinlik özellikleridir.
Kişi bu durumda iken sahip olduğu olumsuz duygu ve davranışlardan ötürü, sosyal çevre denilen kavramdan uzaklaşarak, kendini yalnızlığa mahrum eder. İştahsızlık, uyku problemleri ve cinsel hayatta sorunlar yaşanır. Bu geçici bir durumdur. Psikiyatri desteği ve çevrede bulunan; aile ve dostların yardımları ile kişi kısa sürede eski hayatına kavuşabilir.
Kronik depresyon dediğimizde ise yukarıda saymış olduğumuz tüm haller, kişi üzerinde en az iki yıl süreyle gözlemlenmektedir. Kronikleşen depresyon süreci, bir süre sonra depresif özellikler şeklinde artarak devam etmektedir.
Bu sürecin dönülmez bir hale gelmesine engel olabilmek için profesyonel hekimler tarafından destek alınarak ilaç tedavisine başlanmalı ve ilaç kullanımının aksatılmadan devam edilmesine özen gösterilmelidir. Kronik depresyona giren kişilere karşı dikkatli davranılmalıdır. Aksi halde aniden parlayan ve çok sinirli bir davranış şeklinde maruz kalınabilir.
Kaynak.7gunsaglik
Eşinizin Kişiliği Kariyer Başarınızı Etkiliyor
Kariyer ve işle ilgili karar ve adımlarınızda aslında en büyük engeliniz eşiniz olabilir.
Özel hayatınızdaki engeller sorunlar stres tartışmalar işinizi doğrudan etkiliyor. Eşinizin kişiliği sizi her konuda değiştirebilir. Washington üniversitesi uzmanlarına göre tip 2 diyabetli eşin rahatsızlığı partnerine en çok yansıyan hastalıklar arasında. Kronik hastalıklar ve uyku bozuklukları buna dahil. 5 yılda 5000 evli çift üzerinde yapılan incelemeler sonucunda bu bulgulara ulaşılmıştır.
19-89 yaş arasındaki çiftler incelenmiştir. %75 oranında bulguları kanıtlar nitelikte veriler elde edilmiştir. Açıklık dışa dönüklük uzlaşmacılık nevrotiklik vicdanlılık gibi özellikler eşler arasında geçmeye başlar. Kişilik üzerine psikolojik testler yapılmış ve bun sonuçlar alınmıştır. Vicdanlı bir eşiniz varsa başarılı ortaklıklar kurar üstün bir iş hayatına sahip olursunuz. Kariyer yolunuzda eşinizin kişilik özellikleri ağır basar unutmayın sizden çok sizi etkileyebilir.
Kaynak.7gunsaglik
Özel hayatınızdaki engeller sorunlar stres tartışmalar işinizi doğrudan etkiliyor. Eşinizin kişiliği sizi her konuda değiştirebilir. Washington üniversitesi uzmanlarına göre tip 2 diyabetli eşin rahatsızlığı partnerine en çok yansıyan hastalıklar arasında. Kronik hastalıklar ve uyku bozuklukları buna dahil. 5 yılda 5000 evli çift üzerinde yapılan incelemeler sonucunda bu bulgulara ulaşılmıştır.
19-89 yaş arasındaki çiftler incelenmiştir. %75 oranında bulguları kanıtlar nitelikte veriler elde edilmiştir. Açıklık dışa dönüklük uzlaşmacılık nevrotiklik vicdanlılık gibi özellikler eşler arasında geçmeye başlar. Kişilik üzerine psikolojik testler yapılmış ve bun sonuçlar alınmıştır. Vicdanlı bir eşiniz varsa başarılı ortaklıklar kurar üstün bir iş hayatına sahip olursunuz. Kariyer yolunuzda eşinizin kişilik özellikleri ağır basar unutmayın sizden çok sizi etkileyebilir.
Kaynak.7gunsaglik
Sıcak Çarpması Belirtileri ve Tedavisi
Sıcak çarpması ve ısı yaralanmaları ciddi hastalıklardandır ve bazen ölüm sebebidir.
Güneş çarpmasında ambulansı çağırmak ve sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir. Beyin ve diğer iç organlara zarar verir, ölüme neden olabilir. Özellikle 50 yaş üstü insanları çok etkiler. Sağlıklı genç sporcularda da etkisi fazladır. Isı krampları, bayılma, ısı bitkinliği belirtileri gösterir. Genelde vücudun sıcaklık kontrol sisteminin gelişmesine neden olmaktadır yüksek sıcaklıklara uzun süre maruz kalanlarda inme de görülebilir. Susuz kalınır ve bol su içilmesi gerekir. Merkezi sinir sistemi hasar görür. Diğer yaygın belirtiler bulantı, nöbet, konfüzyon, oryantasyon bozukluğu ve bazen bilinç veya koma kaybıdır.
Diğer belirtiler arasında şunlar olabilir:
Zonklamalı baş ağrısı
Baş dönmesi ve sersemlik
Sıcağa rağmen terleme eksikliği
Kırmızı, sıcak ve kuru cilt
Kas güçsüzlüğü veya kramplar
Bulantı ve kusma
Güçlü veya zayıf ya da hızlı kalp atışı
Hızlı, sığ nefes
Davranış değişiklikleri, oryantasyon bozukluğu, ya da şaşırma hali
Nöbetler
Bilinçsizlik.
İlk yardımda kişi serin gölgeli bir yere alınır. Fazla giysileri çıkarılır. Vücut soğutulur. Direkt ıslatma veya buz paketleri uygulanabilir. Küvette yatırılabilir. Ağır hareketten kaçınmalı ve soğuk yerde durulmalıdır. Açık havada durulmamalı, açık renkler giyilmeli, güneş kremleri kullanılmalı ve sıvısız kalınmamalıdır.
Kaynak.7gunsaglik
Güneş çarpmasında ambulansı çağırmak ve sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir. Beyin ve diğer iç organlara zarar verir, ölüme neden olabilir. Özellikle 50 yaş üstü insanları çok etkiler. Sağlıklı genç sporcularda da etkisi fazladır. Isı krampları, bayılma, ısı bitkinliği belirtileri gösterir. Genelde vücudun sıcaklık kontrol sisteminin gelişmesine neden olmaktadır yüksek sıcaklıklara uzun süre maruz kalanlarda inme de görülebilir. Susuz kalınır ve bol su içilmesi gerekir. Merkezi sinir sistemi hasar görür. Diğer yaygın belirtiler bulantı, nöbet, konfüzyon, oryantasyon bozukluğu ve bazen bilinç veya koma kaybıdır.
Diğer belirtiler arasında şunlar olabilir:
Zonklamalı baş ağrısı
Baş dönmesi ve sersemlik
Sıcağa rağmen terleme eksikliği
Kırmızı, sıcak ve kuru cilt
Kas güçsüzlüğü veya kramplar
Bulantı ve kusma
Güçlü veya zayıf ya da hızlı kalp atışı
Hızlı, sığ nefes
Davranış değişiklikleri, oryantasyon bozukluğu, ya da şaşırma hali
Nöbetler
Bilinçsizlik.
İlk yardımda kişi serin gölgeli bir yere alınır. Fazla giysileri çıkarılır. Vücut soğutulur. Direkt ıslatma veya buz paketleri uygulanabilir. Küvette yatırılabilir. Ağır hareketten kaçınmalı ve soğuk yerde durulmalıdır. Açık havada durulmamalı, açık renkler giyilmeli, güneş kremleri kullanılmalı ve sıvısız kalınmamalıdır.
Kaynak.7gunsaglik
Ereksiyon Bozukluğu Kısırlık ve Prostat Kanseri
Bisiklet sürmek sağlığa net olarak faydalı bir aktivitedir.
Fakat erkeklerde bisiklete binmek zorlayıcı koşullarda ereksiyon sorunlarına kısırlığa ve prostat sorunlarına hatta kanserine yol açabiliyor. Devam eden çalışmalara göre ürogenital bu problemler erkekleri yakından ilgilendiriyor. Bu rahatsızlıkların yaşanma riski bisiklete binen erkeklerde artıyor. 5300 erkek bisikletçi ile çalışmalar sürmüştür.
London College ve Tıp Fakültesi nin katkıları da bu çalışmalarda büyüktür. Haftada ortalama 8.5 saat bisiklet kullanan erkeklerde bu 3 rahatsızlık oranı artmış ve hatta birçoğunda bu sıkıntılara rastlanmıştır. Hekimler hastalarını bisikletin potansiyel sağlık riskleri hakkında uyarmalıdır. Fiziksel olduğu kadar ruhsal olarak etkilenmeleri de olasıdır.
Kaynak.7gunsaglik
Fakat erkeklerde bisiklete binmek zorlayıcı koşullarda ereksiyon sorunlarına kısırlığa ve prostat sorunlarına hatta kanserine yol açabiliyor. Devam eden çalışmalara göre ürogenital bu problemler erkekleri yakından ilgilendiriyor. Bu rahatsızlıkların yaşanma riski bisiklete binen erkeklerde artıyor. 5300 erkek bisikletçi ile çalışmalar sürmüştür.
London College ve Tıp Fakültesi nin katkıları da bu çalışmalarda büyüktür. Haftada ortalama 8.5 saat bisiklet kullanan erkeklerde bu 3 rahatsızlık oranı artmış ve hatta birçoğunda bu sıkıntılara rastlanmıştır. Hekimler hastalarını bisikletin potansiyel sağlık riskleri hakkında uyarmalıdır. Fiziksel olduğu kadar ruhsal olarak etkilenmeleri de olasıdır.
Kaynak.7gunsaglik
Kellik Tipleri Prostat Kanseri Riskini Artırabilir
Prostat kanseri ve erkek tipi kellik türlerinin bir ilgisi bulunmuştur. Artmış androjen düzeyleri erkek seks hormonları ile bağlantılıdır.
Androjen reseptörleri ile prostat kanserinin yakın ilgisi var olabilir. Hiçbir kellik tipi bulunmayan erkekler %69 oranında daha az risktedir. 39-86 yaş arası erkekler bu risk grubuna dahildir. Ön kellik taç baş kısmı kellik arka ve yan kellik tipine göre sağlık durumunuz şekillenebilir. Agresif prostat kanseri riski ön ve orta taç tipi kelliklerde daha sık yaşanır.
Tanı ve araştırma sürecinde 1200 civarı erkek incelenmiştir. Ortalama yaş 72 dir ve agresif prostat kanseri oranları %51 oranla çoğunluktadır. Diğer erkekler ise prostat kanserinde %40 daha fazla risk altındadır. Baş araştırmacı kıdemli yazar micheal B. Ye göre çalışma sadece ön saç kellik tipini kapsar ve prostat bezleri işlevi ile ilgisi araştırılmıştır. Saç incelince kellik başlayınca bu risk de artabilir.
Kaynak.7gunsaglik
Androjen reseptörleri ile prostat kanserinin yakın ilgisi var olabilir. Hiçbir kellik tipi bulunmayan erkekler %69 oranında daha az risktedir. 39-86 yaş arası erkekler bu risk grubuna dahildir. Ön kellik taç baş kısmı kellik arka ve yan kellik tipine göre sağlık durumunuz şekillenebilir. Agresif prostat kanseri riski ön ve orta taç tipi kelliklerde daha sık yaşanır.
Tanı ve araştırma sürecinde 1200 civarı erkek incelenmiştir. Ortalama yaş 72 dir ve agresif prostat kanseri oranları %51 oranla çoğunluktadır. Diğer erkekler ise prostat kanserinde %40 daha fazla risk altındadır. Baş araştırmacı kıdemli yazar micheal B. Ye göre çalışma sadece ön saç kellik tipini kapsar ve prostat bezleri işlevi ile ilgisi araştırılmıştır. Saç incelince kellik başlayınca bu risk de artabilir.
Kaynak.7gunsaglik
Erkeklerde Kısırlığa Neden Olan Faktörler Nelerdir?
Çocuk sahibi olabilmek için kadınlarda olduğu gibi erkeklerde meydana gelebilen bir takım sağlık sorunlarından dolayı kısırlık nedeniyle çocuk yapmak mümkün olmayabilmektedir.
Erkeklerde yaşanan kısırlık nedenlerini ele almak gerekirse; kısırlığa neden olan sebeplerin başında aşağıdaki maddeler gelmektedir.
• Sperm oluşumunda bozukluklar: erkeklerde kısırlığı meydana getiren en önemli sebeplerden biri sperm oluşumundaki bozukluklardır. Yeterli miktarda üretilemeyen spermler kısırlığın en büyük sorunlarındandır. Özellikle çok sıcak ortamda çalışanlar, sürekli oturarak çalışanlar, kimyevi ortamda çalışanlar, hastalık sebebiyle alınan ağır ilaçlar sperm üretimini düşüren başlıca sebeplerdir. Ayrıca küçük yaşlarda geçirilen ağır hastalıklar sebebiyle de hasar meydana gelerek sperm üretiminde sorun yaşanabilmektedir.
• Sperm kanallarında taşınma bozuklukları: Sperm sayısı ve kalitesi normal olan erkeklerde sperm taşıma kanallarında bozukluk ve tembellik olduğunda sperm sağlıklı bir şekilde kadın yumurtasına taşınamayacağından kısırlık şeklinde bir durum meydana gelmektedir. Bunun nedeni, sperm kanallarının gelişmemesi veya kanallarda oluşan iltihaplı ağır hastalıklar sonucu gerçekleşmiş cerrahi işlemlerden kaynaklanabilmektedir.
• Kesin ve net olarak bilinen nedenlerin dışında bazen çeşitli diğer nedenlerden dolayı da erkeklerde kısırlık meydana gelebilmektedir. Bunların başında; çevresel sorunlar, kalıtsal bozukluklar, yoğun stres, hormon düzeyleri gibi faktörler gelmektedir. Tüm bu faktörler sperm kalitesini ve düzeyini olumsuz yönde etkileyerek kısırlığa sebep olmaktadır.
Kaynak.7gunsaglik
Erkeklerde yaşanan kısırlık nedenlerini ele almak gerekirse; kısırlığa neden olan sebeplerin başında aşağıdaki maddeler gelmektedir.
• Sperm oluşumunda bozukluklar: erkeklerde kısırlığı meydana getiren en önemli sebeplerden biri sperm oluşumundaki bozukluklardır. Yeterli miktarda üretilemeyen spermler kısırlığın en büyük sorunlarındandır. Özellikle çok sıcak ortamda çalışanlar, sürekli oturarak çalışanlar, kimyevi ortamda çalışanlar, hastalık sebebiyle alınan ağır ilaçlar sperm üretimini düşüren başlıca sebeplerdir. Ayrıca küçük yaşlarda geçirilen ağır hastalıklar sebebiyle de hasar meydana gelerek sperm üretiminde sorun yaşanabilmektedir.
• Sperm kanallarında taşınma bozuklukları: Sperm sayısı ve kalitesi normal olan erkeklerde sperm taşıma kanallarında bozukluk ve tembellik olduğunda sperm sağlıklı bir şekilde kadın yumurtasına taşınamayacağından kısırlık şeklinde bir durum meydana gelmektedir. Bunun nedeni, sperm kanallarının gelişmemesi veya kanallarda oluşan iltihaplı ağır hastalıklar sonucu gerçekleşmiş cerrahi işlemlerden kaynaklanabilmektedir.
• Kesin ve net olarak bilinen nedenlerin dışında bazen çeşitli diğer nedenlerden dolayı da erkeklerde kısırlık meydana gelebilmektedir. Bunların başında; çevresel sorunlar, kalıtsal bozukluklar, yoğun stres, hormon düzeyleri gibi faktörler gelmektedir. Tüm bu faktörler sperm kalitesini ve düzeyini olumsuz yönde etkileyerek kısırlığa sebep olmaktadır.
Kaynak.7gunsaglik
Selülitin Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi
Selülit, bakteriyel bir deri enfeksiyonu rahatsızlığıdır. Deriye dokunuşta sıcaklık ve yanma hissedilebilir.
Portakal kabuğu görünümü ise en bilinen belirtisidir. Kızarık ve şiş bir yapı görülür. İkisi de genelde hızla yayılır. Selülitler genelde ağrılı görülür. Enfeksiyon vücuda ya da yüze yayıldığında selülit görülür. En sık olarak alt ve üst bacaklarda görülür. Daha sonra karın bel bölgesi, kol ve kalçada görülebilir. Cilt yüzeyini ve alt tabakasını derinden etkileyebilir.
Lenf düğümlerine ve kan dolaşımına yayılabilir. Tedavi edilmezse enfeksiyon yayılabilir hayatı tehdit edebilir. Deriye bir şekilde giren bakteriler yoluyla selülit oluşur. Selülite genellikle stafilokok ve streptokok bakteriler neden olur. Bağışıklık sistemi, sporcuların yaşadığı cilt hastalıkları, intravenöz ilaç kullanımı ve selülit öyküsü gibi genetik ve çevresel risk faktörleri vardır.
Ağrı ve hassasiyet, kızarıklık ve iltihap, yara, sıkı, parlak ve şiş görünüm, sıcaklık hissi, ateş, sallanma ve titreme, yorgunluk, kas ağrısı, sıcak deri ve terleme belirtileridir. Oral antibiyotik genelde tedavi amaçlı önerilir. Rejim, ilaç ve egzersiz önerilebilir. Ağrı kesici, dinlenme, yüksekte tutma gibi tedaviler de verilebilir. Düzenli doktor kontrolü mühimdir ve durumunuz kötüleşirse genel sağlık durumunuzda ciddi durumlar görülürse derhal acil tıbbi yardım alınmalıdır.Kaynak.7gunsaglik
Portakal kabuğu görünümü ise en bilinen belirtisidir. Kızarık ve şiş bir yapı görülür. İkisi de genelde hızla yayılır. Selülitler genelde ağrılı görülür. Enfeksiyon vücuda ya da yüze yayıldığında selülit görülür. En sık olarak alt ve üst bacaklarda görülür. Daha sonra karın bel bölgesi, kol ve kalçada görülebilir. Cilt yüzeyini ve alt tabakasını derinden etkileyebilir.
Lenf düğümlerine ve kan dolaşımına yayılabilir. Tedavi edilmezse enfeksiyon yayılabilir hayatı tehdit edebilir. Deriye bir şekilde giren bakteriler yoluyla selülit oluşur. Selülite genellikle stafilokok ve streptokok bakteriler neden olur. Bağışıklık sistemi, sporcuların yaşadığı cilt hastalıkları, intravenöz ilaç kullanımı ve selülit öyküsü gibi genetik ve çevresel risk faktörleri vardır.
Ağrı ve hassasiyet, kızarıklık ve iltihap, yara, sıkı, parlak ve şiş görünüm, sıcaklık hissi, ateş, sallanma ve titreme, yorgunluk, kas ağrısı, sıcak deri ve terleme belirtileridir. Oral antibiyotik genelde tedavi amaçlı önerilir. Rejim, ilaç ve egzersiz önerilebilir. Ağrı kesici, dinlenme, yüksekte tutma gibi tedaviler de verilebilir. Düzenli doktor kontrolü mühimdir ve durumunuz kötüleşirse genel sağlık durumunuzda ciddi durumlar görülürse derhal acil tıbbi yardım alınmalıdır.Kaynak.7gunsaglik
Sezaryen Doğumda Tersten Gelen Bebeklerin Yaşam
Anne karnından yapılan bir kesikle bebeğin dünyaya getirilmesi sezaryen doğumdur.
Bebek başından çıkarılır ve alınır. Bebek ayaklardan yani ters konumda popo kısmından gelirse, o bebeğin ölüm riski daha fazladır. Beklenmedik sağlık sorunları ve riskleri sezaryen doğumda da söz konusudur. Her 25 doğumdan 1 inde bebek makattan geliyor ve bu da komplikasyonlara neden oluyor. Sezaryen oranları son yıllarda iyice arttı. Normal doğumda bebek tersten geldiğinde bebeğin yaşam şansı azalıyor komplikasyonlar artıyor.
Bu durumlarda genelde süreç durdurulup sezaryen doğuma geçiliyor. Vajinal ters doğumun riskleri çok daha fazla. Vajinaya ters ulaşan bir bebeğin sezaryen doğumda veya sonrasında ölüm riski 10 kat yükseliyor. Annenin ölümü ve bebeklerde doğum kusurları da bu risklere dahil. Kadınlar vajinal doğumu daha sağlıklı buluyor. Bebeğin üzerindeki riskleri azaltmak adına doktorunuzla uzun vadede doğum planlarınızı iyi yapın.
Kaynak.7gunsaglik
Bebek başından çıkarılır ve alınır. Bebek ayaklardan yani ters konumda popo kısmından gelirse, o bebeğin ölüm riski daha fazladır. Beklenmedik sağlık sorunları ve riskleri sezaryen doğumda da söz konusudur. Her 25 doğumdan 1 inde bebek makattan geliyor ve bu da komplikasyonlara neden oluyor. Sezaryen oranları son yıllarda iyice arttı. Normal doğumda bebek tersten geldiğinde bebeğin yaşam şansı azalıyor komplikasyonlar artıyor.
Bu durumlarda genelde süreç durdurulup sezaryen doğuma geçiliyor. Vajinal ters doğumun riskleri çok daha fazla. Vajinaya ters ulaşan bir bebeğin sezaryen doğumda veya sonrasında ölüm riski 10 kat yükseliyor. Annenin ölümü ve bebeklerde doğum kusurları da bu risklere dahil. Kadınlar vajinal doğumu daha sağlıklı buluyor. Bebeğin üzerindeki riskleri azaltmak adına doktorunuzla uzun vadede doğum planlarınızı iyi yapın.
Kaynak.7gunsaglik
Kışın Doğan Bebekler Daha Zor Emekliyor
Sosyal, dil, beceriler,küçük ve büyük motor becerileri açısından bebeklerin doğum mevsimi önem taşıyor.
Buna göre kışın doğan bebekler yazın doğanlara göre yürümeyi ve emeklemeyi daha zor ve geç öğreniyor. Emekleme yürüme oturma gibi temel becerileri doğum ayına göre şekilleniyor. Yaz bebekleri bu konuda daha şanslı. Fizik tedavi ve insan gelişimi bölümlerinin araştırmalarında tipik gelişim ve endikasyonları incelenmiştir. Haziran kasım arasında doğanlarla Aralık Mayıs arasında doğan bebekler karşılaştırılmıştır.
Yüz üstü sırt üstü oturma ve yatma durumları gözlenmiştir. Ve sonuçta kış bebekleri bu temel hareketlerde daha geç adapte olmuştur. İlk 30 35 aylık durumları direkt etkileniyor. Mevsimsel etkiler bulgulara yansıtılmıştır. Ev ortamı coğrafi konumu doğum şartları ve mevsimi bu konularda belirleyici. Mevsimine göre kış aylarında daha kalın ve sıkı giyindikleri için güneşten daha az yararlanan bebekler bu yeteneklerinde geri kalıyor.
Kaynak.7gunsaglik
Buna göre kışın doğan bebekler yazın doğanlara göre yürümeyi ve emeklemeyi daha zor ve geç öğreniyor. Emekleme yürüme oturma gibi temel becerileri doğum ayına göre şekilleniyor. Yaz bebekleri bu konuda daha şanslı. Fizik tedavi ve insan gelişimi bölümlerinin araştırmalarında tipik gelişim ve endikasyonları incelenmiştir. Haziran kasım arasında doğanlarla Aralık Mayıs arasında doğan bebekler karşılaştırılmıştır.
Yüz üstü sırt üstü oturma ve yatma durumları gözlenmiştir. Ve sonuçta kış bebekleri bu temel hareketlerde daha geç adapte olmuştur. İlk 30 35 aylık durumları direkt etkileniyor. Mevsimsel etkiler bulgulara yansıtılmıştır. Ev ortamı coğrafi konumu doğum şartları ve mevsimi bu konularda belirleyici. Mevsimine göre kış aylarında daha kalın ve sıkı giyindikleri için güneşten daha az yararlanan bebekler bu yeteneklerinde geri kalıyor.
Kaynak.7gunsaglik
Dümdüz Bir Karın Ve Bel İçin Öneriler
Estetik müdahale ve birkaç stratejik yöntemle yaza hazır olun. Dümdüz bir karın ve incecik belin tüyoları..
Akıp giden zamanın insan vücudundaki olumsuz etkileri, hızlı kilo alıp verme ve doğum sonrası karında oluşan sarkmalar özellikle yaz hazırlıklarının yapılmaya başlandığı bu aylarda tüm kadınların ortak kâbusu.
Peki, estetik cerrahi günümüzde bu tip durumlarda hangi yaklaşımı öneriyor? Karın bölgesindeki sarkma ve yağlanmadan kurtulmak mümkün mü? Konuyla ilgili merak edilenleri Estetik Plastik Cerrahi Derneği (EPCD) Başkanı Prof. Dr. Akın Yücel anlatıyor.
Gergin bir karın ve ince bir bel... Yaz için form tutma hazırlıklarının yapılmaya başlandığı şu günlerde tüm kadınların en büyük arzusu. Neyse ki, yağlanma, doğum ve sonrasında vücutta yaşanan deformasyon, hızlı kilo alıp verme gibi sebeplerle karın bölgesinde meydana gelen bozukluklardan artık kolayca kurtulmak mümkün.
Estetik cerrahinin son yıllarda tıp dünyasına kazandırdığı Brezilya Tekniği, normal karın germe operasyonlarından farklı olarak hastanın hem belinin inceltildiği hem de karnının gerilerek sıkılaştırıldığı bir uygulama olarak öne çıkıyor. Rektus kaslarının sıkılaştırıldığı operasyon gençliğin sembolü olan gergin bir karın ve ince bel hayalini gerçeğe dönüştürüyor. İyileşme sürelerinin çok daha hızlı olduğu yöntem tüm dünyada giderek daha fazla tercih ediliyor.
Peki, “Brezilya tekniği” ile normal “karın germe” arasında ne fark var? Cerrahi literatüre “Brezilya tekniği” olarak geçen uygulama hakkında bilgi veren Estetik Plastik Cerrahi Derneği (EPCD) Başkanı Prof. Dr. Akın Yücel; “Brezilya tekniğinde normal karın germe işlemlerinden farklı olarak hastanın gövde bölgesine yaygın liposuction yapılıyor. Böylelikle bel ve karın inceliyor. Alınan yağlar kalçanın üst tarafına uygulanarak kalça dolgunlaştırılıp yükseltiliyor” diyor.
Brezilya tekniğinde liposuction sonrası göbek altında yer alan fasya gibi derin dokuların korunduğunu anlatan Yücel, “Öncelikle liposuction ile tüm karın ve bel bölgesi şekillendiriliyor. Karın kaslarının birbirine dikilmesi ile karın duvarı sıkılaştırılırken, göbek altında sağlam bırakılan fasyanın gerilmesi ile belde ilave bir incelme sağlanıyor. Göbek altında bırakılan dokular sayesinde genç kadınların göbek altında bulunan ve ‘Aşk Yastığı’ olarak da tabir edilen hafif bombelik de korunmuş oluyor. Klasik karın germeden sonra görülen göbek altı çöküntüleri de bu yöntemde ortaya çıkmıyor. Yara iyileşmesi daha süratli olup, ödem daha hızlı geriliyor. Karın cildindeki uyuşukluk daha hızlı düzeliyor. Karın derisi normal karın germeye göre daha az kaldırıldığından kan dolaşımı ve yara iyileşme sorunu daha az yaşanıyor. Bu özellikle sigara içen hastalar için yöntemi daha güvenli kılıyor. Duyu kaybının da daha az yaşandığı bu operasyon pek çok hasta için güzelleşmede avantaj sağlıyor” dedi.
Bu işlemin aşırı kilosu olmayan, göbek altı ve üzerinde yağlanma ile cilt sarkması problemi olan ve karın duvarında gevşeme olan kişilerde uygulandığını anlatan Yücel, “Hamilelik ya da hızlı kilo alıp verme sonucu karın duvarı gevşemiş, karında yağlanma ve ciltte sarkma olan hastalar bu operasyon için uygundur. Genellikle 1 gece hastanede kalınır. İlk 1 hafta fazla dik yürümemesi, ilk 3 hafta korse kullanması önerilir. Sonra hasta normal yaşantısına döner” dedi.
Akın Yücel, ameliyat sonrası iyileşme sürecinin kolay olması nedeniyle ihtiyaç duyulan durumlarda bu tekniğe meme büyütme veya küçültme ameliyatlarının da eklenerek daha estetik bir görünüm kazanılabileceğini sözlerine ekledi.Kaynak.7gunsaglik
Akıp giden zamanın insan vücudundaki olumsuz etkileri, hızlı kilo alıp verme ve doğum sonrası karında oluşan sarkmalar özellikle yaz hazırlıklarının yapılmaya başlandığı bu aylarda tüm kadınların ortak kâbusu.
Peki, estetik cerrahi günümüzde bu tip durumlarda hangi yaklaşımı öneriyor? Karın bölgesindeki sarkma ve yağlanmadan kurtulmak mümkün mü? Konuyla ilgili merak edilenleri Estetik Plastik Cerrahi Derneği (EPCD) Başkanı Prof. Dr. Akın Yücel anlatıyor.
Gergin bir karın ve ince bir bel... Yaz için form tutma hazırlıklarının yapılmaya başlandığı şu günlerde tüm kadınların en büyük arzusu. Neyse ki, yağlanma, doğum ve sonrasında vücutta yaşanan deformasyon, hızlı kilo alıp verme gibi sebeplerle karın bölgesinde meydana gelen bozukluklardan artık kolayca kurtulmak mümkün.
Estetik cerrahinin son yıllarda tıp dünyasına kazandırdığı Brezilya Tekniği, normal karın germe operasyonlarından farklı olarak hastanın hem belinin inceltildiği hem de karnının gerilerek sıkılaştırıldığı bir uygulama olarak öne çıkıyor. Rektus kaslarının sıkılaştırıldığı operasyon gençliğin sembolü olan gergin bir karın ve ince bel hayalini gerçeğe dönüştürüyor. İyileşme sürelerinin çok daha hızlı olduğu yöntem tüm dünyada giderek daha fazla tercih ediliyor.
Peki, “Brezilya tekniği” ile normal “karın germe” arasında ne fark var? Cerrahi literatüre “Brezilya tekniği” olarak geçen uygulama hakkında bilgi veren Estetik Plastik Cerrahi Derneği (EPCD) Başkanı Prof. Dr. Akın Yücel; “Brezilya tekniğinde normal karın germe işlemlerinden farklı olarak hastanın gövde bölgesine yaygın liposuction yapılıyor. Böylelikle bel ve karın inceliyor. Alınan yağlar kalçanın üst tarafına uygulanarak kalça dolgunlaştırılıp yükseltiliyor” diyor.
Brezilya tekniğinde liposuction sonrası göbek altında yer alan fasya gibi derin dokuların korunduğunu anlatan Yücel, “Öncelikle liposuction ile tüm karın ve bel bölgesi şekillendiriliyor. Karın kaslarının birbirine dikilmesi ile karın duvarı sıkılaştırılırken, göbek altında sağlam bırakılan fasyanın gerilmesi ile belde ilave bir incelme sağlanıyor. Göbek altında bırakılan dokular sayesinde genç kadınların göbek altında bulunan ve ‘Aşk Yastığı’ olarak da tabir edilen hafif bombelik de korunmuş oluyor. Klasik karın germeden sonra görülen göbek altı çöküntüleri de bu yöntemde ortaya çıkmıyor. Yara iyileşmesi daha süratli olup, ödem daha hızlı geriliyor. Karın cildindeki uyuşukluk daha hızlı düzeliyor. Karın derisi normal karın germeye göre daha az kaldırıldığından kan dolaşımı ve yara iyileşme sorunu daha az yaşanıyor. Bu özellikle sigara içen hastalar için yöntemi daha güvenli kılıyor. Duyu kaybının da daha az yaşandığı bu operasyon pek çok hasta için güzelleşmede avantaj sağlıyor” dedi.
Bu işlemin aşırı kilosu olmayan, göbek altı ve üzerinde yağlanma ile cilt sarkması problemi olan ve karın duvarında gevşeme olan kişilerde uygulandığını anlatan Yücel, “Hamilelik ya da hızlı kilo alıp verme sonucu karın duvarı gevşemiş, karında yağlanma ve ciltte sarkma olan hastalar bu operasyon için uygundur. Genellikle 1 gece hastanede kalınır. İlk 1 hafta fazla dik yürümemesi, ilk 3 hafta korse kullanması önerilir. Sonra hasta normal yaşantısına döner” dedi.
Akın Yücel, ameliyat sonrası iyileşme sürecinin kolay olması nedeniyle ihtiyaç duyulan durumlarda bu tekniğe meme büyütme veya küçültme ameliyatlarının da eklenerek daha estetik bir görünüm kazanılabileceğini sözlerine ekledi.Kaynak.7gunsaglik
Limonun Güzelliğe Katkıları
Limonun harika lezzetine hayran olanlar da var olmayanlar da. Yemekte, tatlıda, içecekte, salatada bu güçten yararlanmak güzel.
Peki güzelliğe olan katkılarını biliyor musunuz? İşte 10 faydası.
Arındırır nemlendirir. Birkaç damla limon suyu ve hindistancevizi cildi nemlendirir, arındırır ve parlaklık verir.
Dirsek ve dizleri yumuşatır. Limonla ovarsanız karartısı geçer ve yumuşacık olur.
Siyah noktaları tedavi eder. Antibakteriyel olduğundan bir dilim limon ve birkaç damla suyu akneleri giderir. Siyah noktaları sıkmadan sürün.
Cildi temizler. Problemli ciltleri veya makyajlı ciltleri temizlemek için çay ağacı yağı ile limon yağını karıştırıp sürün.
Diş beyazlatır. Karbonatla limon suyunu karıştırıp dişlerinizi ovun. Dişlerinizi daha sonra fırçalayın ve farkı görün.
Pamukçukları tedavi eder. Birkaç damla limon yağı iyileştirir.
Cildi parlatır. C vitamini ve sitrik asit içerir cildi aydınlatır ve hafifletir. Serbest radikalleri önler kollajen üretimini artırır.
Dudakları besler. Ölü hücreler ve kuruyan çatlak dudaklara yatmadan birkaç damla sürün.
Tırnak güçlendirir. Kırılgan tırnakları güçlendirir manikürde yardımcınızdır.
Saçları açar. Kepekleri iyileştirir ve suyunu sürüp güneşe çıkarsanız saç renginiz açılır.Kaynak.7gunsaglik
Peki güzelliğe olan katkılarını biliyor musunuz? İşte 10 faydası.
Arındırır nemlendirir. Birkaç damla limon suyu ve hindistancevizi cildi nemlendirir, arındırır ve parlaklık verir.
Dirsek ve dizleri yumuşatır. Limonla ovarsanız karartısı geçer ve yumuşacık olur.
Siyah noktaları tedavi eder. Antibakteriyel olduğundan bir dilim limon ve birkaç damla suyu akneleri giderir. Siyah noktaları sıkmadan sürün.
Cildi temizler. Problemli ciltleri veya makyajlı ciltleri temizlemek için çay ağacı yağı ile limon yağını karıştırıp sürün.
Diş beyazlatır. Karbonatla limon suyunu karıştırıp dişlerinizi ovun. Dişlerinizi daha sonra fırçalayın ve farkı görün.
Pamukçukları tedavi eder. Birkaç damla limon yağı iyileştirir.
Cildi parlatır. C vitamini ve sitrik asit içerir cildi aydınlatır ve hafifletir. Serbest radikalleri önler kollajen üretimini artırır.
Dudakları besler. Ölü hücreler ve kuruyan çatlak dudaklara yatmadan birkaç damla sürün.
Tırnak güçlendirir. Kırılgan tırnakları güçlendirir manikürde yardımcınızdır.
Saçları açar. Kepekleri iyileştirir ve suyunu sürüp güneşe çıkarsanız saç renginiz açılır.Kaynak.7gunsaglik
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)