İlk Yardım Çantasında Başlıca Bulunması Gereken Malzemeler

İlk yardım, adından da kolayca anlaşılacağı gibi ani bir kaza, yaralanma, kanama, hastalık, zehirlenme, kalp krizi vs. gibi durumlarına maruz kalan kişilere, ilk müdahalenin yapılmasına denilmektedir.

İl yardım çantaları ofislerde, araçlarda, okullarda ve evlerde mutlaka bulunması gereken hayati öneme sahip bir ihtiyaç çantasıdır.
İlk yardım için bazen pek çok tıbbi araç gereç, malzeme veya basit ilaçlara gerek duyabiliriz.

İlk yardım anında temel ihtiyaç olarak bilinen pamuk, yara bandı, ağrı kesici ve tentürdiyot gibi pek çok malzemenin bulunduğu ilk yardım çantalarına gerek duyulur.

Sizlerde her daim habersiz gelen kötü olaylar için anında müdahale yapabileceğiniz temel tıbbi malzemelerinizi ilk yardım çantasında bulundurarak yapacak olduğunuz veya size yapılacak olan ilk yardım sayesinde hayata yeniden tutunulabilinir. İlk yardımın önemi oldukça büyüktür.

Peki, ilk yardım çantasında Bulunası Gereken Malzemeler Nelerdir?

Yaraları kapamak için olarak 1 kutu steril kare gaz bezi Sargı malzemesi olarak; 10 cm’lik 1 paket elastik bandaj 1 kutu Yapışkanlı rulo bant 1 paket rulo sargı bezi 1 paket yara bandı Böcek ısırmalarını önlemek amaçlı sprey 1 kutu İnce lastik eldiven Yara temizliği için antiseptik solüsyon Çengelli iğne Makas
Kaynak.7gunsaglik

Homeopatik Terapi Anksiyeteyi Tedavi Eder mi?

Hayatımızın her alanında stres var, iş okul borçlar aile sorunları…

18-54 yaş arasındaki kişiler incelendiğinde anksiyete boyutunun yüksek olduğu görülmüştür. Doktorlar reçeteli anksiyete ilaçları öneriyor. Bu da fiziksel ve duygusal bağımlılığa neden oluyor. Kilo artışı ve cinsel işlev bozukluğu gibi sorunlar bu ilaçların yan etkisi. Ignatia denilen rahatsızlık ise anksiyeteyi tedavi etmede kullanılan ilaçlara olan bir tür bağımlılık.

Homeopatlar depresyon ve anksiyeteyi önlemek adına ignatia etken maddeli ilaç kullanıyor. İşini kaybeden borçlanan boşanan depresif kişiler anksiyete geçirebilir. Homeopatik terapi ile bağımlılık önlenebilir ve tedavi olunabilir. Fiziksel tedaviye bitkisel terapi eklenince homeopati tedavisi gerçekleşir. Duygusal stres ve anksiyete tedavisinde bitkilerin gücü büyüktür. Testlerde genelde olumlu sonuçlar alınır. Doktor uzman kontrolünde uygulanır bilinen yan etkisi yoktur.
Kaynak.7gunsaglik

Sara Hastalığı ve Tedavisi

Bilindiği üzere sara, bir çeşit sinir hastalığıdır. Dalgınlık, bilinç kaybı kasılma kendinden geçmek gibi belirtilerle kendini göstermektedir.

Nedenleri
Oluşumu kesin bir sebebe bağlanamamakla birlikte, en çok gözlenen nedenleri arasında alkol ve madde bağımlılığı, doğum esnasında yaşanan beyin hasarı ve yaralanmaları, beyin urları gelmektedir.

Belirtileri
Sara nöbeti herhangi bir tetikleyici unsur olmadan ortaya çıkabileceği gibi, alkol kullanımı, stres, yanlış beslenme, uykusuzluk gibi etkilerle de ortaya çıkabilmektedir.

Tedavisi
Sara hastalığı genel olarak doktorun önerdiği ilaçlar düzenli bir şekilde kullanıldığında büyük ölçüde kontrol altına alınabilmektedir. Aynı zamanda tüm hastalara cerrahi müdahale uygulamak gerekmektedir. Uygun bir tedavi için doktora başvurmak gerekir.

Sara hastaları nöbet esnasında bilinç kaybına uğradıkları için herhangi bir yere kolayca çarparak darbe alabilirler. Bundan dolayı yaşadıkları ortamların, onların bu özel durumların dikkate alınarak düzenlenmesi gerekmektedir. Yerler yumuşak zeminler ile donatılmalı, ortamda sivri uçlu eşyalar bulundurulmamalı, etraftaki insanların hastanın durumundan haberdar edilmeli, ve hastanın taşıt kullanma hiçbir şekilde izin verilmemelidir.
Kaynak.7gunsaglik

Ülseratif Kolit Nedir, Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Ülseratif kolit inflamatuvar barsak hastalığıdır. Bu bir iltihaplanma şeklidir kanamalı olabilir ve sindirim sisteminde meydana gelir.

Bu alanda yaralara yol açabilir. Rektum ve kolon yani kalın barsakta olur. Hücrelerde kronik iltihaba sebep olur. Sakinleştirici ilaçları mevcuttur, ülseratif kolit iltihabını azaltan günlük yaşamı kolaylaştıran tedaviler mevcuttur. Karın ağrısı ilk belirtisidir. Karın ağrısı, ağrılı ishal sıkça ve hafif olarak görülür. Kalıcı belirtileridir. Kilo kaybı diğer belirtisidir. Kolonda kronik inflamasyona neden olabilir sindirim sorunlarına neden olabilir. Kilo kaybı, iştahsızlık, mide bulantısı, çocuklarda zayıf büyüme görülür. Eklem ağrısı, cilt yaraları, yorgunluk, anemi ve sık ateş görülebilir. Kırsal kesimde daha yaygındır, genelde 15-25 yaş arasında görülse de her yaşta görülebilir. Bağışıklık sistemi zayıflığından ileri gelen bu rahatsızlık sindirim sistemindeki bakterilerden kaynaklanır. Stres ve kötü beslenme de tetikler. Yatış gerektiren bir bakım süreci vardır. Kanama, ülser ve susuzluk hastalığı ilerletir. Kan ve sıvı kaybı hastanede durdurulur. Cerrahi müdahale gerekebilir. Ülseratif kolit için kolondaki iltihabı temizlemeye yardımcı ilaçlar verilebilir. İlk olarak aminosalisilatlar verilir yetersiz gelirse steroid, prednizon gibi ilaçlar verilebilir. ağışıklık aktivitelerini etkileyerek inflamasyonu azaltmak için bağışıklığı düzenleyen ilaçlar verilir. 3 ay içinde etkileri görülür. Biyolojik tedavide ise tümör nekroz faktörü (TNF) olarak adlandırılan bir enflamasyonu indükleyen bir protein yok edilir. Yağsız ve lifli gıdalarle beslenme önerilir. Kalorili gıdalardan kaçınılır.Kaynak.7gunsaglik

Kadınlarda Alkol Alımı Bebeklerde Zararlı

Gebelikte alkol alımı doğacak bebekte ruhsal sıkıntılara ve fiziksel sorunlara neden oluyor.

Dikkatsizlik ve hiperaktivite sorunları depresyon anksiyete gibi birçok problem yaşanabilir. 11 yaşına kadar okul çağındaki çocuklarda özellikle bu sıkıntılar göze çarpıyor. Bristol üniversitesi 4000 kişi üzerinde bu incelemeleri yapmıştır. Yaşam tarzında onu zorlayacak davranış ve alışkanlıklar edinebiliyorlar.gebelik boyunca ilaç, alkol, sigara gibi kötü maddelerin kullanımı çocuklarda ileri yaşlara kadar kendini bu belirtilerle gösteriyor.

Özellikle eğitim hayatındaki performansı olumsuz etkileniyor. Beyinsel beceriler motor becerileri aktiviteleri öğrenme gücü zayıf kalıyor. Gebeliğin 18 ila 32. Haftaları en riskli süreç. Bu süreçte çok daha dikkatli olmak şart. Ayrıca alkol ve madde alımının miktarı da önemli değil. Az miktarda alkol tüketimi dahi çocukları olumsuz etkiliyor. Kız çocukları erkek çocuklarına oranla daha fazla risk altında.
Kaynak.7gunsaglik

Östrojen, Menopozdan Sonra İdrar Yolu Enfeksiyonlarını Nasıl Önler?

Vajinal yoldan östrojen tedavisi menopoz geçiren kadınlarda idrar yolu enfeksiyonu riskini önler.

Yeni bir laboratuar araştırmasında bu durum kanıtlanmıştır. İdrar yolu enfeksiyonları kadınların belli dönemlerinde tekrarlanan bir durumdur. Yaşa bağlı değişimler ve östrojen seviyesine bağlıdır. Menopoz sonrası bu hormon üretimine bağlı olarak enfeksiyon olasılığı da artar. Standart olarak antibiyotik tedavisi uygulanmaktadır. Antibiyotiğe karşı enfeksiyon direnci bir süre sonra artıyor ve faydasız kalıyor. Bakterilere cevap biçimi değiştirilirse bu tip hastalıklar daha kolay önlenir.

Bu sebeple vajinal östrojen kullanımı daha uygun bulunmuştur. Kadın cinsiyet hormonu maalesef enfeksiyonu çeken bir yapıdadır. Topikal östrojen vajinal krem, temel mekanizmaları sunarak iyileşmeye çare bulur. İsveçli bilim adamları kadınların yarısında bu tedavinin olumlu etkilerini görmüştür. Tüm kadınlar yaşamı boyunca en az bir kez idrar yolu enfeksiyonu yaşar. %25 oranında kadında enfeksiyon tekrarlar. Farelerde ve insanlarda deneyler yapılmış ve sonuçlar elde edilmiştir.

Mesanede doğal antimikrobiyal madde üretiminde teşvik ortaya çıkmış ve hormon da mesane boşluklarında idrar yolunu tıkamaya başlamıştır. Bu zor duvarların arasında da bakteriler üremeye başlamış ve hastalık yayılmıştır. Östrojen ise bu yayılmayı önlemiştir. Çalışmaya göre, östrojen hücrelerinin dağıtılması teşvik eder ve bir enfeksiyon sırasında hücrelerin aşırı kaybını önler. Hap şeklinde östrojen alanlar meme ve rahim ile mesane kanserine karşı riskli durumda kalırken, vajinal östrojen kremi kullanan kadınlar daha güvenli bir konumdadır. Jinekolog veya ürolog ile mutlaka görüşün ve doğru tedaviyi birlikte bulun.Kaynak.7gunsaglik