Ruh Sağlığı Haberleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ruh Sağlığı Haberleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İşi Kaybetme Ölüm Oranını Artırıyor

Drexel Üniversitesi Fen Koleji’nde bir ekonomist ve nüfus sağlığı araştırmacısı tarafından yapılan araştırmalara göre işimizi kaybetmek ölüm riskini artırıyor.

İşe geri dönme ise bu riski azaltıyor. Devlet ve işsizlik oranları durumu karşılaştırılmış ve çalışmada incelenmiştir. Bireyin istihdam durumu ve çevresindeki ekonomik koşullar yaş cinsiyet medeni durum hane geliri sağlık sorunları gibi faktörler baz alınarak incelenmiştir. İş durumlarının kötü gitmesi ve işsizlik, işten çıkarılma ve ayrılma kişi üzerinde olumsuz etkilere sahiptir.

%73 gibi ciddi bir oranda ölüm oranı artıyor. İş kaybına bağlı maddi sıkıntılar ve yaşanan stres ilaç kullanımı intihar durumları bu oranı artırıyor. Ekonomik kriz ortamlarında durgunluk ve piyasa şartlarına ek olarak işten çıkarılma toplumu derinden etkiliyor. Çok çalıştırılan işçiler ve çalışanlar az uyku ile sağlıklarını kaybediyor. Bu da sağlıktan çalıyor ve ömrü kısaltıyor.
Kaynak.haber7

Genç Kadınlarda Depresyon Kalp Krizi Riskini Artırır

Depresyon ve kalp hastalığı arasındaki bağlantıları araştıran yeni bir çalışmada 55 yaşından küçük kadınlarda depresyonun kalp krizini tetiklediği ortaya çıkmıştır.

Majör kalp sorunları depresyonla beraber 2 kat daha fazla yaşanır. Kalp damar hastalıkları, inme, felç ve ölüm gibi riskler söz konusudur. Kadınlarda bu risk erkeklere oranla daha büyüktür. 40-59 yaş arasındaki milyonlarca kadın bu riski taşır. Kalp hastalığı ve kanserden ölme oranları 3 te 1 kadar çoktur.

Kalp hastalıkları her yaştan kadını etkiler. Araştırmacılar koroner anjiyografi ile arterlerde bulunan hastalığını teşhis edebilirken 3235 kişiyi bu şekilde taramıştır. Depresyon derecesindeki her 1 puanlık artış kalp krizi ve hastalık riskini %7 daha artırır. Bu süreçte yaşanan kalp kaynaklı ölümler de depresyonla beraber 2.5 kat daha fazladır.
Kaynak.7gunsaglik

Mutlu Evlilik Kalp Sağlığını Destekler mi?

Mutlu bir evlilik veya duygusal ilişki kardiyovasküler hastalık riskini azaltıyor.

Pittsburgh Üniversitesi araştırmacılarına göre kalp damar sağlığını mutluluk destekliyor. Evlilikle kalp sağlığı arasında güçlü bir ilişki var. Kalp hastalıklarından ölme riski ve oranı da oldukça azalıyor. Sosyal ilişkilerin kalitesi, huzuru bulma ve mutlu olma özellikle ikili ilişkisinde bunları yaşama kişiyi iyileştiriyor ve hastalığı önlüyor.

Olumsuz etkileşim ve ilişkiler ise kalp hastalığı riskini %8.5 kadar artırıyor. Partnerlerin bir süre boyunca izlenen özel yaşamlarına bakıldığında bu sonuçlar uzun vadede ölçülmüş ve ortaya çıkmıştır. Mutluluk sonucu kan damarları genişler vücuda kalbe damarlara daha fazla kan ve oksijen gider. Damar genişlemesi daha çok oksijen demek de hastalıkların önlenmesi demektir.
Kaynak.7gunsaglik

Ruh Sağlığı Bozukluğu Olan Kadınlar Şiddet Yanlısı Olabilir

Kadın hastalıkları araştırılırken uzmanlar bir konuya dikkat çekmiştir.

Ruh sağlığı sorunları yaşayan, zihinsel ve ruhsal engelli kadınların ilişkileri çok sancılı olabiliyor. Günlük hayatlarında ve ilişkilerinde ağzı bozuk olabilir ve küfürbazlık sınırını zorlayabilirler. Psikolojik, duygusal ve zihinsel engel yaşayan kadınlar daha çok şiddetle karşılaşır ve şiddeti destekleyerek kendileri de zor kullanma, şiddet, küfür, hakaret gibi ekstrem yollara başvurur. Mağdur ve savunmasız bu kadınlarda normal sağlıklı kadınlara oranla bu sorunlar 4 kat daha fazla yaşanır. Ruhsal sağlık sorunu olan kadınlar toplumlarda genel nüfusa oranla daha çok şiddet görür.

Zayıflıklarından yararlanma durumu söz konusudur. Bu kadınlar da şiddete daha çok meyillidir. Küfür etmek ve ağzı bozuk olmak normal karşılanır. Eşleri tarafından fiziksel, cinsel, duygusal ve finansal şiddet ve istismara uğrayabilirler. Dayak ve işkence, tecavüz, sözlü şiddet, hakaret, aşağılama, küfür, küçümseme, parasını üzerine alma gibi birçok alanda şiddet ve olumsuz koşul maalesef zihinsel ve ruhsal engelli kadınlarda sıkça yaşanıyor. Sosyal izolasyonda olan bu kadınları eşleri ve yakınları en yakın dostları bile kandırıp şiddet uygulayabiliyor. Müdahale ve tedavi hastayı hedef alarak en yakın zamanda uygulanmalıdırKaynak.http://www.7gunsaglik.com

Ağlamanın Faydaları ve Zararları Nelerdir?

Ağlamak insanın hem beden yapısı hem de ruhsal yapısı üzerinde çok önemli etkilere sahiptir. Ağlamak bireyin duygularını dışa vurmasını sağlayarak stres, depresyon gibi ruhsal sorunlar yaşamasına engel olur. İnsanın dünyaya ilk adımında dahi ilk tepkisi olan ağlamak, son derece doğal ve insanî bir olgudur.
Gelin ağlamanın fayda ve zararlarını birlikte inceleyelim:

Faydaları:
-Ağlamak rahatlamanızı sağlayarak stresten kurtulmanıza yardımcı olur. Rahatlamanızı sağlayacağı gibi daha rahat bir uyku sağlar.
-Ağlayan bireylerde tıbbi rahatsızlıkların daha az görüldüğü bilinmektedir.
-Tansiyon hastası kişilerin üzüntülü zamanlarda ağlaması, tansiyonlarının normale dönmesini sağlar.
-Ağlamak göz kuruluğu şikayetlerinin oluşmasını engeller.
-Ağlama esnasında kalp damarları açılır, kalp hastalıkları riski azalır.

Zararları:
Ağlamanın zararları yararlarına oranla çok daha nadirdir. Bu da ağlama esnasında gözlerin kızarması ve şişmesidir. Ilık çay poşetini şişmiş gözlerinizin üzerine koyup yarım saat kadar bu şekilde gözleriniz kapalı uzanmanız, gôzlerinizde oluşan şişliğin giderilmesini sağlayacaktır.
Kaynak.7gunsaglik

Modernliğin Getirisi Stres Ve Üzerimizdeki Etkileri

Günümüzdeki birçok insanın maruz kaldığı en büyük şirketlerden biri de şüphesiz ki strestir.

Aile içi problemler, kalabalık ve gürültülü bir şehir yaşantısı ve ekonomik sorunlar dolayısıyla bu sözcük hayatımıza hızlı bir şekilde yerleşmiş ve bir hastalık halini almıştır.
Yalnızca psikososyal faktörler strese neden olmamaktadır. Aynı zamanda fiziksel faktörler ve strese neden olan durumlar arasındadır. Örnek verecek olursak; geçirilen herhangi bir cerrahi operasyon ya da travma vücudumuzda strese neden olabilmektedir.

Stresin Vücudumuzdaki Etkisi
Vücut strese neden olan herhangi bir durum ile karşılaştığı anda hipotalamus hipofiziaktif edici maddeler salgılanır. Bu durumda kortizol adı verilen stres hormonunun salgılanmasına neden olur.

Stresle Başa Çıkmanın Yolları
Gündelik hayatta sevdiğimiz kişilere ve faaliyetlere zaman ayırın.
-Sizi strese sokan yoğun iş temponuzu yavaşlatmaya çalışın.
-Günlük sıvı miktarınızı iyi dengeleyin.
-Kendinizi stresli hissettiğiniz zaman yarım saat kadar açık havada yürüyüş yapın.
-Olumlu bir tavır takınmaya çalışın.
-Etrafınızda olan bitenleri eleştirmek yerine kabullenmeye çalışın.
-Dengeli beslenmeye ve yeterli miktarda meyve ve sebze tüketmeye dikkat edin.
Kaynak.7gunsaglik

Sakatlanma Durumunda Zihinsel İyileşme

Spor sırasında veya başka bir anda bir sakatlık geçirdiniz ve var gücünüzle ağlıyorsunuz.

Fiziksel bir yaranın iyileşmesi için önce zihinsel olarak hazır ve sağlıklı olmalıyız. Rehabilitasyon tedavisi fiziksel iyileşme için türlü yollar vardır ama gerçekten iyileşmek için önce zihninizde buna inanın. Mutsuz hissetmeyin. Uzmana tüm detayları anlatın ve kendiniz olun. İhtiyacınız olan desteği alın. Mutlaka sağlık kuruluşuna gidin tedavinizi olun.

Umutsuzluk ve hayal kırıklığı ile ön yargıyla doktora gitmeyin. İyileşmeye inanmak gerekir. Stresi azaltın bitirmeye çalışın. Ne kadar negatiflik o kadar kötü sonuç. Spor sakatlıklarında hedefinizi yeninden düzenleyin. Sakatken spor yapılmaz kilo verme sürenizi uzatın ve daha yavaş ilerleyin. İyileşme fırsatlarını asla kaçırmayın yeni tedaviler çıkınca gidin. Kendi işlerinizi yapabildiğiniz kadar yapın zorlamayın ve kendinizi bitmiş gibi hissetmeyin. İyi dinlenin çabuk iyileşin.
Kaynak.7gunsaglik

Bipolar Bozukluk Nasıl Teşhis Edilir?

Çift kutupluluk rahatsızlığı olan bipolar bozuklukta farklı ruh halleri ve davranışlara rastlanır.
Unipolar depresyon ve şizofreni gibi diğer ruhsal sorunlarla karıştırılmamalıdır. Bipolar depresyon, hipomani ve mani belirtileri ile izlenir. Doğru tedavi ile iyileştirilebilir. Özel kan ve lab testleri yapılabilir. Ancak psikoterapi yapılarak önce belirtilere bakılır ve teşhis konur. Bipolar teşhisi konduktan sonraki tedavi süreci önemlidir. Aslında, en önemli tanı aracı, ruh hali, davranışları ve yaşam tarzı alışkanlıkları hakkında doktorunuzla açıkça konuşmaktır. Fizik muayenede hastanın genel durumu ortaya çıkar. Şiddeti, frekansı ve uzunluğuna bakılır.
Günlük enerjiye göre bipolar tanısı konamaz veya değildir denemez. Enerji, uyku durumu, hızlı düşünme ve konuşma, sinirlilik düzeyi gibi belli faktörler incelenir ve tanı konur. Genetik etkenlerde aile öyküsü de önemlidir. Size kişisel ve ailevi sorular sorulur ve verilen cevaplar incelenir. Madde kullanımı, davranış bozuklukları, depresyon, dürtü kontrol bozuklukları, gelişimsel bozukluklar, dikkat eksikliği, hiperaktivite, travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete, psikoz, panik bozukluk gibi pek çok rahatsızlık tanısı hastada olabilir. Psikiyatrik hastalığın altında başka bir neden olabilir. Tiroid, lupus, HIV gibi sorunlar da bipolara neden olabilir. Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Depresyon Teşhisi Hakkında Bilgiler

Depresyondan şüphe ediyorsanız doktorunuz en iyi şekilde depresyon tanısı koyacaktır.

Çeşitli muayene ve taramalarla depresyon tanısı konabilir. Duygu durum bozuklukları aynı şekilde teşhis edilir. Majör depresyon, distimi, hafif ya da kronik depresyon, mevsimsel ruh hali bozukluğu, manik depresyon, bipolar, ağır klinik vakalara kadar tanılanır. Kesin tanı için özel kan testleri istenir. Birçok lab testi yararlı değildir. Doktor hasta görüşmesi yüzyüze diyaloglar en iyi tanılama biçimidir. Birkaç soru ve cevaptan sonra konuşmalarından ve tavırlarından kişinin sorunu teşhis edilir. Fizik muayene, hastayla konuşma ile genel sağlık durumu hakkında bilgi edinilir.

Yaşam tarzı alışkanlıkları, günlük davranışları ve ruh halleri izlenir. Birkaç seans sonra doktor hastasını tanımış olur ve tedavide daha rahat ve etkin bir yol izlenir. Aile öyküsü de öğrenilir, genetik bir sorun olabilir. Ne zaman karamsar ve mutsuz hissettiğiniz, zevklerinizin azalması, kilo değişimleri, uyku sorunları, yorgunluk ve enerji kaybı, umutsuzluk, değersizlik, suçlu hissetme, odaklanma sorunu, ölüm düşüncesi, intihar girişimi gibi konular değerlendirilir. Belirtiler kısa veya uzun süre sürebilir. Ciddi vakalarda yataktan bile kalkmama durumları görülür. Lab testleri gibi fiziksel tanılama da bir bakıma destekleyici yöntemlerdir. Kaynak.http://www.7gunsaglik.com

Kronik Depresyon Belirtileri Nelerdir ?

Depresyon, kişiler tarafından sıklıkla kullanılan bir terim haline gelmiştir. Genellikle kişilerin bunalım halleri ve duygularıyla ilgili bazı sorunların yaşanmasıyla ilgili hastalıktır.

Sıklıkla görülen ve gelişmiş depresyon şekli psikiyatrik bozukluk olarak adlandırılan boyutudur. Günümüzün, giderek artan hastalıkları listesinde; listenin en başında yer almaktadır.

Depresyon yaşayan kişilerde beklenen genel özellikler; hayattan beklediğini alamama duygusu, boş vermişlik, mutlu olamama, moralsizlik, çevresindekilere değer vermeme, halsizlik, yorgunluk ve bitkinlik özellikleridir.

Kişi bu durumda iken sahip olduğu olumsuz duygu ve davranışlardan ötürü, sosyal çevre denilen kavramdan uzaklaşarak, kendini yalnızlığa mahrum eder. İştahsızlık, uyku problemleri ve cinsel hayatta sorunlar yaşanır. Bu geçici bir durumdur. Psikiyatri desteği ve çevrede bulunan; aile ve dostların yardımları ile kişi kısa sürede eski hayatına kavuşabilir.

Kronik depresyon dediğimizde ise yukarıda saymış olduğumuz tüm haller, kişi üzerinde en az iki yıl süreyle gözlemlenmektedir. Kronikleşen depresyon süreci, bir süre sonra depresif özellikler şeklinde artarak devam etmektedir.

Bu sürecin dönülmez bir hale gelmesine engel olabilmek için profesyonel hekimler tarafından destek alınarak ilaç tedavisine başlanmalı ve ilaç kullanımının aksatılmadan devam edilmesine özen gösterilmelidir. Kronik depresyona giren kişilere karşı dikkatli davranılmalıdır. Aksi halde aniden parlayan ve çok sinirli bir davranış şeklinde maruz kalınabilir.
Kaynak.7gunsaglik

Eşinizin Kişiliği Kariyer Başarınızı Etkiliyor

Kariyer ve işle ilgili karar ve adımlarınızda aslında en büyük engeliniz eşiniz olabilir.

Özel hayatınızdaki engeller sorunlar stres tartışmalar işinizi doğrudan etkiliyor. Eşinizin kişiliği sizi her konuda değiştirebilir. Washington üniversitesi uzmanlarına göre tip 2 diyabetli eşin rahatsızlığı partnerine en çok yansıyan hastalıklar arasında. Kronik hastalıklar ve uyku bozuklukları buna dahil. 5 yılda 5000 evli çift üzerinde yapılan incelemeler sonucunda bu bulgulara ulaşılmıştır.

19-89 yaş arasındaki çiftler incelenmiştir. %75 oranında bulguları kanıtlar nitelikte veriler elde edilmiştir. Açıklık dışa dönüklük uzlaşmacılık nevrotiklik vicdanlılık gibi özellikler eşler arasında geçmeye başlar. Kişilik üzerine psikolojik testler yapılmış ve bun sonuçlar alınmıştır. Vicdanlı bir eşiniz varsa başarılı ortaklıklar kurar üstün bir iş hayatına sahip olursunuz. Kariyer yolunuzda eşinizin kişilik özellikleri ağır basar unutmayın sizden çok sizi etkileyebilir.
Kaynak.7gunsaglik