İlk yardım, adından da kolayca anlaşılacağı gibi ani bir kaza, yaralanma, kanama, hastalık, zehirlenme, kalp krizi vs. gibi durumlarına maruz kalan kişilere, ilk müdahalenin yapılmasına denilmektedir.
İl yardım çantaları ofislerde, araçlarda, okullarda ve evlerde mutlaka bulunması gereken hayati öneme sahip bir ihtiyaç çantasıdır.
İlk yardım için bazen pek çok tıbbi araç gereç, malzeme veya basit ilaçlara gerek duyabiliriz.
İlk yardım anında temel ihtiyaç olarak bilinen pamuk, yara bandı, ağrı kesici ve tentürdiyot gibi pek çok malzemenin bulunduğu ilk yardım çantalarına gerek duyulur.
Sizlerde her daim habersiz gelen kötü olaylar için anında müdahale yapabileceğiniz temel tıbbi malzemelerinizi ilk yardım çantasında bulundurarak yapacak olduğunuz veya size yapılacak olan ilk yardım sayesinde hayata yeniden tutunulabilinir. İlk yardımın önemi oldukça büyüktür.
Peki, ilk yardım çantasında Bulunası Gereken Malzemeler Nelerdir?
Yaraları kapamak için olarak 1 kutu steril kare gaz bezi Sargı malzemesi olarak; 10 cm’lik 1 paket elastik bandaj 1 kutu Yapışkanlı rulo bant 1 paket rulo sargı bezi 1 paket yara bandı Böcek ısırmalarını önlemek amaçlı sprey 1 kutu İnce lastik eldiven Yara temizliği için antiseptik solüsyon Çengelli iğne Makas
Kaynak.7gunsaglik
İlk Yardım Haberleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İlk Yardım Haberleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kene Vakasında İlkyardım Ve Tedavi
Uzmanlar kene yapışmasında kesinlikle kendi kendimize müdahale etmemeiz gerektiğini vurguluyor.
Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, vücuda tutunan kenenin, sadece sağlık personelince değil, uygun yöntemlerle herkes tarafından çıkarılabileceğini söyledi.
Dökmetaş, yaptığı açıklamada, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına yol açan kenelerin, daha çok Kelkit Vadisi civarında görüldüğünü belirtti.
Dünyada en fazla KKKA olgusunun, CÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde takip edildiğine dikkati çeken Dökmetaş, havaların ısınmasıyla toprak altından ve ağaç kovuklarından çıkmaya başlayan kenelere, daha çok çalılık alanlarda ve yabani hayvanların yaşadığı bölgelerde rastlandığını ifade etti.
Kenelerin bulunduğu alanlarda yaşayanlara veya pikniğe gidenlere koruyucu tedbirler almalarını öneren Dökmetaş, pantolonun paçasının çorap içine alınmasının ve eve dönünce vücutta kene kontrolü yapılmasının önemli olduğunu dile getirdi.
“Önemli olan kenenin bilinçli bir şekilde vücuttan çıkarılması”
Prof. Dr. Dökmetaş, vücuda yapışan kenenin, zaman kaybetmeden çıkarılmasının önemine dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Vatandaş, çoğu zaman 'keneyi biz mi çıkaralım, sağlık merkezlerinde mi çıkarttıralım?' diye kararsız kalıyor. Genellikle doktorların çıkarması gerektiği söyleniyor ancak kene insan vücudunda ne kadar uzun süre kalırsa virüsü bulaştırma riski o kadar artar. Bunun için kenenin bir an önce çıkarılması lazım. Uzman sağlık memuru, hemşire ve doktorun yanı sıra kene çıkarma kartları ve 'penset' denilen cerrahi setler kullanarak vatandaşlar da bu işlemi yapabilir. Önemli olan, kenenin bilinçli şekilde vücuttan çıkarılması. Sağlık personeli de vatandaş da çıkarabilir ancak keneyi kırmamak, yakmamak ve hayvanın üzerinde sigara söndürmemek lazım."
“Türkiye’de aşı çalışmaları devam ediyor”
Vücuttan çıkarılan kenenin rastgele atılmaması gerektiğini vurgulayan Dökmetaş, kenenin çukura gömülebileceğini veya kaba konularak sağlık kuruluşuna götürülebileceğini söyledi.
Kanama, halsizlik, bulantı, kusma ve karın ağrısı şikayeti olanlara hastaneye başvurmasını öneren Dökmetaş, hastalara kan incelemelerini yaptıktan sonra destek tedavisi uyguladıklarını, KKKA hastalığında yüzde 93-94 oranında başarı sağladıklarını kaydetti.
Dökmetaş, hastalığa yol açan virüse karşı Türkiye'de yürütülen aşı çalışmalarının devam ettiğini ancak aşının geliştirilmesinin zaman alacağını sözlerine ekledi.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com
Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, vücuda tutunan kenenin, sadece sağlık personelince değil, uygun yöntemlerle herkes tarafından çıkarılabileceğini söyledi.
Dökmetaş, yaptığı açıklamada, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına yol açan kenelerin, daha çok Kelkit Vadisi civarında görüldüğünü belirtti.
Dünyada en fazla KKKA olgusunun, CÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde takip edildiğine dikkati çeken Dökmetaş, havaların ısınmasıyla toprak altından ve ağaç kovuklarından çıkmaya başlayan kenelere, daha çok çalılık alanlarda ve yabani hayvanların yaşadığı bölgelerde rastlandığını ifade etti.
Kenelerin bulunduğu alanlarda yaşayanlara veya pikniğe gidenlere koruyucu tedbirler almalarını öneren Dökmetaş, pantolonun paçasının çorap içine alınmasının ve eve dönünce vücutta kene kontrolü yapılmasının önemli olduğunu dile getirdi.
“Önemli olan kenenin bilinçli bir şekilde vücuttan çıkarılması”
Prof. Dr. Dökmetaş, vücuda yapışan kenenin, zaman kaybetmeden çıkarılmasının önemine dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Vatandaş, çoğu zaman 'keneyi biz mi çıkaralım, sağlık merkezlerinde mi çıkarttıralım?' diye kararsız kalıyor. Genellikle doktorların çıkarması gerektiği söyleniyor ancak kene insan vücudunda ne kadar uzun süre kalırsa virüsü bulaştırma riski o kadar artar. Bunun için kenenin bir an önce çıkarılması lazım. Uzman sağlık memuru, hemşire ve doktorun yanı sıra kene çıkarma kartları ve 'penset' denilen cerrahi setler kullanarak vatandaşlar da bu işlemi yapabilir. Önemli olan, kenenin bilinçli şekilde vücuttan çıkarılması. Sağlık personeli de vatandaş da çıkarabilir ancak keneyi kırmamak, yakmamak ve hayvanın üzerinde sigara söndürmemek lazım."
“Türkiye’de aşı çalışmaları devam ediyor”
Vücuttan çıkarılan kenenin rastgele atılmaması gerektiğini vurgulayan Dökmetaş, kenenin çukura gömülebileceğini veya kaba konularak sağlık kuruluşuna götürülebileceğini söyledi.
Kanama, halsizlik, bulantı, kusma ve karın ağrısı şikayeti olanlara hastaneye başvurmasını öneren Dökmetaş, hastalara kan incelemelerini yaptıktan sonra destek tedavisi uyguladıklarını, KKKA hastalığında yüzde 93-94 oranında başarı sağladıklarını kaydetti.
Dökmetaş, hastalığa yol açan virüse karşı Türkiye'de yürütülen aşı çalışmalarının devam ettiğini ancak aşının geliştirilmesinin zaman alacağını sözlerine ekledi.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com
Kan Bağışında Rekor Artış
Ülkemizde her geçen gün daha da bilinçlenen insanlar yardıma koşuyor. Kan bağışçılarının sayısı artmakta. Kan bağışında rekor artış yaşanıyor.
Türkiye kan bağışında rekor üstüne rekor kırıyor. Geçen yıl 1milyon 470 bin ünite kan bağışı yapıldı.
TRT Haber’de Özel Gündem’e konuk olan Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, hem bağış kampanyalarını hem de Suriye’deki ihtiyaç sahiplerine yapılan yardımları anlattı.
Türkiye kan bağışında örnek oldu. 7 yıl önce yılda 250 bin ünite kan toplanırken, geçen yıl bu rakam 1 buçuk milyon üniteye yaklaştı.
Kan bağışındaki rekor artış
TRT Haber’in "Özel Gündem" programına konuk olan Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, Türkiye’deki kan bağışı artışına dikkat çekti.
Akar, "2012 yılında 1 milyon 470 bin ünite kana ulaştık. 2013’te de 2 milyon kana ulaşacağız. Farkındalık çalışmaları yürütmeye çalışıyoruz. Ne kadar elzem bir ihtiyaç olduğunu, ne kadar önemli ve sevap olduğunu, dini anlayışımıza uygun olduğunu, onu görmeden de Allah rızası için yardım ediyorsunuz. Bu çok ulvi bir bağış. Bütün vatandaşları bir kere daha kan bağışı yapmalarını istirham ediyorum" dedi.
Suriyeliyere sıfır noktasında yapılan yardım
Kızılay’ın çalışmalarını da anlatan Akar, Suriyelilere sıfır noktasında yapılan yiyecek yardımlarına değindi.
Akar, "Tarım Bakanlığı bize 50 bin ton buğday karşılığında 38 bin ton un bağışladı. 625 tonunu geçen gün ilk partisini Tarım Bakanımız Mehdi Ekerle uğurladık. Sıfır noktasına, ordan karşıdan gelenlere teslim ediyoruz. onlar gitti. Un akışı devam ediyor. Kadın ihtiyaç malzemeleri, bebek maması, onların buraya gelmeye ihtiyaç duymamasını sağlamaya çalışıyoruz" diye konuştu.
Kaynak.7gunsaglik
Türkiye kan bağışında rekor üstüne rekor kırıyor. Geçen yıl 1milyon 470 bin ünite kan bağışı yapıldı.
TRT Haber’de Özel Gündem’e konuk olan Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, hem bağış kampanyalarını hem de Suriye’deki ihtiyaç sahiplerine yapılan yardımları anlattı.
Türkiye kan bağışında örnek oldu. 7 yıl önce yılda 250 bin ünite kan toplanırken, geçen yıl bu rakam 1 buçuk milyon üniteye yaklaştı.
Kan bağışındaki rekor artış
TRT Haber’in "Özel Gündem" programına konuk olan Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, Türkiye’deki kan bağışı artışına dikkat çekti.
Akar, "2012 yılında 1 milyon 470 bin ünite kana ulaştık. 2013’te de 2 milyon kana ulaşacağız. Farkındalık çalışmaları yürütmeye çalışıyoruz. Ne kadar elzem bir ihtiyaç olduğunu, ne kadar önemli ve sevap olduğunu, dini anlayışımıza uygun olduğunu, onu görmeden de Allah rızası için yardım ediyorsunuz. Bu çok ulvi bir bağış. Bütün vatandaşları bir kere daha kan bağışı yapmalarını istirham ediyorum" dedi.
Suriyeliyere sıfır noktasında yapılan yardım
Kızılay’ın çalışmalarını da anlatan Akar, Suriyelilere sıfır noktasında yapılan yiyecek yardımlarına değindi.
Akar, "Tarım Bakanlığı bize 50 bin ton buğday karşılığında 38 bin ton un bağışladı. 625 tonunu geçen gün ilk partisini Tarım Bakanımız Mehdi Ekerle uğurladık. Sıfır noktasına, ordan karşıdan gelenlere teslim ediyoruz. onlar gitti. Un akışı devam ediyor. Kadın ihtiyaç malzemeleri, bebek maması, onların buraya gelmeye ihtiyaç duymamasını sağlamaya çalışıyoruz" diye konuştu.
Kaynak.7gunsaglik
Bilinçli İlk Yardımla Hayat Kurtarabiliriz
İlk yardım illa ki profesyonel kişiler tarafından yapılmaz. Kuralları doğru bilen tecrübeli bir kişi de olay yerinde müdahale edip hayat kurtarabilir..
Profesyonel yardım ekipleri gelene kadar hasta ve yaralı kişiye ani olarak yapılan yardım olarak tanımlanan ilk yardımla ilgili merak edilenleri, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Bölümü Uzmanı Dr. Damla Aktan anlattı.
İlk yardımın sadece fiziksel yaralanmaya yönelik değil; aynı zamanda travmatik bir olaydan kaynaklı olarak yaşanılan duygusal ve stresin azaltılması için psikososyal destekte birincil yardım olarak kabul edildiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Aktan şu açıklamalarda bulundu: “Acil durumların kötü sonuçlarını azaltmada en etkili yol, doğru ilkyardımdır. Zehirlenmelerden, trafik kazalarına kadar karşılaşılabilinen sorunlarda doğru ilk yardım uygulaması için öncelikle uzman eğitimcilerden eğitim alınması gerekir. Ülkemizdeki trafik terörü, ilk yardım konusunda çok daha duyarlı olmamızı gerektiriyor. Kaza ölümlerinin yaklaşık %10’u ilk 5 dakikada, yaklaşık % 50’si ise ilk yarım saatte yaşanır. Bu nedenle ilkyardım eğitimi almış kişilerin kaza yerindeki müdahaleleri, ölümlerin yarısını engelleyebilir; sakatlıkları azaltabilir. İlk yardımın hayat kurtarmadaki önemi tartışılmaz. Doğru şekilde uygulandığında basit bir sıyrığın bilinçli olarak tedavi edilip enfekte bir yaraya dönüşmesi engellenirken; büyük bir kazada yaşam savaşı vermekte olan kişiye yaşama döndürmeye kadar başarılı sonuçlar alınabilir. Bilinçsiz ve bilgisiz şekilde uygulanan ilkyardım bir hayata mal olabilir. İlkyardım, olayın gerçekleştiği yerde hemen ve bilinçli şekilde yapılırsa başarılı olur. Tüm toplumun bilmesi gereken ilk yardım kuralı; herkesin kendisine, yakınına veya yabancı bir kişiye bilinçli ve uygun şekilde ilkyardım yapmasının insanlık görevi olduğudur. Bunu yaparken de ‘önce zarar verme’ prensibini unutmamak gerekir.”
İlk yardımda yapılması gerekenler
• Kendinizin ve ortamın güvenliğini sağlayın
Olay bir trafik kazası ise kaza yapan araç yol kenarına çekilmeli, aracın kontağı kapatılmalı, kaza yerinden öncesine trafiği kapatıcı işaretler konmalı, patlama tehlikesi düşünülerek sigara içilmemelidir.
• Yardım isteyin
Yardım çağırırken ihtiyaca göre en uygun merkezi olan ve Türkiye’nin her yerinden ulaşılabilen 112 Acil Yardım’ı arayın. 112 ile konuşurken;
• Kendinizi tanıtın, olayın içeriği ile ilgili net ve kısa bilgiler verin.
• Sakin olun.
• Adres bilgilerini açık olarak verin.
• Yaralı sayısı ve yaralıların durumu hakkında gerekli bilgileri aktarın.
• İlk yardım yapıldıysa, yardımın ne şekilde yapıldığı hakkında bilgi verin
• 112’deki görevli tüm bilgileri aldığını söyleyene dek telefonu kapatmayın. Hasta ya da yaralılara yapılacak ilkyardımla ilgili bilgi akışını sürdürebilmek için mümkünse hatta kalın.
• Yardımcı olacağınız insanların iznini alın
Olay yerinde sakin bir şekilde çevredekilere yardımcı olmak için konu hakkında bilgi sahibi olduğunuzu belirtin.
• Kazazede ya da hastayı doğru değerlendirin. Bunun için;
- Soru sorarak veya dokunarak bilinç durumunu kontrol edin.
- Solunum kontrolü yapın; gerekirse solunum yolu açıklığı sağlamaya çalışın.
- Kan dolaşımını kontrol edin.
- Ağır kanama varsa durdurmak için gerekli önlemleri alın.
- Baş bölgesinde yara, kanama olup olmadığını kontrol edin.
- Boynunda herhangi bir problem olup olmadığını denetlemek için oynattığınızda en küçük bir ağrı belirtisi var mı dikkat edin.
- İç organların yaralanma ihtimalini düşünerek karın bölgesini yaralara karşı kontrol ederken ağrı olup olmadığını sorun.
- Kollar ve bacaklarında şekil bozukluğu ve yaralanma olup olmadığına bakın.
- Bütün bu fiziksel kontrolleri yaparken hastayı mümkün olduğu kadar az hareket ettirin.
Doğru değerlendirme hayat kurtarır
Kazazedenin ya da hastanın içinde bulunduğu durumu anlayabilmek için öncelikli olarak bazı bulguları değerlendirin. Hayati fonksiyonlar adı verilen bu bulgular;
1. Şuur: Acil durumdaki hastada ilk yapılması gereken bilinç düzeyini kontrol etmektir. Sesli ve sonrasında
sarsarak yanıt almaya çalışılır.
2. Solunum: Solunumun var olup olmadığı dinleyerek, hissetmeye çalışarak gözlenir. Solunum olabilmesi için
havayolunun açık olması gerekir. Şuur bulanık veya kapalı olan hastada dil geriye düşer, havayolu tıkanır, nefes alamaz. Aynı şekilde ağız içinde yabancı madde gıda artığı var ise solunum yolları tıkanabilir. Hastanın ağzı temizlenir. Baş geriye çene yukarı getirilir. Solunumu olan ancak şuuru kapalı olan hasta yan pozisyona getirilmelidir. Hava yolu açıklığı sağlamış olmak ve solunumu güvenli hale getirmek profesyonel tıbbi destek gelene kadar bu pozisyonda takip etmek hayat kurtarıcı olabilir.
3. Nabız ve dolaşım: Nabız alınamıyor, solunum ve dolaşım yok ise hemen canlandırma işlemlerine başlamak
gerekir. Buna temel yaşam desteği denir. Doğru uygulamaları yapmak için bu konuda yetkili olan kişilerden eğitim almak en uygunudur.
Kaynak.7gunsaglik
Profesyonel yardım ekipleri gelene kadar hasta ve yaralı kişiye ani olarak yapılan yardım olarak tanımlanan ilk yardımla ilgili merak edilenleri, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Bölümü Uzmanı Dr. Damla Aktan anlattı.
İlk yardımın sadece fiziksel yaralanmaya yönelik değil; aynı zamanda travmatik bir olaydan kaynaklı olarak yaşanılan duygusal ve stresin azaltılması için psikososyal destekte birincil yardım olarak kabul edildiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Aktan şu açıklamalarda bulundu: “Acil durumların kötü sonuçlarını azaltmada en etkili yol, doğru ilkyardımdır. Zehirlenmelerden, trafik kazalarına kadar karşılaşılabilinen sorunlarda doğru ilk yardım uygulaması için öncelikle uzman eğitimcilerden eğitim alınması gerekir. Ülkemizdeki trafik terörü, ilk yardım konusunda çok daha duyarlı olmamızı gerektiriyor. Kaza ölümlerinin yaklaşık %10’u ilk 5 dakikada, yaklaşık % 50’si ise ilk yarım saatte yaşanır. Bu nedenle ilkyardım eğitimi almış kişilerin kaza yerindeki müdahaleleri, ölümlerin yarısını engelleyebilir; sakatlıkları azaltabilir. İlk yardımın hayat kurtarmadaki önemi tartışılmaz. Doğru şekilde uygulandığında basit bir sıyrığın bilinçli olarak tedavi edilip enfekte bir yaraya dönüşmesi engellenirken; büyük bir kazada yaşam savaşı vermekte olan kişiye yaşama döndürmeye kadar başarılı sonuçlar alınabilir. Bilinçsiz ve bilgisiz şekilde uygulanan ilkyardım bir hayata mal olabilir. İlkyardım, olayın gerçekleştiği yerde hemen ve bilinçli şekilde yapılırsa başarılı olur. Tüm toplumun bilmesi gereken ilk yardım kuralı; herkesin kendisine, yakınına veya yabancı bir kişiye bilinçli ve uygun şekilde ilkyardım yapmasının insanlık görevi olduğudur. Bunu yaparken de ‘önce zarar verme’ prensibini unutmamak gerekir.”
İlk yardımda yapılması gerekenler
• Kendinizin ve ortamın güvenliğini sağlayın
Olay bir trafik kazası ise kaza yapan araç yol kenarına çekilmeli, aracın kontağı kapatılmalı, kaza yerinden öncesine trafiği kapatıcı işaretler konmalı, patlama tehlikesi düşünülerek sigara içilmemelidir.
• Yardım isteyin
Yardım çağırırken ihtiyaca göre en uygun merkezi olan ve Türkiye’nin her yerinden ulaşılabilen 112 Acil Yardım’ı arayın. 112 ile konuşurken;
• Kendinizi tanıtın, olayın içeriği ile ilgili net ve kısa bilgiler verin.
• Sakin olun.
• Adres bilgilerini açık olarak verin.
• Yaralı sayısı ve yaralıların durumu hakkında gerekli bilgileri aktarın.
• İlk yardım yapıldıysa, yardımın ne şekilde yapıldığı hakkında bilgi verin
• 112’deki görevli tüm bilgileri aldığını söyleyene dek telefonu kapatmayın. Hasta ya da yaralılara yapılacak ilkyardımla ilgili bilgi akışını sürdürebilmek için mümkünse hatta kalın.
• Yardımcı olacağınız insanların iznini alın
Olay yerinde sakin bir şekilde çevredekilere yardımcı olmak için konu hakkında bilgi sahibi olduğunuzu belirtin.
• Kazazede ya da hastayı doğru değerlendirin. Bunun için;
- Soru sorarak veya dokunarak bilinç durumunu kontrol edin.
- Solunum kontrolü yapın; gerekirse solunum yolu açıklığı sağlamaya çalışın.
- Kan dolaşımını kontrol edin.
- Ağır kanama varsa durdurmak için gerekli önlemleri alın.
- Baş bölgesinde yara, kanama olup olmadığını kontrol edin.
- Boynunda herhangi bir problem olup olmadığını denetlemek için oynattığınızda en küçük bir ağrı belirtisi var mı dikkat edin.
- İç organların yaralanma ihtimalini düşünerek karın bölgesini yaralara karşı kontrol ederken ağrı olup olmadığını sorun.
- Kollar ve bacaklarında şekil bozukluğu ve yaralanma olup olmadığına bakın.
- Bütün bu fiziksel kontrolleri yaparken hastayı mümkün olduğu kadar az hareket ettirin.
Doğru değerlendirme hayat kurtarır
Kazazedenin ya da hastanın içinde bulunduğu durumu anlayabilmek için öncelikli olarak bazı bulguları değerlendirin. Hayati fonksiyonlar adı verilen bu bulgular;
1. Şuur: Acil durumdaki hastada ilk yapılması gereken bilinç düzeyini kontrol etmektir. Sesli ve sonrasında
sarsarak yanıt almaya çalışılır.
2. Solunum: Solunumun var olup olmadığı dinleyerek, hissetmeye çalışarak gözlenir. Solunum olabilmesi için
havayolunun açık olması gerekir. Şuur bulanık veya kapalı olan hastada dil geriye düşer, havayolu tıkanır, nefes alamaz. Aynı şekilde ağız içinde yabancı madde gıda artığı var ise solunum yolları tıkanabilir. Hastanın ağzı temizlenir. Baş geriye çene yukarı getirilir. Solunumu olan ancak şuuru kapalı olan hasta yan pozisyona getirilmelidir. Hava yolu açıklığı sağlamış olmak ve solunumu güvenli hale getirmek profesyonel tıbbi destek gelene kadar bu pozisyonda takip etmek hayat kurtarıcı olabilir.
3. Nabız ve dolaşım: Nabız alınamıyor, solunum ve dolaşım yok ise hemen canlandırma işlemlerine başlamak
gerekir. Buna temel yaşam desteği denir. Doğru uygulamaları yapmak için bu konuda yetkili olan kişilerden eğitim almak en uygunudur.
Kaynak.7gunsaglik
Zehirlenmelere Karşı Alınacak Tedbirler Nelerdir?
Soba ve kombi zehirlenmeleri son zamanlarda arttı ve malesef ölümler de arttı. Peki zehirlenmelere karşı neler yapılabilir, ilkyardım teknikleri nelerdir?
Özellikle kış aylarında yüzlerce kişi ısınma amaçlı yakılan soba ya da kombiden çıkan karbon monoksit gazından zehirleniyor. Acil Sağlık Operasyonlardan Sorumlu Direktör Barış Mutluer,bu zehirlenmeler ve yapılması gerekenler hakkında bizleri bilgilendirdi.
Soba veya kombi zehirlenmelerinin; hafif baş ağrısından, komaya ve felce kadar giden ciddi sonuçları vardır. Karbon monoksitle meydana gelen zehirlenmelerde kısa süre içerisinde tıbbi müdahale yapılmazsa, zehirlenmeler ölümle de sonlanabilir. Bu nedenle soba kullanılırken boru ve baca temizliğine dikkat edilmesi gerekir.
Zehirlenmelerin belirtileri
Hafif zehirlenmelerde uyku hali, yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı gibi şikayetler görülür. Daha ağır zehirlenmelerde baş ağrısı şiddetlenir. Muhakeme bozukluğu, görme bozukluğu, hızlı nabız, hızlı solunum, kan basıncı düşmesi, nöbetler ve bayılma ortaya çıkabilir. Son aşamada solunum yetmezliği ve hızla gelişen ölümcül koma hali görülür.
Karbon monoksit zehirlenmesinde ilk yardım
Zehirlenen kişi öncelikle temiz havaya çıkarılmalıdır. Aynı zamanda ilk yardım ekiplerine de haber vererek en doğru müdahalenin yapılması sağlanmalıdır. Ekipler gelene kadar suni solunum ile hastaya ilk müdahale yapılabilir.
İlk yardım ekipleri, solunumu olmayan ve nabzı alınamayan hastalara temel yaşam desteği başlatacaktır. Dokulardaki oksijensizliği gidermek ve kandaki karbon monoksiti temizlemek için de hastalara oksijen verilir. Bunun yanı sıra gerekli görülmesi halinde hastalara solunum ve dolaşım açıcı ilaçlar verilir. Gerekli durumlarda da kalp masajı yapılır.
Soba veya kombi zehirlenmelerine karşı alınabilecek önlemler
* Hava durumu düzenli olarak takip edilmeli, özellikle lodoslu havalarda soba veya kombi kullanılmamalı.
* Oksijen eksilme sensoru bulunmayan sobalar ve piknik tüplerine takılan ısıtıcılar evlerde ve iş yerlerinde kesinlikle kullanılmamalı.
* Soba kurulmadan önce baca temizliği yapılmalı, fazla dirsek kullanmaktan kaçınılmalı. Dirsek ve boru ekleme yerleri, baca giriş ağzı hava sızdırmaz olmalı.
* Soba kurarken profesyonel destek alınmalı, sobalar duvarlardan en az 1-1.5 metre uzak olmalı.
* Sobalar günlük temizlenmeli, kaliteli odun ve kömür seçilmeli. Sobanın ve kombinin kurulu olduğu odada yatılmamalı; yatmak gerekiyor ise oda ve kombi mutlaka söndürülmeli.
Kaynak.7gunsaglik
Özellikle kış aylarında yüzlerce kişi ısınma amaçlı yakılan soba ya da kombiden çıkan karbon monoksit gazından zehirleniyor. Acil Sağlık Operasyonlardan Sorumlu Direktör Barış Mutluer,bu zehirlenmeler ve yapılması gerekenler hakkında bizleri bilgilendirdi.
Soba veya kombi zehirlenmelerinin; hafif baş ağrısından, komaya ve felce kadar giden ciddi sonuçları vardır. Karbon monoksitle meydana gelen zehirlenmelerde kısa süre içerisinde tıbbi müdahale yapılmazsa, zehirlenmeler ölümle de sonlanabilir. Bu nedenle soba kullanılırken boru ve baca temizliğine dikkat edilmesi gerekir.
Zehirlenmelerin belirtileri
Hafif zehirlenmelerde uyku hali, yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı gibi şikayetler görülür. Daha ağır zehirlenmelerde baş ağrısı şiddetlenir. Muhakeme bozukluğu, görme bozukluğu, hızlı nabız, hızlı solunum, kan basıncı düşmesi, nöbetler ve bayılma ortaya çıkabilir. Son aşamada solunum yetmezliği ve hızla gelişen ölümcül koma hali görülür.
Karbon monoksit zehirlenmesinde ilk yardım
Zehirlenen kişi öncelikle temiz havaya çıkarılmalıdır. Aynı zamanda ilk yardım ekiplerine de haber vererek en doğru müdahalenin yapılması sağlanmalıdır. Ekipler gelene kadar suni solunum ile hastaya ilk müdahale yapılabilir.
İlk yardım ekipleri, solunumu olmayan ve nabzı alınamayan hastalara temel yaşam desteği başlatacaktır. Dokulardaki oksijensizliği gidermek ve kandaki karbon monoksiti temizlemek için de hastalara oksijen verilir. Bunun yanı sıra gerekli görülmesi halinde hastalara solunum ve dolaşım açıcı ilaçlar verilir. Gerekli durumlarda da kalp masajı yapılır.
Soba veya kombi zehirlenmelerine karşı alınabilecek önlemler
* Hava durumu düzenli olarak takip edilmeli, özellikle lodoslu havalarda soba veya kombi kullanılmamalı.
* Oksijen eksilme sensoru bulunmayan sobalar ve piknik tüplerine takılan ısıtıcılar evlerde ve iş yerlerinde kesinlikle kullanılmamalı.
* Soba kurulmadan önce baca temizliği yapılmalı, fazla dirsek kullanmaktan kaçınılmalı. Dirsek ve boru ekleme yerleri, baca giriş ağzı hava sızdırmaz olmalı.
* Soba kurarken profesyonel destek alınmalı, sobalar duvarlardan en az 1-1.5 metre uzak olmalı.
* Sobalar günlük temizlenmeli, kaliteli odun ve kömür seçilmeli. Sobanın ve kombinin kurulu olduğu odada yatılmamalı; yatmak gerekiyor ise oda ve kombi mutlaka söndürülmeli.
Kaynak.7gunsaglik
Besin Zehirlenmesi Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Ham meyve ve sebzelerde tehlikeli listeriosis salgını geçmiş yıllarda büyük sağlık sorunlarına yol açmıştır.
Bakterili bir çiftlikte yetişen ham kavun gibi meyve ve sebzeler enfeksiyona sebep olur, ateş, kas ağrıları, mide sorunları ve ishale neden olur. İyi temizlenmiş ve buzdolabında soğuk ayarda saklanan ham olmayan besinleri tüketin. Yoğurt, peynir çiğ sütle yapılan süt ürünleri de risklidir. Sadece şoklama ve soğutma ya da kaynatma ile bu ürünlerdeki bakteri ölmez. Yaşlılar, hamileler, zayıflar ve bağışıklığı güçsüz kişiler risktedir. Pastörize ürünleri satın alın.
Kümes hayvanları ve yumurtada da taze ürünleri alın. Domates, biber ve salata yeşilliklerde de dikkatli olun. Çiğ ve az pişmiş besinlerden kaçının. Sıcak ve nemli ortamda yetişen ürünlere dikkat edin. Bebek ve yaşlılarda bu enfeksiyonlar çok ciddi hatta ölümcül olabilir. İyice yıkanan, kurutulan ve buzdolabında saklanan ürünleri tüketin. Çiğ et özellikle kıymadan kaçının. E. Coli bakterisi çiğ ette yaygındır. Özellikle bakteriler kıymada birikir.
Konserve gıdalarda riskli sınıfındadır. Bal, et, fermente ürünler, tuzlu balık konserveleri özellikle bebekler için ölümcül olabilir. Kabuklu deniz ürünleri yosunlu ürünler de gelgitten nasibini alır. Toksin yüksek oranda olabilir. Di ve dudaklarda karıncalanma, nefes darlığı, ve nihai felç görülebilir. Zehirlenme belirtileri 30 dakika içinde gelişir. Deniz yosunu ve orfozda belirtiler, kollarda veya bacaklarda yanma veya ağrılı karıncalanma, baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, ishal, halüsinasyonlar ve sıcaklık değişimidir.
Nörolojik belirtilerde doktorunuza başvurun. Yüksek ateş, kanlı dışkı, uzun süreli kusma, 3 günden fazla süren ishal, ağız kuruluğu, baş ağrısı, az idrar zehirlenme belirtileridir. Ellerinizi ve gıdaları iyice yıkayın. Mutfak eşyaları ve tezgahı temizleyin. Akan su altında temizleyip kurutun. Marul ve lahananın dış yapraklarını atın. Et, tavuk ve yumurtayı uygun sıcaklıkta pişirin. Sıcak soğuk değişimie dikkat edin.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com
Bakterili bir çiftlikte yetişen ham kavun gibi meyve ve sebzeler enfeksiyona sebep olur, ateş, kas ağrıları, mide sorunları ve ishale neden olur. İyi temizlenmiş ve buzdolabında soğuk ayarda saklanan ham olmayan besinleri tüketin. Yoğurt, peynir çiğ sütle yapılan süt ürünleri de risklidir. Sadece şoklama ve soğutma ya da kaynatma ile bu ürünlerdeki bakteri ölmez. Yaşlılar, hamileler, zayıflar ve bağışıklığı güçsüz kişiler risktedir. Pastörize ürünleri satın alın.
Kümes hayvanları ve yumurtada da taze ürünleri alın. Domates, biber ve salata yeşilliklerde de dikkatli olun. Çiğ ve az pişmiş besinlerden kaçının. Sıcak ve nemli ortamda yetişen ürünlere dikkat edin. Bebek ve yaşlılarda bu enfeksiyonlar çok ciddi hatta ölümcül olabilir. İyice yıkanan, kurutulan ve buzdolabında saklanan ürünleri tüketin. Çiğ et özellikle kıymadan kaçının. E. Coli bakterisi çiğ ette yaygındır. Özellikle bakteriler kıymada birikir.
Konserve gıdalarda riskli sınıfındadır. Bal, et, fermente ürünler, tuzlu balık konserveleri özellikle bebekler için ölümcül olabilir. Kabuklu deniz ürünleri yosunlu ürünler de gelgitten nasibini alır. Toksin yüksek oranda olabilir. Di ve dudaklarda karıncalanma, nefes darlığı, ve nihai felç görülebilir. Zehirlenme belirtileri 30 dakika içinde gelişir. Deniz yosunu ve orfozda belirtiler, kollarda veya bacaklarda yanma veya ağrılı karıncalanma, baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, ishal, halüsinasyonlar ve sıcaklık değişimidir.
Nörolojik belirtilerde doktorunuza başvurun. Yüksek ateş, kanlı dışkı, uzun süreli kusma, 3 günden fazla süren ishal, ağız kuruluğu, baş ağrısı, az idrar zehirlenme belirtileridir. Ellerinizi ve gıdaları iyice yıkayın. Mutfak eşyaları ve tezgahı temizleyin. Akan su altında temizleyip kurutun. Marul ve lahananın dış yapraklarını atın. Et, tavuk ve yumurtayı uygun sıcaklıkta pişirin. Sıcak soğuk değişimie dikkat edin.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com
Donmaya Karşı İlk Yardım Tedavi Seçenekleri
1.Derhal acil tıp yardımı çağırın. Ambulansı arayıp detaylı ve kısa bilgiler verin.
Ambulans imkanı yoksa doktora ya da acil servise götürün.
2.Donan kişiye sıcaklık sağlayın. Hemen önce ortamı ılıklaştırın sonra sıcak olmasını sağlayın. Doktor görene kadar ıslak giysilerini çıkarın. Gerek olmadıkça donan parmaklarının üzerinde yürütmeyin. Ortam ılınıncaya kadar donan kişiye direkt sıcaklık vermeyin.
Birden ısınmak kişide hasara yol açabilir. Deri kızarana ve sıcaklaşana dek ılık suyla cildini ovalayın. Su yoksa ellerinizi ve nefesinizi kullanarak vücuda sıcaklık sağlayın. Isıtma pedleri, radyatör ya da soba gibi doğrudan ısıtıcıları hastaya uygulamayın. Deriyi ve donan kabaran bölgeleri masajla ovun.
3.Kuru ve steril bir pansuman yapın. Gazlı bezle yaralı alanları gevşekçe bağlayın. Parmak aralarına pamuklar sararak el ve ayak parmaklarını sarın.
4.Hastanede takip halinde olun. Muayene alanının sıcak olmasını sağlayın. Su veya ağrı kesici ilaçlarla sıvı sağlanmalıdır. Tetanoz aşısı uygulanabilir. Birkaç gün hastanede kalınabilir.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com
Ambulans imkanı yoksa doktora ya da acil servise götürün.
2.Donan kişiye sıcaklık sağlayın. Hemen önce ortamı ılıklaştırın sonra sıcak olmasını sağlayın. Doktor görene kadar ıslak giysilerini çıkarın. Gerek olmadıkça donan parmaklarının üzerinde yürütmeyin. Ortam ılınıncaya kadar donan kişiye direkt sıcaklık vermeyin.
Birden ısınmak kişide hasara yol açabilir. Deri kızarana ve sıcaklaşana dek ılık suyla cildini ovalayın. Su yoksa ellerinizi ve nefesinizi kullanarak vücuda sıcaklık sağlayın. Isıtma pedleri, radyatör ya da soba gibi doğrudan ısıtıcıları hastaya uygulamayın. Deriyi ve donan kabaran bölgeleri masajla ovun.
3.Kuru ve steril bir pansuman yapın. Gazlı bezle yaralı alanları gevşekçe bağlayın. Parmak aralarına pamuklar sararak el ve ayak parmaklarını sarın.
4.Hastanede takip halinde olun. Muayene alanının sıcak olmasını sağlayın. Su veya ağrı kesici ilaçlarla sıvı sağlanmalıdır. Tetanoz aşısı uygulanabilir. Birkaç gün hastanede kalınabilir.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com
Burkulma Ve Çürümeye Karşı Ağrı Giderme Yöntemleri
Burkulmalar kemik kas ve tendonlarda görülen hasarlardır. Kemikler arası dokulardaki bağların hasara uğramasıdır.
Bu tür burkulma, çürüme ve aşınma yaralanmalarında en iyi tedavi istirahat, yükseğe kaldırma, buz kompresidir.
Dinlenme. Burkulma ve kasılmalarda iyileşmeye yardımcı en ideal tedavi seçeneklerinden biridir. Hareket ettirmemek sabitlemek ve dinlenmek en güzelidir. Yaralanma yerine bağlı olarak birkaç günlük yatak istirahati ciddi durumlarda da daha fazla süren dinlenmeler yardımcıdır.
Koltuk değnekleri ve baston da gerekebilir. Burkulma ve gerginlik şiddetlenirse fizik tedaviye gidilebilir. Doktorunuz en iyi tedavisi seçecektir. Her durumda aktiviteyi sınırlandırmak ve yavaş hareket etmek gerekmektedir.
Buz. Buz koymak ağrıyı ve şişliyi azaltır ve önler. Anında buz koymak gerekir. İlk 24 saat içinde 20-30 dakikalık bir soğuk baskı uygulaması önerilir. Soğuk kompres ile devam edilmelidir. Dondurulmuş bezelye paketleri işe yarayabilir.
Havluya sarılı buz küpleriyle dolu bir poşet de olabilir. İlk bir gün ısıya maruz kalmayın. Ancak ertesi gün kasları gevşetmek ve ağrıyı azaltmak için sıcak kullanılmalıdır.
Sıkıştırma ve baskılama. Şişliği azaltan baskılama mutlaka yapılmalıdır. Bandajla sıkıştırma ve gergince sarma iyileşmeyi hızlandırır. Doktorunuzdan uygulama hakkında bilgi alın.
Sağlık personeline uygulatmak en doğrusudur.
Yükseklik. Kalp seviyesinden yüksekte tutulan yaralı ve burkulu yerler daha çabuk iyileşir. Şişme ve ağrı daha az görülür. Yerçekimi şişliği azaltır ve basıncı rahatlatır.
Diğer burkulma tedavileri ise şöyledir.
Eklem hareket kaybını uzun süreli tedavilerle ve cihazlarla önleyebiliriz. Fizyoterapist ile uygun tedavi bulunabilir. Evde, işte uygun egzersizler de iyi gelecektir. Ameliyat da alternatif bir tedavi şeklidir.
Cilt altında kalan kan sızıntıları, morarma, kan damalarındaki hasarlar yaralanma sonrası soğuk ve yüksekte tutma tedavileriyle azalır. Renk değişimleri bir haftadan sonra geçmeye başlar. Ciddi ağrı ve şikayetlerde doktora danışın.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com
Bu tür burkulma, çürüme ve aşınma yaralanmalarında en iyi tedavi istirahat, yükseğe kaldırma, buz kompresidir.
Dinlenme. Burkulma ve kasılmalarda iyileşmeye yardımcı en ideal tedavi seçeneklerinden biridir. Hareket ettirmemek sabitlemek ve dinlenmek en güzelidir. Yaralanma yerine bağlı olarak birkaç günlük yatak istirahati ciddi durumlarda da daha fazla süren dinlenmeler yardımcıdır.
Koltuk değnekleri ve baston da gerekebilir. Burkulma ve gerginlik şiddetlenirse fizik tedaviye gidilebilir. Doktorunuz en iyi tedavisi seçecektir. Her durumda aktiviteyi sınırlandırmak ve yavaş hareket etmek gerekmektedir.
Buz. Buz koymak ağrıyı ve şişliyi azaltır ve önler. Anında buz koymak gerekir. İlk 24 saat içinde 20-30 dakikalık bir soğuk baskı uygulaması önerilir. Soğuk kompres ile devam edilmelidir. Dondurulmuş bezelye paketleri işe yarayabilir.
Havluya sarılı buz küpleriyle dolu bir poşet de olabilir. İlk bir gün ısıya maruz kalmayın. Ancak ertesi gün kasları gevşetmek ve ağrıyı azaltmak için sıcak kullanılmalıdır.
Sıkıştırma ve baskılama. Şişliği azaltan baskılama mutlaka yapılmalıdır. Bandajla sıkıştırma ve gergince sarma iyileşmeyi hızlandırır. Doktorunuzdan uygulama hakkında bilgi alın.
Sağlık personeline uygulatmak en doğrusudur.
Yükseklik. Kalp seviyesinden yüksekte tutulan yaralı ve burkulu yerler daha çabuk iyileşir. Şişme ve ağrı daha az görülür. Yerçekimi şişliği azaltır ve basıncı rahatlatır.
Diğer burkulma tedavileri ise şöyledir.
Eklem hareket kaybını uzun süreli tedavilerle ve cihazlarla önleyebiliriz. Fizyoterapist ile uygun tedavi bulunabilir. Evde, işte uygun egzersizler de iyi gelecektir. Ameliyat da alternatif bir tedavi şeklidir.
Cilt altında kalan kan sızıntıları, morarma, kan damalarındaki hasarlar yaralanma sonrası soğuk ve yüksekte tutma tedavileriyle azalır. Renk değişimleri bir haftadan sonra geçmeye başlar. Ciddi ağrı ve şikayetlerde doktora danışın.Kaynak.http://www.7gunsaglik.com
Sıcak Çarpması Belirtileri ve Tedavisi
Sıcak çarpması ve ısı yaralanmaları ciddi hastalıklardandır ve bazen ölüm sebebidir.
Güneş çarpmasında ambulansı çağırmak ve sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir. Beyin ve diğer iç organlara zarar verir, ölüme neden olabilir. Özellikle 50 yaş üstü insanları çok etkiler. Sağlıklı genç sporcularda da etkisi fazladır. Isı krampları, bayılma, ısı bitkinliği belirtileri gösterir. Genelde vücudun sıcaklık kontrol sisteminin gelişmesine neden olmaktadır yüksek sıcaklıklara uzun süre maruz kalanlarda inme de görülebilir. Susuz kalınır ve bol su içilmesi gerekir. Merkezi sinir sistemi hasar görür. Diğer yaygın belirtiler bulantı, nöbet, konfüzyon, oryantasyon bozukluğu ve bazen bilinç veya koma kaybıdır.
Diğer belirtiler arasında şunlar olabilir:
Zonklamalı baş ağrısı
Baş dönmesi ve sersemlik
Sıcağa rağmen terleme eksikliği
Kırmızı, sıcak ve kuru cilt
Kas güçsüzlüğü veya kramplar
Bulantı ve kusma
Güçlü veya zayıf ya da hızlı kalp atışı
Hızlı, sığ nefes
Davranış değişiklikleri, oryantasyon bozukluğu, ya da şaşırma hali
Nöbetler
Bilinçsizlik.
İlk yardımda kişi serin gölgeli bir yere alınır. Fazla giysileri çıkarılır. Vücut soğutulur. Direkt ıslatma veya buz paketleri uygulanabilir. Küvette yatırılabilir. Ağır hareketten kaçınmalı ve soğuk yerde durulmalıdır. Açık havada durulmamalı, açık renkler giyilmeli, güneş kremleri kullanılmalı ve sıvısız kalınmamalıdır.
Kaynak.7gunsaglik
Güneş çarpmasında ambulansı çağırmak ve sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir. Beyin ve diğer iç organlara zarar verir, ölüme neden olabilir. Özellikle 50 yaş üstü insanları çok etkiler. Sağlıklı genç sporcularda da etkisi fazladır. Isı krampları, bayılma, ısı bitkinliği belirtileri gösterir. Genelde vücudun sıcaklık kontrol sisteminin gelişmesine neden olmaktadır yüksek sıcaklıklara uzun süre maruz kalanlarda inme de görülebilir. Susuz kalınır ve bol su içilmesi gerekir. Merkezi sinir sistemi hasar görür. Diğer yaygın belirtiler bulantı, nöbet, konfüzyon, oryantasyon bozukluğu ve bazen bilinç veya koma kaybıdır.
Diğer belirtiler arasında şunlar olabilir:
Zonklamalı baş ağrısı
Baş dönmesi ve sersemlik
Sıcağa rağmen terleme eksikliği
Kırmızı, sıcak ve kuru cilt
Kas güçsüzlüğü veya kramplar
Bulantı ve kusma
Güçlü veya zayıf ya da hızlı kalp atışı
Hızlı, sığ nefes
Davranış değişiklikleri, oryantasyon bozukluğu, ya da şaşırma hali
Nöbetler
Bilinçsizlik.
İlk yardımda kişi serin gölgeli bir yere alınır. Fazla giysileri çıkarılır. Vücut soğutulur. Direkt ıslatma veya buz paketleri uygulanabilir. Küvette yatırılabilir. Ağır hareketten kaçınmalı ve soğuk yerde durulmalıdır. Açık havada durulmamalı, açık renkler giyilmeli, güneş kremleri kullanılmalı ve sıvısız kalınmamalıdır.
Kaynak.7gunsaglik
Kaydol:
Yorumlar (Atom)










